YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6007
KARAR NO : 2023/315
KARAR TARİHİ : 19.01.2023
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aydıncık(Mersin) Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, asıl ve birleştirilen davaların ayrı ayrı hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleştirilen davaların davacıları tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davaların davacıları tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davanın davacısı – birleştirilen davanın davalısı … dava dilekçesinde; kadastro sonucunda 1641 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşan 3120 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı 301 ve 302 parsel sayılı taşınmazların hisseli olarak tespit ve tescil edildiğini ancak, hissedarlar arasında 11.10.1984 tarihinde yapılan rızai taksim sözleşmesine göre, hissedarların zeminde taşınmazları ayrı şekilde kullandığını, taksim sözleşmesinden bu yana kendisinin de dava konusu taşınmaz içerisinde bulunan kendisine ait bölümü nizasız ve fasılasız şekilde kullandığını, kadastro tespiti, tespit öncesi yapılan taksim sözleşmesine uygun olarak yapılmadığı için ihtilaf yaşandığını ileri sürerek, dava konusu 3120 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan kendisine ait bölümün tapu kaydının iptali ile müstakilen adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Asıl davanın davalısı – birleştirilen davanın davacısı … dava dilekçesinde; kadastro sonucunda dava konusu 301 ve 302 parsel sayılı taşınmazlar ile dava dışı 1641 parsel sayılı taşınmazların hisseli olarak tespit ve tescil edildiğini ancak hissedarlar arasında 11.10.1984 tarihinde yapılan rızai taksim sözleşmesine göre, hissedarların zeminde taşınmazları ayrı şekilde kullandığını, kendisinin de zeminde ayrılmış olan ve halihazırda kendisinin kullandığı yeri, taksim sözleşmesinde adı geçen …’den satın aldığını ve içerisine betonarme kargir ev, cam sera ve sulama havuzu yaptığını, taşınmaza meyve fidanları diktiğini ileri sürerek, dava konusu 301 ve 302 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde kalan kendisine ait bölümlerin tapu kaydının iptali ile müstakilen adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Asıl ve birleştirilen davanın davalısı … cevap dilekçesinde; davacı tarafın dayandığı taksim sözleşmesine, murisi olan annesi …’ın kandırılarak imza attığını, murisi okuma yazma bilmediği için imzaladığı sözleşme uyarınca kendisine taşınmazın hangi bölümünün verildiğini dahi bilmediğini, kaldı ki sözleşmedeki hisselerin eşit olmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Asıl ve birleştirilen davanın davalısı … cevap dilekçesinde; davacı tarafın dayandığı sözleşmenin geçersiz bir sözleşme olduğunu, davacı …’nın zeminde yer satın aldığını iddia ettiği …’in, söz konusu sözleşme evvelinde yapılan taksimde payını aldığını ancak söz konusu sözleşmede kendisine tekrar yer verildiğini, ayrıca sözleşme uyarınca hissedarların tamamının hakkını almadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Asıl ve birleştirilen davanın davalısı … vasisi … 09.07.2015 tarihli duruşmadaki beyanında; davayı kabul ettiğini, davacıların dava konusu taşımazların nizalı bölümlerini 40 yıldır kullandığını belirtmiştir.
4. Asıl ve birleştirilen davanın davalısı … 28.01.2016 tarihli duruşmadaki beyanında; davacı tarafın dayandığı taksim sözleşmesinin … olmadığını, okuma yazma bilmeyen murisi olan annesine, dayıları tarafından parmak bastırıldığını ileri sürerek, eşit ve … bir şekilde tapularının verilmesini istemiştir.
5. Diğer davalılar tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Aydıncık (Mersin) Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.05.2017 tarihli, 2014/84 Esas, 2017/56 Karar sayılı kararıyla; davanın tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu 3120 parsel sayılı taşınmaz yönüyle, taşınmazın tapu kayıt malikinin mirasçılarından … …’in, dava konusu 301 ve 302 parsel sayılı taşınmazlar yönüyle ise, … ile bir kısım müştereklerinin davaya dahil edilmediği, bu kişilerin davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre verildiği ancak kesin sürenin gereğinin davacı tarafça yerine getirilmediği gerekçesiyle;
Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde asıl ve birleştirilen davanın davacıları … ile … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kaldırma Kararı
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 07.06.2018 tarihli, 2018/49 Esas, 2018/323 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince varılan sonucun dosya kapsamına uygun olmadığı, şöyle ki tapu iptal ve tescil davalarında husumetin dava konusu taşınmazların kayden maliki olan kişilere veya bu kişiler ölü ise mirasçılarına yöneltilmesi gerektiği, davacı …’in 3120 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak eldeki davayı açtığı ve dosya kapsamından, 3120 parsel sayılı taşınmaz yönüyle taraf teşkilinin sağlandığının anlaşıldığı, davacı … tarafından açılan davada ise, 301 parsel sayılı taşınmazın maliklerinden …’e husumetin yaygınlaştırılması gerekirken Mahkemece bu yönün gözetilmediği, 302 parsel sayılı taşınmazın ise … adına tapuda kayıtlı olduğu, ancak Mahkemece dosya arasında bulunan mirasçılık belgesi uyarınca …’in mirasçılarının davaya dahilinin sağlanmaya çalışıldığı, oysa öncelikle tapu kaydındaki … ile veraset ilamındaki muris olan …’in aynı kişi olup olmadığının belirlenerek, bu kişilerin aynı kişiler olduğunun anlaşılması halinde, tapu kaydında düzeltim yapılması için davacı tarafa yetki ve süre verilmesi gerektiğinin gözetilmediği, ayrıca Yurdagül Beşki’nin mirasçılarının dosya arasında bulunan 04.05.2016 tarihli veraset ilamında hatalı belirtildiği anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince davacı … tarafından doğru mirasçıların davaya dahil edildiği nazara alınmadan, verilen kesin süre içerisinde taraf teşkilinin sağlanmadığı kabul edilerek, davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle; davacıların istinaf istemlerinin kabulüne, Aydıncık (Mersin) Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.05.2017 tarihli, 2014/84 Esas, 2017/56 Karar sayılı kararının, HMK 353/1-a-4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
