Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/6312 E. 2023/1884 K. 29.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6312
KARAR NO : 2023/1884
KARAR TARİHİ : 29.03.2023

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı, atalarından intikal eden … köyünde kain; altında üç katlı ahır, üstüne dışarıdan taş merdivenle çıkılan üç oda ve ambarın bulunduğu ahşap ev, ön tarafında bulunan taş merdiven ile sonrasında ahırlara giden kapak taşlarından yapılmış yolu, arka tarafında bulunan ahırlardan atılan gübrenin biriktiği arsanın kadastro çalışmaları sırasında 120 ada 10 parsel olarak tespit edildiğini, ancak tespit sırasında sadece evin işgal ettiği alanın arsa olarak ölçüldüğünü, kadastro sırasında kendisinin Boyabat’da olduğunu ve taşların sökülerek, merdivenin kasıtlı olarak yıkıldığını ve taşların başka bir yere taşındığını, atadan kalma yeri korumak için eve ait yol ve merdiven yerine muhafaza için duvar örmeye başladığında köy yerine tecavüz ettiğine ilişkin olarak şikayet edildiğini ve hakkında Boyabat Asliye Ceza Mahkemesine 2016/419 Esas sayılı dava açıldığını, köy yolu ve boşluğu olarak ölçülen taşınmazların kaydının iptali ile 120 ada 10 parselin arsası olarak tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı … köyü temsilcisi, kadastro tespitinde davacıya ait belirlenen yer haricinde, yol olarak belirlenen yerde … olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.04.2018 tarihli ve 2016/629 E., 2018/221 K. sayılı kararıyla; mahalli bilirkişiler ve dinlenen tanıkların, “davacının tuğla ile örmüş olduğu duvar ile kendisine ait olan evin kapısı arasında kalan kısımda taş merdiven bulunduğu ve bu kısmın evveliyatında davacıya ait olduğu” yönündeki beyanları, davacı tarafça taşınmaza ilişkin sunulan fotoğraflarda yol kenar çizgisinin tuğla ile örülü kısmın başladığı yerden geçmesi dikkate alındığında, davacının şu an kullanmakta olduğu sınırların evveliyatında da kendisine ait olduğu kanaatine varıldığı, bu sebeple kadastro sırasında yol boşluğu olarak ölçülen kısmın tapusunun iptali ile davacının mülkiyeti altında bulunan 120 ada 10 parsel sayılı taşınmaza eklenmek sureti ile tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Kaldırma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.10.2018 tarihli ve 2018/1138 Esas, 2018/1135 Karar sayılı kararıyla; “…Mahkemece, … köyü tüzel kişiliği yanında, yasal hasım olarak bulunması zorunlu olan Hazinenin davaya dahil edilmesi sağlanmalı, bu yolla taraf koşulu sağlandıktan sonra davaya karşı savunma ve delilleri sorulup saptanmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, kabule göre de; davacının dava konusu yol olarak tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün adına tescilli bulunan 120 ada 10 parsele eklenmesi istemiyle dava açtığı, dava dışı 120 ada 10 parsel sayılı taşınmazın ise kadastro sırasında Necibe … adına çapa bağlanarak tescil edildiği, davacının ise çapa bağlı 120 ada 10 parsel sayılı taşınmazı 02.12.2011 tarihinde satış yoluyla edindiği gözetilerek çapa bağlı taşınmaz edinen davacının tescil harici bırakılan bölüme karşı dava açma … olup olmadığı, yine davacının 120 ada 10 parsel ile birlikte dava açma hakkını da devralıp devralmadığının hüküm yerinde tartışılmaması, öte yandan davanın yukarıda belirtilen niteliğine göre yasal hasım olan … köyü tüzel kişiliğinin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerekirken davalı aleyhine yargılama giderine hükmedilmesi, yine kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılarak, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, sonrasında yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekirken bu hususa riayet edilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulü ile Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 25.02.2020 tarihli ve 2018/909 Esas, 2020/74 Karar sayılı kararıyla; davanın niteliği gereği kadastroca tescil harici bırakılan bir yer hakkında açılan tescil davası olduğu, dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanıklar beyanlarında dava konusu edilen ve davacı tarafından tuğla duvar ile çevrili olan alanın, davacıya ait olan taşınmaza dahil olduğu yönünde herhangi bir beyanda bulunmadıkları, beyanlar arasında çelişki oluştuğu, yine Harita Mühendisi bilirkişi tarafından sunulan rapora göre dava konusu edilen alanın evveliyatında davacıya ait olan taşınmaza dahil olup olmadığının anlaşılamadığı yönündeki beyanı da göz önüne alınarak ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

D. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; adına kayıtlı taşınmazı kardeşi Necibe …’ya satan müvekkilinin daha sonra kardeşinden satın aldığını, hem köyde hem de Boyabat’da ikamet eden müvekkilinin köyde bulunmadığı bir sırada muhtarın yolu genişletme bahanesi ile yoldan 1,5 metre yükseklikte olan kapısına ulaşmak için yapılmış olan taş merdiven, bunun devamında ahıra girişi sağlayan kapak taşlarından yapılmış yolu kaldırdığını görünce eve ve ahıra girişi sağlamak amacıyla merdiven ve yolu yeniden yapmak üzere inşaat ustası … ile anlaştığını ve dava konusu merdiveni eski merdivenden daha az alanı kaplayacak şekilde yaptırdığını, muhtarın köy yoluna tecavüz ettiği gerekçesiyle yaptığı şikayet neticesinde hakkında ceza davası açılan müvekkilinin tapu kayıtlarının incelendiğini, sadece evin işgal ettiği alanın adına tescil edildiğini, merdiven ve devamındaki yolun tespit dışı bırakıldığını öğrenince yanlışlığın tashihi için Asliye Hukuk Mahkemesine 2016/629 Esas sayılı dava açtığını, yapılması istenen ilan gereğinin yerine getirilmesine karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verildiğini, tanık ve bilirkişi beyanları ile dava konusu yerin davacıya ait olduğunun teyit edildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.

E. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 31.12.2020 tarihli ve 2020/890 Esas, 2020/1610 Karar sayılı kararıyla; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, çapa bağlı taşınmazı edinen davacının tescil harici bölümde herhangi bir zilyetliğinin bulunmamasına, bu nedenle çekişmeli yola yönelik dava açma hakkının bulunmamasına göre davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”

4. 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 719.maddesi; “Taşınmazın sınırları, tapu plânları ve arz üzerindeki sınır işaretleriyle belirlenir.

Tapu plânları ile arz üzerindeki işaretler birbirini tutmazsa, asıl olan plândaki sınırdır. Bu kural, yetkili makamlarca heyelân bölgesi olduğu belirlenen yörelerde uygulanmaz.”

5. Aynı Kanun’un 1003.maddesi; ” Bir taşınmazın kütüğe kaydı ve belirlenmesinde resmî bir ölçüme dayanan plân esas alınır.

Plânların nasıl hazırlanacağı Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.