Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/6117 E. 2023/1560 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6117
KARAR NO : 2023/1560
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Korkuteli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili, davalı Hazine vekili ve davalı … Başkanlığı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun davalı Hazine vekili ve davalı … Başkanlığı vekili yönünden esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yargılama giderleri yönünden kabulü ile İlk derece Mahkemesi tarafından verilen hükmün kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; Korkuteli ilçesi, … Mahallesinde kain 369 ada 9 parsel sayılı taşınmazın, kendisine ait olan 369 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde yer aldığını, bu taşınmazların bir bütün olarak kullanıldığını, ancak kadastro çalışmalarında 369 ada 9 parselin cebel olarak bırakıldığını, bu yerde aralıksız ve nizasız 30-35 yıldır zilyetliğinin bulunduğunu ve imar-ihya ettiğini ileri sürerek, keşifte belirlenecek ölçü nispetinde dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının davasını ispat etmek zorunda olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı … vekili; taşınmazın Korkuteli Belediyesi sınırları içerisinde kalan bir yerde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.03.2020 tarihli ve 2017/584 Esas, 2020/160 Karar sayılı kararıyla; mahalli bilirkişi, tanık ve incelenen … fotoğraflarından, tescil harici bırakılan taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 13.981,16 m2’lik alanın imar ve ihyasının tamamlandığı, taşınmazdaki zilyetliğin nizasız ve fasılasız olarak devam ettiği, TMK’nın 713. maddesi uyarınca gerekli ilanların yapıldığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile Antalya ili, Korkuteli ilçesi, … Mahallesinde kain 369 ada 9 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen toplamda 13.981,16 m2’lik alanın Maliye Hazinesi adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile aynı adanın son parsel numarası verilerek davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili, davalı Hazine vekili ve davalı … Başkanlığı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın tapu iptal ve tescil davası olduğunu, davalılardan Maliye Hazinesinin yasal hasım olmayıp doğrudan taşınmazın tapu maliki olması nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; davacının davasını ispat edemediğini, bilirkişi raporlarının yetersiz olduğunu ve zilyetlikle kazanmanın koşullarının gerçekleşmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

Davalı … Başkanlığı istinaf dilekçesinde; davanın husumetten reddi gerektiğini, davacının davasını ispat edemediğini de belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 15.02.2021 tarihli ve 2020/685 Esas, 2021/98 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın 1958 yılında tescil harici bırakıldığı, 09.12.2015 tarihinde idari yoldan davalı Hazine adına tescil edildiği, … fotoğraflarına göre taşınmazın bütün halinde kullanıldığının anlaşıldığı, zirai bilirkişi raporuna göre davaya konu kısmın çalılık taşlık arazi olduğu ve tarıma elverişli hale getirilmiş olduğu, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının dosya kapsamıyla uyumlu olduğu, tapu iptali tescil şartlarının oluştuğu, davanın Hazineye karşı tapu iptali tescil davası olarak açıldığı, dolayısıyla davalı … Belediyesinin davada herhangi bir taraf sıfatı bulunmadığı, Mahkemece dava nitelendirmesi yanlış yapılarak ara kararla belediyelerin davaya dahil edilmesine karar verilmiş ise de, davalı … aleyhine hüküm kurulmadığı gibi davalı Belediyenin hükmü istinafında hukuki yararı da bulunmadığı gerekçesiyle, davalı Hazinenin ve davalı Belediyenin istinaf isteminin reddine ancak yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün kaldırılarak, davanın kabulü ile dava konusu 369 ada 9 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda krokide (A) harfi ile gösterilen toplamda 13.981,16 m2’lik alanın Maliye Hazinesi adına kayıtlı olan tapu kaydının iptaline, aynı adanın son parsel numarası verilerek davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ile hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”

4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinin birinci fıkrasında, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”

4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” hükümleri düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

15.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.