Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/6344 E. 2023/2036 K. 04.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6344
KARAR NO : 2023/2036
KARAR TARİHİ : 04.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tescil istekli davada Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, … ili, Merkez ilçesi, … Beldesi, Metehan Mahallesinde kain doğusu kanal, batısı kanal, kuzeyi …’un taşınmazı, güneyi …’ın taşınmazı ile çevrili 3.000 m2 yüz ölçümündeki taşınmazın kapama kayısı bahçesi olup üzerinde iki adet bina, yaşları 30 civarında olmak üzere toplam 60 adet meyve ağacı bulunduğunu, aynı yer doğusu kanal, batısı … köy yolu, kuzeyi Aziz Akbulut, güneyi Ekrem Zengin’in taşınmazı ile çevrili tahminen 1.500 m2 yüz ölçümündeki taşınmazın sulu tarım arazisi olarak malik sıfatıyla davacının zilyetliğinde olduğunu, taşınmazın öncesinde Hasan Dertli tarafından imar ve ihya edilmiş olduğunu, daha sonra sağlığında oğlu …’ye devrettiğini, yaklaşık 30 yıldır da davacının malik sıfatıyla taşınmazı kullandığını ileri sürerek, anılan taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili, davanın süresinde açılmadığını, hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini, taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerden olup zilyetlikle ve imar-ihya yoluyla iktisabının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

2.Davalı … vekili, davanın süresinde açılmadığını, zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

3.Dahili davalı … vekili, davanın … tarafından takip edilmesi gerektiğini, bu nedenle Büyükşehir Belediyesi olarak davaya dahil edilmelerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek husumet itirazları doğrultusunda davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.10.2015 tarihli ve 2015/139 Esas, 2015/177 Karar sayılı kararıyla, krokide (A) harfi ile gösterilen taşınmazın kadastro tespitleri sırasında taşlık vasfı ile tescil dışı bırakıldığı, yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarına göre davacının çekişmesiz ve aralıksız olarak eklemeli zilyetliğinin en az 40 yıldır devam ettiği, davacının emek ve para harcayarak imar ve ihya ettiği ve tarım arazisi olarak kullandığı, (B) harfi ile gösterilen taşınmazın tarım dışı taşlık-boşluk olduğu, taşınmazda tarımsal anlamda herhangi bir kullanım veya imar ve ihya şartlarının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 06.06.2014 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 2.722,13 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın davacı adına tesciline, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 1.258,79 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazla ilgili davanın reddine, bu yerin TMK’nın713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı, davalı … ve davalı … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.12.2019 tarihli ve 2019/3723 Esas, 2019/8415 Karar sayılı kararıyla; “… davacı vekilinin, Mahkemece hakkında ret kararı verilen ve 06.06.2014 tarihli teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölüme ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının reddiyle bu bölüm hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,”; (A) harfi ile gösterilen taşınmaz yönünden ise “ Çekişmeli taşınmaz bölümün hangi tarihte imar planı sınırları içine alındığı açıklığa kavuşturulmadan, tek kişilik ve soyut nitelikteki ziraatçi bilirkişi raporuna itibar edilerek, çekişmeli taşınmaz bölümünde davacılar lehine imar-ihya nedeniyle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı yöntemince araştırılmadan hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.” gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; (A) harfi ile gösterilen taşınmazın 1965 yılında yapılan kadastro sırasında tescil harici bırakıldığı, jeodezi mühendisinin bozma öncesi düzenlediği bilirkişi raporunda 1985 yılında (A) harfi ile gösterilen taşınmazın kenar kısımlarının ağaçlandırılarak orta kısmının tarla olarak kullanıldığının belirlendiği, imar uygulamasının yapıldığı 2005 yılından 20 yıl geriye gidildiğinde 1985 yılı itibari ile bütün imar ve ihya işlerinin bitmesi gerektiği, dava konusu kısmın salt tarla olarak kullanılmanın imar ve ihyayı kapsamadığı gerekçesi ile davanın reddine, (A) harfi ile gösterilen kısmın Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; zilyetlik ile iktisap şartlarının oluştuğunu, davacının babası ile birlikte eklemeli zilyetliğinin 50 olduğunu, taşlık olan taşınmazın imar ve ihya edilerek tarım alanı haline getirildiğini, davaya konu olan alan 2005 yılında imar sınırları içerisine alınmış ise de imar planın uygulanmadığını, (B) harfi ile belirtilen alanın sergen yeri olarak kullanıldığını, davacının kayısı tarımı ile iştigal ettiğini ve bu faaliyet kapsamında sergen yerinin zaruri bir ihtiyaç olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükmünü içermektedir.

3. Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinde; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme
1. Hemen belirtmek gerekir ki, krokide (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkin Mahkemenin 23.10.2015 tarihli kararı ile davanın reddine karar verildiğinden ve bu karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.12.2019 tarihli kararı ile onanarak kesinleştiği gözetildiğinde davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının dinlenmesine olanak bulunmamaktadır.

2. Davacı vekilinin krokide (A) harfi ile gösterilen kısma yönelik temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere, bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağından, bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı lehine iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi bozma kararının gereklerinin yerine getirildiğini söyleme imkanı da bulunmamaktadır.

Şöyle ki, Mahkemece uyulan bozma kararında (A) harfi ile gösterilen çekişmeli taşınmazın tespit dışı kaldığı tarih ile imar planı sınırları içine alındığı döneme ilişkin bölgeye ait tüm hava fotoğraflarının dosya içine getirtilmesi, mahallinde, yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, üç kişiden oluşacak ziraatçi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması ve yapılacak bu keşifte, çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, kadastro tespit günü itibariyle hangi nitelikte bulunduğu, üzerinde imar ve ihya faaliyetlerinin ne zaman başlayıp ne zaman tamamlandığı, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklinin ve süresinin ne olduğu gibi hususların araştırılması gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, Mahkemece dava konusu taşınmaz bölümünün hangi tarihte imar planı sınırları içine alındığı tespit edildikten sonra başka bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın karar verildiği anlaşılmaktadır.

3. Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın tespit dışı kaldığı 1965 yılından imar planı sınırları içine alındığı 2005 yılı arasındaki döneme ilişkin bölgeye ait tüm hava fotoğraflarının dosya içine getirtilmeli, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, üç kişiden oluşacak ziraatçi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, kadastro tespit günü itibariyle hangi nitelikte bulunduğu, üzerinde imar ve ihya faaliyetlerinin ne zaman başlayıp ne zaman tamamlandığı, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklinin ve süresinin ne olduğu gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak yerel bilirkişi kurulu ile taraf tanıklarından sorulup saptanmaya çalışılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraatçı bilirkişi kurulundan, çekişmeli bölümün güncel tarımsal niteliği ile bu bölümün ne zaman imar ve ihya edilmiş sayılabileceği, sonrasında bu bölüm üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi hususlarında bilimsel verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, kazanma evresini de kapsayacak şekilde ve üç ayrı dönemde bindirmeli olarak çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde stereskopik aletlerle inceleme yapılarak, çekişmeli taşınmazın imar-ihya öncesindeki niteliğinin ne olduğu, imar-ihyaya hangi tarihte başlandığı ve ne zaman tamamlandığı, imar-ihyanın bitirilişinden itibaren tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi dönemde sürdürüldüğü hususlarını bildirir, harita çizim programı vasıtasıyla ölçekleri eşitlenmiş ve taşınmaz sınırları fotoğraflar üzerine aktarılmış ayrıntılı rapor alınmalı; fen bilirkişisinden, keşif ve uygulamayı izleyip denetlemeye olanak verir, yerel bilirkişi ve tanıklarca gösterilmiş sınırların işaretlendiği, kadastro paftası ile bölgeye ait imar planını çakıştırmalı şekilde gösteren ayrıntılı rapor ve kroki alınmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek ve doğabilecek çelişkiler de giderildikten sonra, 3402 sayılı Kanun’un 14. maddesinde yer alan miktar sınırlamaları da dikkate alınmak suretiyle karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin (A) harfi ile gösterilen kısma yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.