Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/6305 E. 2023/1865 K. 29.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6305
KARAR NO : 2023/1865
KARAR TARİHİ : 29.03.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; Kocaeli ili, Kandıra ilçesi, … köyünde kain 182 ada 7 parsel ve182 ada 10 parsel sayılı taşınmazların 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit edilerek tapuya tescil edildiğini, dava konusu taşınmazların kendisine babası … …’dan intikal ettiğini, 60 yıldır babası ve kendisi tarafından nizasız ve fasılasız kullanıldığını, mirasçılar arasında yapılan taksim ile bu taşınmazların davacıya kaldığını ileri sürerek; taşınmazların Maliye Hazinesi adına olan tapu kayıtlarının iptal edilerek davacı adına tapuya tescil edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; davanın süresinde açılmadığını, taşınmazların zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.03.2018 tarihli ve 2016/291 Esas, 2018/314 Karar sayılı kararıyla; mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından, dava konusu 182 ada 7 parsel sayılı taşınmaz yönünden, taşınmazın yolun alt kısımında kalan tarlalarla bütünlük arz ettiği, dava konusu taşınmazın orman ve çalılık vasfının bulunmadığı, tarım arazisi olarak davacı … muris babası tarafından kullanıldığı, 182 ada 10 parsel sayılı taşınmazın ise davacının zilyetliğinde olmadığı, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 182 ada 7 parsel sayılı taşınmazın Maliye Hazinesi adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 182 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazların çalılık vasfıyla tapuda tescil edildiğini, dosyada mevcut 2005, 2010, 2011, 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ait … fotoğraflarında taşınmazların çalılık olarak gözüktüğünü, imar-ihya koşullarının oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 24.12.2020 tarihli ve 2019/1709 Esas, 2020/2110 Karar sayılı kararıyla; dosyada mevcut mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından, davacının kadastro tespitinden önce ekonomik amaca uygun kesintisiz bir zilyetliği bulunmadığının anlaşıldığı, taşınmazın 2005 yılı ve sonrası … fotoğraflarında çalılık vasfında olduğu yönünde görüş belirtildiği, yine dosyaya kazandırılan ziraatçi bilirkişi raporunda taşınmazın dikili tarıma uygun olmadığı, 15-20 yıl öncesinden beri tarımsal faaliyetlerde kullanılmadığı, işlemeli tarım yapılmadığı, arazinin boş olduğunun bildirildiği, rapora ekli fotoğrafların incelenmesinde taşınmazın ekonomik amaca uygun kullanımının bulunmadığı ve kadastro tespit tarihine kadar ekonomik amaca uygun imar ihyanın bulunmadığının anlaşıldığı, bu hususun aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı ve zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının nizalı taşınmazın önce davacının babası ve sonrasında da davacı tarafından kullanıldığı yönünde olduğu, komşu parsel kayıtlarının dosyaya kazandırılmadığı, deliller toplanmadan karar verildiği, nizalı taşınmaz üzerinde tarım yapıldığı ve hayvan otlatıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesinde; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”

4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ‘’ düzenlemeleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.