Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/6304 E. 2023/1863 K. 29.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6304
KARAR NO : 2023/1863
KARAR TARİHİ : 29.03.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/64 E., 2018/613 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı … hakkındaki davanın reddine, kayıt maliki olmayan davalı … hakkındaki davanın ise usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar; Kandıra ilçesi, … köyünde kain 117 ada 295 parsel numaralı taşınmaza davacılardan …, 117 ada 4 parsel sayılı taşınmaza davacılardan …’ın malik olduklarını, bu taşınmazlara komşu olan 117 ada 13 parsel sayılı taşınmazın ise davalı … adına kayıtlı iken taşınmazı diğer davalı …’e sattığını, yeni maliki olan davalının taşınmazın ölçümünü yaptırdığında kadastro çalışmaları sırasında kendilerine ait taşınmazın bir bölümünün 117 ada 13 parsel içinde tespit edildiğinin anlaşıldığını ileri sürerek, 117 ada 13 parsele ilişkin tapu kaydının kısmen iptali ile adlarına kayıtlı parsellere eklenmek suretiyle tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP
1.Davalı …, kadastro ölçümünün ne şekilde yapıldığını bilmediğini savunmuştur.
2.Davalı …, taşınmazı 2008 senesinde satın aldığını, davacılardan …’ün yeri ile yerin sınırlarının zeminde belli olduğunu, ancak davacı … ile taşınmazları ayıran sınırın belli olmadığını savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/06/2017 tarihli ve 2015/400 Esas 2017/230 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile nizalı 117 ada 13 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 13/04/2017 tarihli raporunda ve A harfi ile gösterilen 375,65 m² lik kısmının davalı … … adına olan tapu kaydının iptali ile 375,65 m² lik alanın davacı …’e ait Kandıra ilçesi … köyü 117 ada 295 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle, yine bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen 469,39 m² lik kısmının davalı … … adına olan tapu kaydının iptali ile 469,39 m² lik alanın davacı …’a ait Kandıra ilçesi … köyü 117 ada 14 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline, kayıt malikli olmayan davalı … aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı … istinaf başvurusunda bulunmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/868 Esas 2017/862 Karar sayılı kararıyla “…. davalı …’in … Medeni Kanunu’nun 1023. maddesi gereğince satın almada iyi niyetli olup olmadığı ve kötü niyetli ise TMK’nın 1024. maddesi karşısında TMK’nın 1023. maddesinden yararlanma olanağının bulunup bulunmadığının araştırılıp belirlenmesi gerektiği….” gerekçesiyle hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.

3. Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.10.2018 tarihli ve 2018/64 Esas, 2018/613 Karar sayılı kararıyla; davalı … …’nun tapu siciline güvenerek iyi niyetli olarak emlakçı vasıtasıyla nizalı taşınmazı satın aldığı, emlakçı ile arasında herhangi bir akrabalık ve tanışıklığının olmadığı, taşınmazı satın alma tarihinin 2008 kadastrosunun kesinleşmesinin hemen akabinde 6 ay gibi bir süre sonra olduğu, kadastro yeni geçtiği için taşınmazı yeniden ölçtürmeye gerek duymamasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, davacıların sınır hatası iddialarına yönelik olarak davalıya herhangi bir şey de söylemedikleri, davalının emekli kadastro teknisyeni olduğu, mesleği gereği tapuda gerekli araştırmaları yaptığı, davalı … …’nun TMK’nın 1023. mad. kapsamında mülkiyet … kazanan iyiniyetli 3. kişi olduğu gerekçesiyle davalı … hakkındaki davanın esastan reddine, kayıt maliki olmayan davalı … hakkındaki davanın ise usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Davacılar istinaf dilekçesinde; taşınmazların sınırlarının sabit olduğunu, kendilerine tazminat davası açmaları ve davayı ıslah için süre verilmediğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 30.09.2020 tarihli ve 2019/1343 Esas, 2020/1372 Karar sayılı kararıyla; davacılar tarafından kadastro öncesi nedene dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu, davalılardan …’nun taşınmazı kayıt maliki olan diğer davalı …’dan 24/11/2008 tarihinde tapudan satış yoluyla aldığı, davalı …’in dava konusu taşınmazı kadastro tespitinin hemen sonrasında aldığı ve yaklaşık sekiz yıl sonra tel çekmek amacıyla ölçüm yaptırması üzerine davacılarla sınır ihtilafının oluştuğu, davalı …’in taşınmazı alması nedeniyle sınırı bilmediği gibi bilebilecek konumda da olmadığı, Mahkemece kayıt maliki olmayan davalı … hakkındaki davanın usulden, davalı … hakkındaki davanın ise esastan reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacılar tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
Davacılar temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”

4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun(TMK) 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.

4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 719. maddesinde ‘Taşınmazın sınırları, tapu plânları ve arz üzerindeki sınır işaretleriyle belirlenir.Tapu plânları ile arz üzerindeki işaretler birbirini tutmazsa, asıl olan plândaki sınırdır. Bu kural, yetkili makamlarca heyelân bölgesi olduğu belirlenen yörelerde uygulanmaz.’’düzenlemeleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı 66,20 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına,

29.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.