Aydıncık (Mersin) Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.05.2019 tarihli, 2018/117 Esas, 2019/48 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin 1989, 1991 ve 1997 yıllarında kesinleştiği, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği tarihler ile asıl ve birleştirilen davaların açıldığı tarihler arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle;
Asıl ve birleştirilen davaların ayrı ayrı hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karara Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davaların davacıları … ile … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
E. İstinaf Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davaların davacıları … ile …, müşterek istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların evveliyatında …’den geldiğini, … …’in vefatı sonrası murisin terekesinin 1984 yılında yazılı taksim sözleşmesi ile paylaşıldığını, sözleşme uyarınca hissedarların kendilerine zeminde düşen taşınmaz bölümlerine ev ve cam sera yapmak suretiyle taşınmazları kullanmaya başladığını, aynı sözleşmeye dayanarak dava açan başkaca kişilerin davalarının kabul edildiğini, kaldı ki eldeki davada davalı tarafça zamanaşımı itirazında bulunulmadığını ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemişlerdir.
F. Gerekçe ve Sonuç
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 30.01.2020 tarihli, 2019/929 Esas, 2020/99 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafından genel arazi kadastrosundan önce tanzim olunan 11.10.1984 tarihli miras taksim sözleşmesine ve mirasçılar arasında yapılan harici satışa dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açıldığı, dava konusu 301 parselin kadastro tespitinin 16.08.1985 tarihinde yapıldığı ve 23.07.1991 tarihinde kesinleştiği, 302 parselin kadastro tespitinin 16.08.1985 tarihinde yapıldığı ve 30.05.1989 tarihinde kesinleştiği, 1641 (3120 ve 3121) parselin kadastro tespitinin ise 14/02/1989 tarihinde yapıldığı ve 17.03.1997 tarihinde hükmen kesinleştiği, davacıların dayandığı miras taksim sözleşmesinin kadastro öncesi hukuki sebep niteliğinde bulunduğu, davacı … tarafından davanın 14.08.2014 tarihinde, davacı … tarafından ise 24.10.2014 tarihinde açıldığı, hal böyle olunca eldeki davalarda 3402 sayılı Kanun’un 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, hak düşürücü süre dava şartı olup, re’sen gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle;
Davacıların Aydıncık (Mersin) Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.05.2019 tarihli, 2018/117 Esas, 2019/48 Karar sayılı hükmüne yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde asıl ve birleştirilen davaların davacıları … ile … tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Asıl davanın davacısı … temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen sebepleri tekrarla, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
2. Birleştirilen davanın davacısı … temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen sebepleri tekrarla, emsal dosyalarda davanın kabulüne karar verildiğini, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda Mersin ili, Gülnar ilçesi, Aydıncık köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 301 parsel sayılı 1.519,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına tespit ve 23.07.1991 tarihinde tescil edilmiştir.
Kadastro sonucunda Mersin ili, Gülnar ilçesi, Aydıncık köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 302 parsel sayılı 3.123,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına tespit ve 30.05.1989 tarihinde tescil edilmiştir.
Kadastro sonucunda Mersin ili, Gülnar ilçesi, Aydıncık köyü çalışma alanında bulunan 1641 parsel sayılı 3.083,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim, ifraz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … mirasçıları adına tespit ve hükmen 17.03.1997 tarihinde tescil edilmiş; bilahare taşınmazın 29.03.2010 tarihinde hükmen ifrazı ile dava konusu 3120 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı 3121 parsel sayılı taşınmaz oluşmuştur. Asıl dava 14.08.2014 tarihinde, birleştirilen dava ise 24.10.2014 tarihinde, 1984 tarihli taksim sözleşmesine dayanılarak açılmıştır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, asıl ve birleştirilen davaların davacıları … ile …’nın temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Asıl ve birleştirilen davaların davacıları … ile …’nın yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 125,50’şer TL bakiye onama harcının ayrı ayrı asıl davanın davacısı ile birleştirilen davanın davacısından alınmasına,
Dosyanın Aydıncık (Mersin) Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
19.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.