YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6132
KARAR NO : 2023/1654
KARAR TARİHİ : 20.03.2023
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çayırlı Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Bölge Adliye Mahkemesince davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Erzincan ili, Çayırlı ilçesi, Oğultaşı köyü köy içi mevkinde bulunan 117 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tamamının Oğultaşı Köyü adına kaydedildiğini, taşınmazın kadimden beri müvekkilinin dedesi tarafından, dedesinden sonra babası tarafından 40 yıldan fazla malik sıfatıyla kullandıklarını 1970 yılında rızai taksimle bu parselin davacıya verildiğini belirterek tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı … Tüzel Kişiliği; davacının davayı diğer el birliği maliklerinden onay almadan açtığını, dava hakkını kötüye kullandığını, davanın aktif husumet yönünden reddi gerektiğini, davaya konusu taşınmazın Çayırlı Kadastro Mahkemesinin 2008/9 Esas sayılı dosyasında dava konusu yapıldığını, yargılama neticesinde köy tüzel kişiliğinin mülkiyetinde olduğuna karar verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14/10/2020 tarihli ve 2018/26 Esas, 2020/91 Karar sayılı kararıyla; Dava konusu taşınmaz hakkında daha önce Çayırlı Kadastro Mahkemesinin 2008/9 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılama yapıldığını burada bir çok tanığın dinlenildiği, dinlenen tanıkların dava konusu alanın köy tüzel kişiliğine ait olduğuna ilişkin beyanları ve diğer yasal şartların mevcut olması sebebiyle dava konusu taşınmazın Oğultaş Köyü adına tescil edildiğinin anlaşıldığını, anılan kararın güçlü delil niteliği taşıdığını, anılan güçlü delilin aynı güçteki başka bir delil ile ortadan kaldırılmadıkça eldeki davanın davacısını bağladığını, davacının taşınmazın uzun zamandır kullanımlarında olduğunu iddia ettiğini, alınan bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde tarımsal veya başkaca faaliyet mevcut olmadığının anlaşıldığını, yukarıda bahsi geçen kararın yargılamasının üzerinden yaklaşık 10 yıl geçmesinden sonra eldeki davayı açmasının dava konusu taşınmazın kullanımında olduğu yönündeki iddiasını zayıflattığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu edilen taşınmazın köy yerleşim yerine yakın, komşu parsellerin tamamının özel mülkiyet ve davacıdan önce babasının 40 yıldan fazla zilyet olduğunu, taksimden sonra davacının zilyetliğini sürdürdüğünü, davacının taşınmazı kullandığının tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile ispat edildiğini, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02/03/2021 tarihli ve 2021/158 Esas, 2021/158 Karar sayılı kararıyla; ileri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara ve çekişmeli taşınmaza ilişkin 3402 sayılı Kanununun 14,17 ve 18. maddeleri uyarınca zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığının uzman bilirkişi raporlarından anlaşıldığını belirterek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temsilcisi istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190/1. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3402 sayılı Kadastro Kanununun ve 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 713/1. maddesi “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanununun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı temsilcisi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanununun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.