YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6751
KARAR NO : 2023/2687
KARAR TARİHİ : 18.05.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme kararı davalı Hazine vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; … ili, … ilçesi, … Beldesi, 3975 ve 3976 parsel sayılı taşınmazların kuzeyinde ekli krokide 1.722,13 m2 miktarlı tescil harici taşınmazın annesi tarafından zeytin ağaçları dikilmek suretiyle imar ihya edidiğini, annesinin 1993 yılında ölümünden sonra müvekkili tarafından zilyetliğin sürdürüldüğünü, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya kamunun yararlandığı veya özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olmadığını ileri sürerek müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine mirasçıları davayı takip etmişlerdir.
II. CEVAP
1.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı … cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.11.2015 tarihli ve 2014/124 E. 2015/487 K. Sayılı kararıyla, davacı tarafından zilyetlikle kazanma koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle, fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen güneyinde 3974, 3975, 3976 parsel sayılı taşınmazda, batısında tescil haricinde yol ve boşluk, doğusunda tescil harici yol ve boşluk bulunan 1.722,13 metrekare yüzölçümlü taşınmazın davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.05.2019 tarihli 2016/9491 E. 2019/3355 K. sayılı kararıyla“…Hal böyle olunca, 6360 sayılı Kanun uyarınca … İlinin mülki sınırlarının Büyükşehir Belediyesi sınırı olarak belirlendiği, Büyükşehir sınırlarındaki köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliklerinin sona erdiği dikkate alınarak … Büyükşehir Belediye Başkanlığını davaya dahil edecek husumeti yaygınlaştırması hususunda davaya süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle sair yönler incelenmeksizin…” gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile usul ve yasaya uygun olan bozma kararına uyularak, … ilinin mülki sınırlarının Büyükşehir Belediyesi sınırı olarak belirlendiği, Büyükşehir sınırlarındaki köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliklerinin sona erdiği dikkate alınarak … davaya dahil edilmiş, bozma öncesindeki aynı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın kim tarafından hahgi sürelerle kullanıldığı, taşınmazın niteliği, imar ihyanın ne zaman başladığı ve ne zaman tamamlandığı hususlarının tespit edilmediğini, hava fotoğraflarından yeterince faydalanılmadığını, eksik inceleme araştırma ve hatalı değerlendirme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı … vekili, bilirkişi raporunun usulüne uygun olmadığını, zilyetlik, imar ihya hususlarının açıklığa kavuşturulmadığını, zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi şöyledir: “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi şöyledir: “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”
3.4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun (TMK) 713/1. maddesi şöyledir: “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
3. Değerlendirme
1. Mahkemece, Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddesinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama da karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün hangi tarihte ve hangi nedenle tescil harici bırakıldığı araştırılmamış, davacı taşınmazın annesinden intikal ettiğini ileri sürmüş, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık davacıdan önce babasının zilyet olduğunu beyan etmişlerdir. Davacıdan önce kimin zilyet olduğu davacıya nasıl intikal ettiği, çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, alınmış ise imar planının hangi tarihte kesinleştiği sorulup saptanmamış, zilyetlik süresinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından usulüne uygun faydalanılmamış, hava fotoğraflarının jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından stereoskopik aletle incelenmesi gerektiği halde, inceleme bu konuda uzman olup olmadığı anlaşılamayan harita ve orman mühendisi tarafından yapılmış, taşınmazın evveliyatı, kullanım süresi, niteliği ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı, zeytin ağaçlarının davacıya intikal eden mirasbırakanı tarafından mı davacı tarafından mı dikildiği, aşılamasının kim tarafından yapıldığı hususlarına ilişkin açıklama içermeyen yetersiz tek kişilik ziraatçi bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
2. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için çekişmeli taşınmazın hangi tarihte niçin tescil harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden, imar planı kapsamında kalıp kalmadığı ilgili belediyelerden sorularak belirlenmeli, imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde imar planının onaylı bir örneği dosyaya getirtilmeli, dava konusu taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğünün web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmaz bölümü imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden, değilse dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile bir jeodezi-fotogrametri mühendisi, üç ziraatçı bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.
3. Ziraat mühendisi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğini, kullanım durumunu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, böyle yerlerden ise imar-ihya edilip edilmediği, edilmiş ise hangi tarihte tamamlandığı hususlarında, önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporlarını da irdeler şekilde taşınmaz bölümünün tarımsal niteliğini açıklayan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş ve hangi bölüme ait olduğu işaretlenmiş renkli fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;
4. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmaz bölümünün niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten, önceki raporların irdelenerek çelişkinin sebebinin açıklandığı ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemesi istenilmeli;
5. Fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir krokili rapor aldırılmalı;
6. Tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
7. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekili ve davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.