Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/6251 E. 2023/1844 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6251
KARAR NO : 2023/1844
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı Hazine vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, İzmir ili, Torbalı ilçesi, … köyünde bulunan 314 ve 530 parsel sayılı taşınmazların arasında kalan 5116 m2 yüz ölçümlü tarlanın, öncesinde eski Küçük Menderes Nehri yatağında iken, dava dışı … … tarafından 1974-1975 yıllarında dışarıdan toprak getirilerek doldurulduğunu, sonrasında imar ihya edilerek tarla haline getirildiğini, 10/07/1998 tarihli noter devir sözleşmesi ile tarlanın … … tarafından … …’a, … … tarafından da 16/04/1999 tarihli noter devir sözleşmesi ile davacıya devredildiğini, dava konusu taşınmazın halen davacı tarafından malik sıfatıyla zilyet olarak kullanıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili, taşınmazın zilyetlik ve imar ihya ile kazanılabilecek yerlerden olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı … vekili, davacının dava konusu talep ve iddialarında haksız olduğunu, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacak nitelikte bir taşınmaz olduğunu, olağanüstü zamanaşımı ile kazanma şartlarının gerçekleşmediğini belirterek,davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı … vekili, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yuıkarıda belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın tapulama çalışmaları sırasında Küçük Menderes’in nehir havzası içinde kalması nedeniyle “eski kanal” olduğundan bahisle tapulama harici bırakıldığı, 1964 tarihli … fotoğrafında kuru dere olarak gösterildiği, 1979 tarihli … fotoğrafında kuru havalarda geçişe elverişli araç yolu olarak gösterildiği, 1997 tarihli … fotoğrafında ise dava konusu alanda haritada herhangi bir belirtmenin olmadığı ve bu alanın o tarihten itibaren dere, yol veya kanal olarak kullanılmadığı, günümüze kadar tarım arazisi olarak kullanıma engel bir durumunun bulunmadığı, mevcut durumda tarım arazisi olarak bulunan komşu parseller ile bir bütün olduğu, kot farkı bulunmadığı, kanal işlevini yitirdiği, davacı tarafından para ve emek sarfedilerek imar ve ihyanın tamamlandığı ve yaklaşık 20 yıldır davacının nizasız ve fasılasız zilyetliğinde bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 530 parsel ile 314 parsel arasında kalan dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup tescile konu edilemeyeceğini, dere yataklarının kural olarak TMK’nın 715. maddesi kapsamına göre Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, DSİ 2. Bölge Müdürlüğünün cevabi yazısı ile dava konusu taşınmazın Küçük Menderes Nehrinin eski yatağında kalan tescil harici alan olduğunun sabit olduğu, mevcut dere yatağının ise 345 parsel numarası ile idare adına tescil edildiğinin bildirildiğini, kadastro paftasında bu alanın kanal olarak gösterildiğini, Küçük Menderes Nehrinin yatak değiştirmesi sonucu, dava konusu alanın işgal edilerek kullanılmaya başlandığını, imar ihya işleminin hangi tarihte tamamlandığı, tamamlandığı tarihten itibaren dava tarihine kadar 20 yıllık süre ile ekonomik amaca uygun kullanım olup olmadığının ispatlanamadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın tesis kadastrosu sırasında “eski kanal” ibaresi ile kadastro paftasında gösterilerek, tescil harici bırakıldığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde öncesinde, 15-20 metre genişliğinde, 300-400 metre uzunluğunda, … yağdığında su biriken, Menderes Nehrinin açılması ile kuruyan bir ark (tesis paftasında eski kanal denildiği) bulunduğu, bu alanın … … tarafından dışarıdan toprak getirilmek suretiyle doldurularak tarım arazisi haline getirildiği, ancak herhangi bir yoğun emek ve masraf sarfı olmaksızın, kuruyan ırmak veya kanal yataklarına, dışarıdan toprak getirilerek doldurulması ile tarım arazisi olarak kullanılmaya başlanmasının3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi anlamında imar ihya olarak kabul edilemeyeceği gerekçesi ile davalı Hazine vekilinin istinaf isteğinin HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ilk zilyedi dava dışı … …’un taşınmazı tonlarca toprak taşımak suretiyle ve yoğun bir emek ile kuru dere yatağını iki yılda tarım yapılabilir hale getirerek imar ihya ettiğini, gerekçeli kararın çelişkili olduğunu, kuru dere yatağının dışarıdan toprak getirilerek tarım arazisi haline getirilmesinin imar ihya çalışması olduğunu, davalı tarafça dava konusu taşınmazda yapılan işlemlerin imar-ihya sayılamayacağına ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “ Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 … maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

28/03/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.