Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/6087 E. 2023/2841 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6087
KARAR NO : 2023/2841
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1610 E., 2020/1387 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tutak Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/73 E., 2020/77 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili; Ağrı ili, Tutak ilçesi, Bolaşlı köyü, Başimiya ( Elho ) civarı mevkiinde bulunan 105 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazın mera vasfı ile sınırlandırıldığını, 105 ada 2 ve 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ise ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edildiğini, ancak bu taşınmazların aslen çayır cinsinden olup mera ile ilgi ve alakası olmadığını, dava konusu taşınmazların 150-200 yılı aşkın zamandır davacıların zilyetlik ve tasarrufunda olduğu gibi halen kullanımlarında bulunduğunu, köy muhtarının iyi niyetli olmaması nedeniyle askı ilan tutanaklarının incelenmesine fırsat verilmeksizin kadastro tespitlerinin kesinleştiğini ileri sürerek, dava konusu 105 ada 1, 2, 3 ve 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tapuya müşterek olarak kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … vekili; davaya konu taşınmazların kişisel edinime sahip arazi niteliğinde olmadığını, kadimden beri köylülerin ortak kullanımında olduğunu, köylülerin hayvanlarını mera ve Hazine arazilerinde otlattıklarını, bu şekilde köyün ortak kullanımında bulunan arazilerin zilyetlik yolu ile kazanılamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı Hazine temsilcisi; dava konusu taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.09.2020 tarihli ve 2014/73 Esas, 2020/77 Karar sayılı kararıyla; terekeye dahil taşınmazlar için bir veya birkaç mirasçı adlarına tescil istemiyle dava açılamayacağı, eldeki davada da tüm mirasçılar adına (tereke adına) tescil istenilmediği,dava dışı mirasçıların davaya katılımlarının sağlanması veya miras şirketine temsilci tayin edilmesi yoluyla davaya devam edilmesinin mümkün olmayacağı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tutak Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/94 E., 2020/100 K. sayılı kararıyla davacıların terekeye temsilci olarak atandığını ancak Mahkemece 23.09.2020 tarihli oturumda iş bu dosyanın kesinleşmesinin beklenmesi ara kararından dönüldüğünü, bunun da hatalı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2020 tarihli ve 2020/1610 Esas, 2020/1387 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazların iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olarak davacıların murislerinin terekesine dahil olduğu ve davacılar dışında başkaca mirasçılarının bulunduğu, mirasçılardan biri veya birkaçının adlarına tescil istemiyle üçüncü kişilere dava açma olanağının bulunmadığı, aktif dava ehliyetindeki bu eksikliğin sonradan diğer mirasçıların muvafakatinin alınması veya terekeye temsilci atanması suretiyle de giderilemeyeceği belirtilerek, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine dair hüküm verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde;davacıların beyanlarına göre mirasbırakanların mirasçıları arasında daha önce sözlü taksim yapıldığını ve diğer mirasçıların dava konusu taşınmazlarla bir ilgi ve alakasının bulunmadığını, zira bu taşınmazlar karşılığı başka taşınmazlarda hisseleri oranında yer verildiğini, davacıların murislerinin henüz sağken paylaşma sonucu dava konusu taşınmazların davacıların hissesine düştüğünü ancak keşif sırasında mahalli bilirkişilerin ve tanıkların bu durumu bilmediklerini beyan ettiklerini, Mahkemece diğer mirasçıların beyanlarına başvurulması gerekirken usulden ret kararı verilmesinin doğru olmadığını, ayrıca keşif sonrası usuli eksikliğin giderilmesi yönünden Tutak Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/94 E., 2020/100 K. sayılı kararıyla davacıların terekeye temsilci atandığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 640. ve 702. maddeleri gereğince, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Öte yandan, bir ya da bir kısım mirasçının, terekeye ait bir mal, hak veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için dava açması halinde mirasçıların iştirak halindeki payları üzerinde tasarrufta bulunmak yetkisi bulunmadığından davanın reddi gerekir. Böyle bir dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılmasına (icazet vermesine) ve tereke temsilcisinin de, bir mirasçının yalnız kendi payı için açtığı davaya icazet verip davayı devam ettirmesine olanak yoktur.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına;

Dosyanın İlk Derece Tutak Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.