YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5995
KARAR NO : 2023/1331
KARAR TARİHİ : 07.03.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılarak yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, maliki olduğu 107 ada 14 parsel sayılı taşınmazın gerçekte yaklaşık 10.000m² olmasına rağmen yaklaşık 2000m²’lik kısmının davalı Maliye Hazinesi adına kayıtlı 107 ada 50 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığını, yine maliki olduğu 135 ada 106 parsel sayılı taşınmazın ise davalı … adına tapuya kaydedildiğini ileri sürerek, 107 ada 50 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile zeminde mevcut olan sınırlar baz alınarak yapılacak ölçüm neticesinde tespit edilecek yaklaşık 2.000m²’lik kısmın dava konusu taşınmazdan ifraz edilerek 107 ada 14 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle adına tesciline, dava konusu 135 ada 106 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine, davanın reddini savunmuş, davalı … ise 26.10.2017 tarihli keşifte davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.06.2018 tarihli ve 2016/545 E., 2018/332 K. sayılı kararıyla; dava konusu 135 ada 106 parsel yönünden davalının davayı kabul ettiği, dava konusu 107 ada 50 parsel sayılı taşınmazın davacının babasına ait olduğu, mirasçılar arasındaki rızai taksimde davacıya isabet ettiği, davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmaz üzerinde davacının zilyetliğine esas olmak üzere … fotoğraflarından da faydalanılarak zilyetlik olgusu araştırılmadan karar verildiğini, dava konusu taşınmazlara ait … fotoğraflarının değerlendirmeye esas alınmadığını, belgesizden zilyetlikle edinilmiş taşınmaz mal miktarı konusunda gerekli inceleme yapılmadan karar verildiğinden, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 11.11.2020 tarihli ve 2018/2111 E., 2020/888 K. sayılı kararıyla; 105 ada 50 parsel sayılı taşınmaza ilişkin 3402 sayılı Kanun’un 14 ile TMK’nın 713/1. maddelerinde belirtilen koşulların davacı yararına oluştuğu, ancak dava konusu taşınmazın B harfi ile gösterilen 160,29 m2’lik kısmının davacıya ait 107 ada 14 parsele sınırı bulunmadığından, bağımsız taşınmaz haline dönüştüğü, ayrı sicil oluşturulması gerektiği gerekçesiyle kamu düzeni gereği istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/(1)-b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. “
2. Aynı Kanun’un 15. maddesinde; “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.
Taşınmaz mal tapuda kayıtlı olsun veya olmasın, onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının, bu Kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle iktisabı caizdir.
İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iştirakçilerinden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temliki; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir.
Kadastrodan önce hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime konu edilmiş ve sınırları doğal veya yapay işaret ya da tesislerle belirlenmiş taşınmaz malların, imar plânı bulunmayan yerlerde zeminde fiilen oluşmuş sınırlarına göre tespiti yapılır.”
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” düzenlemeleri yer almaktadır.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Her ne kadar … fotoğrafları dosyada bulunmasa da, alınan 29.01.2018 tarihli jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi raporunda değerlendirildiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.