Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/6318 E. 2023/3058 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6318
KARAR NO : 2023/3058
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA
Davacı vekili; … ili, … ilçesi, … köyünde kain 137 ada 115 parsel sayılı taşınmazın 1937 tarihli ve 3341 no.lu vergi kaydına istinaden … adına kayıtlı iken taşınmazı 1944 yalında …’a hibe ettiğini, …’nin bekar ve çocuksuz olarak ölümü üzere evlatlığı …’a bıraktığını, söz konusu taşınmazın 1996 yılında … tarafından …’a satıldığını, fiili kullanım durumuna göre miktar fazlasının senetsiz defterine kaydedilerek … adına tespitine karar verildiğini, …’ın vefatından sonra ise davalılara intikal ettiğini, tapu ve kadastro müfettişleri tarafından tapu kayıtları üzerine yapılan inceleme sonucu düzenlenen 25/07/2001 tarihli ve 3 sayılı raporda, taşınmazların hep aynı kişiler tarafından benzer şekilde zilyetliğin devir senetlerine dayalı olarak veya doğrudan kendi adlarına tespit edildiğinin belirtildiğini, … adına kadastro tespitinin yapılabilmesi için … ‘un paravan olarak kullanıldığını, yolsuz tescilin söz konusu olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahalli bilirkişiler ile tespit tutanakları bilirkişilerin 1990’lı yıllarda muris …’ın bu taşınmazda ekonomik amacına uygun bir şekilde tasarrufta bulunduğu, vefatından sonra da davalı mirasçıları tarafından taşınmazın aynı şekilde kullanılmaya devam edildiği yönünde beyanda bulundukları, nizalı taşınmazın hiç terk edilmeyip devamlı ekonomik gelir getirecek şekilde kullanıldığı, nüfus kayıt örneklerinde …’un …’un evlatlığı …’un ise kız kardeşi olduğu, ziraat bilirkişi raporunda meyvecilik ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapıldığı, fen bilirkişi raporunda taşınmazın krokisi ile komşu parsel taşınmaz maliklerinin bilgilerinin örtüştüğü, taşınmaz üzerindeki zeytin ve meyve ağaçlarının tamamının bakımlı ve ürün verir durumda olduğu, taşınmazın imar ve ihya edilen yerlerden olmadığı, taşınmazın 1975, 1985 ve 1997 tarihli hava fotoğraflarında sınırlarının şahıs parselleri ile çevrili ve belirgin, imar ve ihyanın tamamlanmasının 1975 tarihinden önce olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili; keşif ve bilirkişi incelemelerinin yetersiz olduğunu, …’ın taşınmazı satın aldığı iddia edilen 1996 yılından sonraki zilyetlikle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığının tespit edilmediğini, zilyetlikle kazanım koşullarının mevcut olmadığını belirterek, Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özellikle tespit tutanağı bilirkişi …’in beyanının niza konusu taşınmazın davalıların murisinden önce uzun yıllarca … tarafından kiraya verilmek suretiyle tarım arazisi olarak kullanıldığı, sonrasında davalıların murisine satılıp devredildiği yönünde olduğu, kadastro tespit tarihine kadar eklemeli zilyetliğin taşınmaz üzerinde sürdürüldüğü gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenini yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerinde ki taleplerini tekrar ile kararın hükmen bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”

6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükümleri düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı … vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.