Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/6091 E. 2023/1867 K. 29.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6091
KARAR NO : 2023/1867
KARAR TARİHİ : 29.03.2023

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yüksekova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı Hazine vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılıp gerekçesi değiştirilmek suretiyle yeniden hüküm kurularak davanın kabulüne dair verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA
Davacı; 125 ada 7 parsel sayılı taşınmaz yaklaşık 30-40 yıldan beri nizasız, fasılasız kendilerinin kullandığını ancak kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın Hazine adına tescilinin yapıldığını ileri sürerek, tapunun iptali ile adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, dava konusu taşınmazın 1963 tarihli Toprak Tevzii Komisyonunun 192, 193 ve 194 parsel sayılı taşınmazlardan revizyon gördüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yüksekova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli ve 2017/509 Esas, 2020/181 Karar sayılı kararıyla; mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının dava konusu taşınmazın davacıya dedelerinden kaldığı ve uzun süredir nizasız ve fasılasız olarak kullandıkları yönünde olduğu, davaya konu taşınmaz üzerinde 2007 tarihinde tesis edilen tapu kaydı öncesinde 20 yıl süreyle nizasız ve fasılasız zilyetlik koşullarının davacı lehine oluştuğunun ispatlandığı, dosyaya kazandırılan bilirkişi raporlarına göre dava konusu taşınmazın evveliyatından itibaren tarımsal amaçlı tarla olarak kullanıldığının anlaşıldığı, davalı Hazinenin iddiasını ispatlar nitelikte 53 Nolu Toprak Tevzii Komisyonu çalışmalarına dayanak belirtmelik tutanakları haricinde bir delil sunamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşmediğini, davanın reddi gerektiğini belirterek Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 08.03.2021 tarihli ve 2020/672 Esas, 2021/170 Karar sayılı kararıyla; nizalı taşınmazın Toprak Tevzi Komisyonunun 192 numaralı parseli kapsamında 1963 yılında Hazine adına tapuya tescil edildiği, bu tescil neticesinde oluşan tapu kaydına göre 2007 yılındaki kadastro tespiti sırasında da Hazine adına tespit ve tescil gördüğü, davacının annesinden intikalen davacıya geçtiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1 ve 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme şartlarının gerçekleştiği, Mahkemece bu gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, kadastro tespit tarihi esas alınarak kazanım şartlarının değerlendirilmiş olmasının yasaya uygun olmadığı ancak, sonucu itibariyle ile doğru olan kararın gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği belirtilerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, dava konusu taşınmazın davalı … Hazinesi adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ile hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesinde; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun(TMK) 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” düzenlemeleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi