YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5977
KARAR NO : 2023/1480
KARAR TARİHİ : 13.03.2023
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince talebin reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Kocaeli ili, Kandıra ilçesi, … Köyü 126 ada 94 parselin müşterek maliki olduğunu, 2007 yılından itibaren kullandığını, 2007 yılındaki kadastro çalışmaları sırasında kayıtlara ve askıda bulunan tutanaklara bakarak taşınmazın sadece sınırlarını göz kararı ile şeklen ve ismen kontrol ettiklerini, kullanılmaya başlandıktan sonra tüm zamanlarda 2014 yılına kadar hiçbir şekilde sınır problemi olmadığını, aynı tapu bilgilerine sahip bulunan 95 nolu parselin ilk sahibi olan … Melih …’in kötü niyetli olarak bu yerin yan parselindeki ağaçları kestirdiğini, kesilen ağaçların en az 30-40 senelik olduğunu, açmış olduğu davada 95 parselin bitki dokusundan farklı yapıda olduğunu, zilyetliği uzun süreli kullanıma dayalı olarak tapu iptali tescil davası açmasını engellemek için bu hamlenin yapıldığını, Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/513 Esas, 2015/524 Karar sayılı kararında bahsedilen 3. kişinin iyi niyetinden bahsedilemeyeceğini, ayrıca davalının bilmediği bir bölgede herhangi bir bina içermeyen bir bahçe alımının mümkün bulunmadığını, çünkü meyve bahçesinin daimi olarak bakım istediğini, mahalli bilirkişiler ve dinlenen şahidinin taşınmazın sınırlarını açıkça gösterdiğini, diğer şahitlerinin ise tüm ısrarlarına rağmen dinlenilmediğini, ziraatçi bilirkişilerin keşif heyetinde bulunmadığını, tüm bu nedenlerle talebinin kabulüne, kadastro bilirkişi raporunda belirtilen … bölgenin 95 nolu parselden terkini ile 94 nolu parseline dahil edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davaya cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkememinin 12.11.2014 tarihli, 2014/513 Esas ve 2015/524 Karar sayılı ilamı hakkında 6100 sayılı HMK 375. maddesinde belirtilen yargılamanın iadesi sebeplerinden herhangi birisi bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu davada delillerin toplanmadığını ve tanıkların dinlenmediğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesinin talebinin reddine dair kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya içeriğine, toplanan delillere, HMK’nın 375. maddesinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin sınırlı olarak sayılmasına, kıyas yolu ile genişletilmesinin olanaksız olmasına ve özellikle somut olayda HMK’nın 375. maddesinde belirtilen hallerden hiçbirisinin bulunmadığı belirlenmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığın gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle; Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada delillerinin toplanmadığını, … ve …in şahit olarak dinlenmediği gibi istinaf mahkemesiinin de bu şahitleri dikkate almadığını, eksik soruşturma ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun;
374. maddesi şöyledir;
“Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.” 375. maddesi “(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir”
3. Değerlendirme
1.Yargılamanın yenilenmesi istenilen Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/513 Esas ve 2015/524 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde davacısının … davalısının ise … olduğu, davacının davasının reddine karar verildiği davacının temyizi üzerine Yargıtay 16. HD’nin 08/10/2018 tarihli 2016/3316 Esas – 2018/5545 Karar sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 125,50 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.