Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/6543 E. 2023/2426 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6543
KARAR NO : 2023/2426
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Kapatılan Yargıtay 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, … ili, … ilçesi, … Mahallesi 128 ada 68, 125 ada 5, 128 ada 42, 128 ada 69, 159 ada 99 parsel sayılı taşınmazlardan 128 ada 69 parselin davacının annesi olan …’den diğer taşınmazların ise babası olan …den geldiğini, taraflar arasında miras taksimi yapılmadığını, kadastro çalışmaları sırasında 128 ada 68 parselin murisin torunu olan davalı … adına, 125 ada 5 ve 159 ada 42 parselin murisin kızı davalı … adına, 128 ada 69 ve 158 ada 99 parsel sayılı taşınmazların murisin torunu … adına tescil edildiğini, davalıların bu taşınmazları kendi adlarına tescil ettirdiklerini ileri sürerek tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada 128 ada 68 parsel sayılı taşınmaz yönünden davadan feragat etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçelerinde, 128 ada 68 parsel sayılı taşınmazın Serkan ile ilgili olmadığını, 158 ada 99 parsel sayılı taşınmazı …’ın babası … evleneceği zaman murisin ona bağışladığını, 128 ada 69 parsel sayılı taşınmazın dedesi tarafından sünnet hediyesi olarak …’a verildiğini, 159 ada 42 pasrel sayılı taşınmazda …’nın malik olmadığını, 125 ada 5 parsel sayılı taşınmazın da … tarafından annesinden bedeli karşılığında satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 14.06.2016 tarihli ve 2015/188 Esas, 2016/131 Karar sayılı kararıyla; davanın 128 ada 68 parsel yönünden feragat nedeniyle reddine, 159 ada 42 ve 125 ada 5 parsel sayılı taşınmaz yönünden reddine, 158 ada 99 parsel taşınmazın tarafların murisi …ye ait olduğu, murisin ölümünden önce veya sonra tüm mirasçıların katılımı ile mirasçıları arasında taksim yapılmadığı, 128 ada 69 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmı dışında kalan çekişmeli 267,3 metrekarelik bölümünün ise tarafların murisi İsmihan …’ye ait olduğu,…ölmeden veya öldükten sonra tüm mirasçıların katılımı ile mirasçıları arasında taksim yapılmadığı gerekçesiyle 99 parsel yönünden davanın kabulüne, 69 parsel yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.12.2019 tarihli ve 2016/13921 Esas, 2019/8196 Karar sayılı kararı ile “…Varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dosya kapsamından, çekişmeli 128 ada 69 parselin ortak muris İsmihan’dan; 158 ada 99 parsel sayılı taşınmazın ise diğer ortak muris …’dan geldiği sabit olup; davalı taraf, çekişmeli taşınmazların adı geçen murisler tarafından kadastro tespitinden evvel babaları olan …’e bağışlandığı savunmasında bulunmuştur. Özellikle, davacı Ümmühan’ın kardeşi, davalı …’ın ise amcası olup keşifte tanık olarak beyanı alınan … … tarafından, her iki taşınmazın da, muris tarafından davalı tarafa bağışlandığının belirtilmesine; keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından da, çekişmeli taşınmazların murisin sağlığında dahi, davalı …’ın babası …’nün zilyet ve tasarrufunda bulunduğunun anlaşılmasına ve bu haliyle davalı tarafın kök miras bırakanın sağlığında babalarına yaptığını iddia ettikleri bağışlama ve zilyetliği devri olgusunu ispat ettiklerinin anlaşılmasına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu” gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, bağış sözleşmesinin tapuda resmi şekilde yapılması gerektiğini, murisin sağlığında taşınmazın davalılar adlarına tescilinin bağışlamanın olmadığını gösterdiğini, kendilerini malikmiş gibi gösterdiklerini, tanık beyanlarının yanlı olduğunu, salt davalı tanıklarının beyanlarının hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazların muristen geldiğini ve taksim ya da paylaşmanın söz konusu olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 763 üncü maddesinde; “Taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir. Bir taşınırın zilyetliğini iyiniyetle ve malik olmak üzere devralan kimse, devredenin mülkiyeti devir yetkisi olmasa bile, zilyetlik hükümlerine göre kazanmanın korunduğu hâllerde o şeyin maliki olur.”

6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun (TBK) 289 uncu maddesinde; “Elden bağışlama, bağışlayanın bir taşınırını bağışlanana teslim etmesiyle kurulmuş olur.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15 maddesinde; “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. Taşınmaz mal tapuda kayıtlı olsun veya olmasın, onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının, bu Kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle iktisabı caizdir. İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iştirakçilerinden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temliki; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir. (Değişik son fıkra: 22/2/2005 – 5304/5 md.) Kadastrodan önce hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime konu edilmiş ve sınırları doğal veya yapay işaret ya da tesislerle belirlenmiş taşınmaz malların, imar plânı bulunmayan yerlerde zeminde fiilen oluşmuş sınırlarına göre tespiti yapılır.”

TMK’nın 6 ncı maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”,

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında ise “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükümleri düzenlenilmiştir.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.