YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6202
KARAR NO : 2023/2018
KARAR TARİHİ : 04.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun yargılama gideri yönünden kabulüne sair yönlerden reddine, İlk Derece Mahkeme kararının HMK’nın 353 1-b-2. maddesi gereği düzeltilerek yeniden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, … ilçesi … Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 112 ada 1019 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmaza davacının zilyet olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, yasada düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 112 ada 1019 parsel sayılı taşınmazda 18.12.2018 tarihli ek fen bilirkişi raporunda (H) harfi ile gösterilen 15.813,46 m2’lik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin feragat nedeniyle reddine, davacı tarafından yapılan toplam 1.173,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı nazara alınarak 1.620,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarruf altında olması nedeniyle özel mülkiyete konu olamayacağını, kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların davacı lehine gerçekleşmediğini, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğunu ayrıca vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin hükümlerin de irdelenmesi gerektiğini, reddedilen kısım yönünden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, bu nedenlerle İlk Derece Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile fen bilirkişi raporunda (H) harfi ile gösterilen taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru 20 yılı aşkın bir süre önce imar – ihya edildiğinin belirlendiği, taşınmazın imar ihyası tamamlandıktan sonra önceleri hububat tarımı yapılmak, daha sonraları ise çeşitli vasıflarda ağaçlar dikilmek suretiyle bağ ve tarla vasfıyla, kadastro tespitlerinden geriye doğru 20 yılı aşkın bir süredir davacı tarafından davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla zilyet olarak tasarruf edildiği, sonuç olarak kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların davacı lehine gerçekleştiği ancak; yargılama giderlerinin davalı aleyhine hatalı hesaplandığı, bu nedenle yargılama giderlerine ilişkin hükmün düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun sair yönlerden reddine, yargılama giderlerine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilerek davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 112 ada 1019 parsel sayılı taşınmazda 18/12/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda (H) harfi ile gösterilen 15.813,46 m2’lik kısmın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, davacının fazlaya ilişkin istemlerinin feragat nedeniyle reddine, davacı tarafından yapılan toplam 1.743,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve ret oranı nazara alınarak (% 49,5 kabul), 862,79 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile kısmen kabul kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” düzenlemeleri yer almaktadır.
3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.