Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/6211 E. 2023/1698 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6211
KARAR NO : 2023/1698
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili; Sivas ili, … ilçesi, … köyünde kain 120 ada 16 ve 21 parsel sayılı taşınmazların ham toprak niteliğiyle Maliye Hazinesi adına tespit ve tescil edildiğini, nizalı 120 ada 16 parsel sayılı taşınmazın davacılardan … tarafından taşınmazın eski sahibi … …’nden senetle satın alındığını, 120 ada 21 parselde yer alan taşınmazın ise davacıların murisleri … Alma tarafından 1968 yılında taşınmazın eski maliki … …’ten senetle satın alındığını ve her iki taşınmazın da o tarihten beri tarla olarak kullanıldığını, 45 seneden beri çekişmesiz ve aralıksız olarak zilyetlik ve tasarruflarında olduğunu ileri sürerek, tescilin iptaliyle, dava konusu Sivas ili … ilçesi … köyü 120 ada 16 parselde yer alan taşınmazın davacı … adına, Sivas ili … ilçesi … köyü 120 ada 21 parselde yer alan taşınmazın ise muris … Alma mirasçıları …, …, …, …, … ve … adına her biri için miras hisseleri oranında tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisaba elverişli bir zilyetliği bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25.09.2018 tarihli ve 2017/434 Esas, 2018/845 Karar sayılı kararıyla; mahalli bilirkişi, tespit bilirkişisi ve tanıkların taşınmazların …, …, … ve …’ye ait olduğunu bildikleri yönünde beyanda bulundukları, ancak ziraat bilirkişi raporunda; dava konusu 120 ada 16 ve 120 ada 21 parsel sayılı taşınmazlarda, imar-ihya çalışmaları kapsamında bir faaliyet gözlemlenmediği, jeodezi bilirkişi raporunda 2005 ve 1972 tarihli … fotoğraflarının incelenmesinde dava konusu taşınmazların tamamında imar-ihya gözükmediği yönünde kanaat bildirildiği, dolayısıyla bilirkişi raporlarının dosyada dinlenen tanık beyanlarını doğrulamadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın özel mülkiyete konu olması için egemenlik altında bulundurmanın yeterli olduğunu, ekilmesinin gerekmediğini, davacılar lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleştiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 24.03.2021 tarihli ve 2020/591 Esas, 2021/419 Karar sayılı kararıyla; davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde kadastrodan önceki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açılan tapu kaydının iptali ve tescili davası olduğu, dosyaya kazandırılan teknik bilirkişi raporları karşısında mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği, dava konusu taşınmazlarda imar-ihyanın bulunmadığı, ekilip biçilmediği, dolayısıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle, davacıların istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”

3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükümleri düzenlenmiştir.

3.Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.