Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/6024 E. 2023/1520 K. 14.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6024
KARAR NO : 2023/1520
KARAR TARİHİ : 14.03.2023

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Usulden Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, Yüksekova ilçesi Örnek köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 106 ada 31 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfı ile hatalı olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, oysaki taşınmaza davacının eklemeli olarak 60 yıldan fazla süredir zilyet olduğunu ileri sürerek irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın toprak tevzide 78 nolu parselin tapu kaydı kapsamında bulunduğunu, 1927 yılından bu yana Hazinenin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/04/2017 tarih ve 2015/814 E., 2017/208 K. sayılı kararıyla davanın kesin hüküm nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 26.04.2018 tarih ve 2018/9 Esas 2018/772 Karar sayılı kararıyla, davacı tarafından daha önce kadastro mahkemesine açılan davanın, keşif giderlerinin verilen kesin süre içerisinde yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verildiğini bu ret kararının usulden ret kararı olduğu, genel mahkemelerde dava açılmasına engel olmayacağı, deliller toplanmadan karar verildiği gerekçesiyle HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın delillerin toplanarak davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. Gönderme Kararı Sonucu Verilen Karar
Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.11.2019 tarih ve 2018/294 E., 2019/949 K. sayılı kararıyla davanın kabulüne çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

D. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçelerinde özetle; Yüksekova Kadastro Mahkemesinin 2007/831 Esas 2009/624 Karar sayılı dosyasının kesin hüküm teşkil ettiğini, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkeme tarafından eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu belgesiz araştırmasının yeterli olmadığını, davacı tarafın zilyetliğini vergi kaydı ile ispatlaması gerektiğini, davacı tarafın davasının ispat edemediğini belirterek kabul kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, çekişmeli taşınmazın hükmen tesciline esas alınan Yüksekova Kadastro Mahkemesinin 16.07.2009 tarih ve 2007/831 Esas, 2009/624 Karar sayılı dosyasında, eldeki dosya davacısı … tarafından, çekişmeli taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayalı olarak dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda keşif avansının süresinde yatırılmaması nedeniyle 3402 sayılı Yasanın 36/1 maddesi gereğince davanın ispatlanamadığından reddine karar verildiği ve anılan kararın temyiz edilmeksizin 11.09.2009 tarihinde kesinleştiği, istinaf incelemesine konu davada ise, davacı …’in, çekişmeli taşınmazın murisinden kaldığı, eklemeli olarak 60 yılı aşkın zilyetliğinin bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın adına tescili istemiyle dava açtığı, her iki dava dosyasının taraflarının, dava konusunun ve dava sebebinin aynı olduğu ve kesin hüküm bulunduğu, her ne kadar yerel mahkemenin 11.04.2017 tarihli 2015/814 Esas 2017/208 Karar sayılı kesin hüküm nedeniyle davanın reddine ilişkin ilk kararı Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2018/9 Esas, 2018/772 Karar sayılı ilamı ile maddi hataya dayalı olarak kaldırıldığı, anılan BAM 4. Hukuk Dairesinin kaldırma kararının maddi hataya dayalı olması nedeniyle usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı, maddi hatanın kazanılmış hakkın istisnası olduğu gibi dava şartlarına aykırılığın bulunması halinde taraflar yönünden usuli kazanılmış hak oluşmayacağı gerekçesiyle, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, yerel mahkemenin kesin hüküm nedeniyle verdiği ret kararının ilk önce Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kadastro mahkemesinde dava açılmasının genel mahkemelerde dava açılmasına engel olamayacağı gerekçesiyle esastan incelemesi için bozulduğunu, bu sefer yerel mahkemece esasa girilerek delillerin toplandığını ve davacının taşınmaza zilyet olduğunu, yasada aranan şartların davacı taraf lehine gerçekleştiğinin anlaşılması üzerine davanın kabulüne karar verildiğini, bu kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin ilk kararından farklı olarak kadastro mahkemesinde açılan davanın kesin hüküm oluşturacağı gerekçesiyle usul ve yasaya aykırı olarak kabul kararını kaldırıp davanın usulden reddine karar verildiğini, ancak kadastro mahkemesinde esastan inceleme yapılmadığını, delillerin toplanmadığını, davacı tarafın keşif avansını yatırmadığı için davanın usulden ret kararı verildiğini, kadastro mahkemelerinde HMK da yazılı genel usul kaidelerinden farklı yargılama usulüne tabi olunduğunu, bu farklılığın amacının bir tasfiye kanunu olan Kadastro Kanunun hedeflerine uyun olarak yargılamayı hızlandırarak mülkiyet ihtilafının bir an önce sonuçlandırmak ve tapu sicilinin kısa sürede oluşmasını sağlamak olduğunu belirterek ve resen araştırılacak sebeplerle ret kararının hükmen bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
HMK 303. maddesinde,
“(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.

(2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.

(3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir.

(4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, Türk Medenî Kanununun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır.

(5) Müteselsil borçlulardan biri veya birkaçı ile alacaklı arasında yahut müteselsil alacaklılardan biri veya birkaçı ile borçlu arasında oluşan kesin hüküm, diğerleri hakkında geçerli değildir.”hükmünü içermektedir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu 36/1. maddesi, “Taraflardan her biri dava harcını, dinlenmesini talep ettiği tanık ve bilirkişi ücretini ve diğer yargılama giderlerini karşılamak zorundadır. Davacı hakim tarafından belirlenecek süre içinde gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığı takdirde, onunla ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılır.

Bu Kanun gereğince resen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderler, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanır.” hükümleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120.60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.