Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/6564 E. 2023/2179 K. 10.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6564
KARAR NO : 2023/2179
KARAR TARİHİ : 10.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; … ili, … ilçesi, … köyü 113 ada 1 ve 2 parsel ile 111 ada 67 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalılar ve murisi (babası) … adına tespit gördüğünü, bu taşınmazların kendisine ait olduğunu, taşınmazları … oğlu …’den 12/08/1976 tarihinde harici satış senedi ile satın aldığını, dava konusu taşınmazları önceki malikinden satın aldıktan sonra malik sıfatıyla bu zamana kadar nizasız, fasılasız zilyet olarak ve tasarrufunda bulundurduğunu ileri sürerek tapunun iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalılar …, …, …, … vekili; kadastro tespitinin doğru olduğunu, dava konusu taşınmazları 12/08/1976 tarihinde satış senedinde yer alan davacının tek başına alıcı olmadığını, taşınmazları …’ın mirasçıları adına davacının satın aldığını, davacının evin en büyük erkek çocuğu ve ailenin reisi olması sebebiyle senedin davacı adına yapıldığını, taşınmazların parasının evdeki ortak hayvanların parasıyla ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30/05/2016 tarihli ve …./64 Esas, 2016/613 Karar sayılı kararıyla; dava konusu yerin dosya kapsamında bulunan harici satış senedi ile taşınmazın satın alınırken paranın davacı tarafından verildiğinin mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanlarıyla ispatlandığı ve davacının iddialarının hayatın olağan akışına uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 08/10/2019 tarihli ve 2016/14437 Esas, 2019/6138 Karar sayılı kararıyla; “Dava konusu taşınmazların kayıt maliki olan …’ın güncel veraset ilamının teminiyle taraf teşkili sağlanması, davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması, satış senedinin tanzim tarihinin 1976, murisin ölüm tarihinin ise 1972 olduğu göz önüne alınarak, taşınmazların kimin adına satın alındığı hususunda, dinlenen mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanları arasında çelişki bulunduğundan söz konusu çelişkilerin giderilmesi…” gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacının sözleşme tarafı olduğu harici satış senedi karşısında tanık beyanlarının soyut iddiadan ibaret kaldığı, tanık beyanlarının ısrarlı olması sebebiyle çelişkinin giderilemediği,davalı … ve davalı …’nın sözleşme tarihindeki yaşları itibariyle sözleşmeye müdahale imkanlarının olabileceği dikkate alınarak yazılı belge karşısında tanık beyanlarına itibar edilmediği, bir kısım davalılar vekilinin süresinde olmayan cevap dilekçesi ile usule aykırı bir şekilde davalı tarafın tanıklarının dinlendiği gerekçesiyle; davacının davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile 113 ada 1 ve 2 parsel ile 111 ada 67 parsel numaralı tapu kayıtlarının iptali ile davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının … aleyhine açmış olduğu davasının pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili; davacının, davalılar tarafından 05.10.2015 tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesinde davacı tarafından bugüne kadar hiç bir itirazda bulunulmadığı, bozma kararında davalıların delilleriyle tanıklarına yönelik herhangi bir tespitte bulunulmadığı, davalılar lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu, dava konusu taşınmazların harici satış senedi ile … mirasçıları adına davacı tarafından satın alındığı ve satış senedi o tarihte bir kısım kardeşlerinin askerde ve şehirdışında olması, bir kısım kardeşlerinin yaşlarının küçük olması nedeniyle zorunlu olarak davacı adına düzenlendiği, davacının kendisinin satın aldığını iddia ettiği taşınmazla ilgili gösterdiği tanığının bilgisinin olmadığı, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların tamamının davacının iddiasının aksine anlatımda bulundukları, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”

4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükümleri düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; … ili, … ilçesi, … köyü çalışma alanında bulunan 111 ada 67, 113 ada 1 ve 113 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar … oğlu …’ın 20 yılı aşkın zamandan beri nizasız fasılasız malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda bulunduğu, 07.10.1972 tarihinde öldüğü belirlenerek mirasçılardan herhangi birinin tespite esas olacak veraset ilamı sunulmadığından malikin ölü olduğu beyanlar hanesinde gösterilerek ölü … oğlu … adına tespit gördüğü, tespite itiraz edilmeyerek 29.01.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Somut olayda davacı; taşınmazları 12.08.1976 tarihinde kendi adına satın aldığını iddia etmiş, davalılar ise taşınmazların tüm mirasçılar adına alındığını savunmuşlardır.

Bozma sonrası keşif mahallinde dinlenilen mahalli bilirkişi … … beyanında; davacının yerleri kardeşleri adına aldığını, o dönemde maddi gücünün olmadığını, babadan kalma hayvanların satılarak dava konusu yerlerin satın alındığını, mahalli bilirkişi … … … ve davalı tanığı …’ta davacının, kardeşleri adına bu yerleri aldığını belirtmişlerdir.

Hal böyle olunca dava konusu taşınmazların kök muris adına tespit edilmesinin doğru olduğu, davacının iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının temyiz eden davalılara iadesine,
Dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.