Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/6130 E. 2023/1538 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6130
KARAR NO : 2023/1538
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Kısmen Kabul – Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Beyşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine,Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili; Beyşehir ilçesi, Yeşildağ Mahallesi, 263 ada 259 parsel sayılı taşınmazın davacıların anneleri … …, 296 ada 33 parsel sayılı taşınmazın ise babaları … …’a ait olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında davacıların mahalde bulunmamaları nedeniyle dava konusu taşınmazların Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, davacıların murislerinin oğlu … …’ın ölü olup mirasçılarının davaya katılmak istemediklerini belirttiklerini , davaya konu taşınmazların Hazine ile bir ilgisi bulunmayıp davacıların murisleri … ve …’nin dava konusu taşınmazları yıllarca kullandıklarını, ölümlerinden sonra da mirasçıları tarafından kullanıldığını, zilyetliklerinin yasanın aradığı sürenin çok üzerinde olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına veraset ilamındaki hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; Beyşehir Gölü Milli Parkı sınırları içerisinde kalan taşınmazların zilyetlik yoluyla mülkiyetinin kazanılmasının ve tapuya tescilinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.02.2020 tarihli ve 2016/979 Esas, 2020/202 Karar sayılı kararıyla;dava konusu taşınmazlar 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 11/1 maddesi kapsamında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilmedikleri ayrıca birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanında bulunmadıkları orman veya mera olmadıkları, taşınmazların zilyetlik ile iktisabının mümkün olduğu, davacının hak düşürücü süre içerisinde dava açtığı, taşınmazların maliki olan davacıların anne ve babalarının vefat ettiği, mirasçılardan davacıların vefat eden kardeşi … …’ın eşi ve çocuklarının dava açmadığı, diğer mirasçıların tamamının dava açtığı, dava açan mirasçıların eklemeli zilyetlik ile kazandırıcı zaman aşımı yoluyla edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 296 ada 33 parsel ve 253 ada 259 parsel sayılı taşınmazların 7/8 payına ilişkin tapu kaydının iptali ile davacılar adına eşit oranda kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Milli park olarak ilan edilmiş olan Beyşehir Gölü Milli Parkı sınırları içerisinde kalan taşınmazların zilyetlik yoluyla mülkiyetinin kazanılmasının ve tapuya tescilinin mümkün olmadığını, yargılama devam ederken Cumhurbaşkanlığı kararı ile Beyşehir Gölü Milli Park sınırlarının değiştiğini, dava konusu taşınmazların yeni hali ile Milli Park sınırları dışında kaldığını, ancak zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığını, davalı İdarenin yargılama giderleri ve vekalet ücretine mahkum edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, zira davanın açılmasına davalı İdarenin sebep olmadığını, Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulmasına rağmen reddedilen kısım bakımından lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini ve gerekçe gösterilmediğini ileri sürerek,İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.03.2021 tarihli ve 2021/220 Esas, 2021/255 Karar sayılı kararıyla; davalı Hazine, davacıların murislerinin terekesine göre 3. kişi konumunda olduğundan miras payına yönelik olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davanın aktif husumet ehliyeti nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davaya katılmayan mirasçıların yargılama sırasında dava konusu yerleri davacılardan …’a 1.300 Euro karşılığında sattıklarını ,satış işlemi sonrasında …’ın kullanıma başladığını, bu işlemlerden diğer davacıların yeni haberi olduğunu, davacılardan …’ın elinde bu satışa ilişkin senet bulunduğunu, diğer mirasçıların bu nedenle davaya katılmak istemediklerini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 640. ve 702. maddeleri gereğince, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. TMK’nın 701. maddesine göre elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin … ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Bir ya da bir kısım mirasçının, terekeye ait bir mal, hak veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için dava açması halinde mirasçıların iştirak halindeki payları üzerinde tasarrufta bulunmak yetkisi bulunmadığından davanın reddi gerekir. Böyle bir dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılmasına (icazet vermesine) ve tereke temsilcisinin de, bir mirasçının yalnız kendi payı için açtığı davaya icazet verip davayı devam ettirmesine olanak yoktur.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenle; davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA;

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına;

Dosyanın İlk Derece Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

15.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.