Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/6535 E. 2023/2096 K. 06.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6535
KARAR NO : 2023/2096
KARAR TARİHİ : 06.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı, … ili, Genç ilçesi, … köyü çalışma alanında bulunan 156 ada 2 parsel sayılı taşınmazın hali arazi vasfı ile davalı adına tespit ve tescil edildiğini, çekişme konusu taşınmazın kök mirasbırakanı tarafından uzun yıllar önce imar ve ihya etmek suretiyle kullandığını, ölümü ile kendisine intikal etmesi üzerine aynı şekilde üzerinde tarımsal faaliyette bulunmak suretiyle zilyetliğini devam ettirdiğini, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı kurum temsilcisi, yargılama aşamasındaki beyanında davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Genç Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.07.2016 tarihli ve 2015/145 E., 2016/442 K. sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı ve taşınmaz üzerinde davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Bozma Kararı
Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 05.02.2020 tarihli 2016/16746 E., 2020/214 K. sayılı kararıyla; “…doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaza komşu olan 156 ada 1 parsel ve 156 ada 3 parsel sayılı taşınmazların tutanak ve dayanakları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeolog bilirkişisi, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi heyeti ve teknik bilirkişisi hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak bu keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın evveliyatının ne olduğu, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı, imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın ne zaman başlanılıp ne zaman bitirildiği sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeolog bilirkişisinden, taşınmazın … yatağı olup olmadığına ya da … yatağından kazanılıp kazanılmadığına ilişkin rapor alınmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve dayanağı belgelerin çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak okuduğu belirlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu….” gerekçesiyle bozulmuştur.

C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Genç Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.11.2020 tarihli ve 2020/136 E., 2020/200 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazda ekin ekildiğine dair buğday kalıntısı olduğu, arazi başında su arkı bulunduğu, dereden gelen su ile sulandığı eğiminin imar ve ihyaya uygun olduğu, davacının evveliyatından beri zilyetliğinde bulunduğu, en eskiden beri imar edildiği ve halen kullanılmaya devam edildiği, taşınmazın tarım arazi niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

E. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; imar-ihya ve eklemeli zilyetlik hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
a) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

b) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

c) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme
1. … ili, Genç ilçesi, … köyü çalışma alanında bulunan 7.452 m² yüzölçümlü 156 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hali arazi vasfı ile davalı Hazine adına 29.01.2007 tarihinde tescil edilmiştir.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna ve bozma kararına uygun olup davalı tarafın temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.