YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6263
KARAR NO : 2023/1850
KARAR TARİHİ : 28.03.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Koyulhisar Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, davacıların mirasbırakanı … …’a ait olan dava konusu 199 ada 142, 146 ve 148 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında senetsizden davalı adına tespit ve tescil edildiğini, mirasbırakanın dava konusu taşınmazları davalıya satmadığını, tespitin hatalı olduğunu ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan … … mirasçıları adına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamış, keşif sırasında 22.07.2002 tarihli bir senet ibraz etmiş olup, 09.05.2014 havale tarihli dilekçede, mirasbırakanın Çimenli Mahallesindeki ahşap evi kendisine verdiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazların mirasbırakan … …’dan kaldığı, mirasçılar arasında paylaşım yapılmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne ve dava konusu 199 ada 142 parsel üzerindeki evin davalıya ait olduğunun beyanlar hanesine şerh düşülmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların mirasbırakanın sağlığında kendisine verildiğini, verilen bu taşınmazlardan 142 parsel üzerine kendisi tarafından ev yapıldığını, bu hususu kardeşlerinin de bildiğini, diğer kardeşlerinin devre onay verdiklerini, babasına 40 yıl baktığını, delillerin takdirinde hataya düşüldüğünü belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tapusuz taşınmazın el değiştirdiğinin hukuken kabulü için zilyetlik devrinin yapılması ve devralan kişi tarafından kullanılması, zilyetliğin devralan kişiye geçmesi, bunun için devreden kişinin taşınmaz üzerindeki zilyetliğini sonlandırması gerektiği, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından dava konusu taşınmazların mirasırakan tarafından davalı ile birlikte ölene kadar kullanıldığı, mirasbırakanın ölümünden sonra davalı tarafından kullanıldığı, dava konusu taşınmazların zilyetliğinin sağlığında mirasbırakan tarafından davalıya devredilmediği, taksim yapılmadığı, davalı tarafından dosyaya sunulan 20.07.2002 tarihli senedin mahalline uygulanması neticesinde dava konusu 199 ada 142 parsel içerisinde bulunan evi kapsadığının teknik bilirkişi raporu ile belirlendiği, bunun dışında dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından davalıya verildiğine veya satıldığına dair yazılı herhangi bir delil sunulmadığı, dinlenen tanık beyanlarıyla da bu durumun ispatlanmadığı, netice itibariyle dava konusu taşınmazların mirasbırakanın ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği, tüm mirasçılarının haklarının bulunduğu gerekçesi ile davalının istinaf isteğinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davanın kabulüne karar verilmesine rağmen üst arza tabidir kuralına aykırı olarak 199 ada 142 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin kendisine verildiğini, ayrıca taleple bağlılık ilkesine aykırı karar verildiğini, mirasbırakanın sadece 199 ada 142 parsel sayılı taşınmazdaki ev değil taşınmazı da kendisine verdiğini, uzun yıllar mirasbırakan ile birlikte yaşayıp tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, kadastro tutanaklarında dava konusu taşınmazların satış bedeli karşılığında devredildiğinin belirtildiğini, aksinin davacı tarafça kanıtlanamadığını, mirasbırakanın minnet duygusu ile hareket ettiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında davalı adına tespit ve tescil edilen taşınmazların tapusunun iptali ile tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 3.097,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
28/03/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.