Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/5751 E. 2023/862 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5751
KARAR NO : 2023/862
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davası sonunda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen 03.12.2020 tarihli ve 2020/1092 Esas, 2020/1440 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili; davaya konu 205 ada 47-48 parsellerin fındık bahçelerinin 2001 yılında vefat eden dedeleri … …’ten kaldığını, sonrasında taşınmazların anneleri … …’e mirasen intikal etmesi gerekirken, anneleri … … ile halaları … …’nin evlenmeden önceki soy isiminin aynı olması ve isim benzerliği sebebiyle halaları adına intikalen tespit edildiğini, dayıları olan davalıların kötüniyetli olarak halası … …’den taşınmazın belirtilen bölümlerini satış suretiyle devraldıklarını ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı bulunan hisselerin iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tescilinin yapılmasına, talep uygun görülmezse davaya konu satış vaadi sözleşmesindeki davalıların hisselerinin rayiç bedelleri tespit edilerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte, rayiç bedel belli olmadığı takdirde satış bedelinin satış vaadi sözleşmesinin düzenlenme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte günümüz değerine güncellenerek davalılardan hisseleri oranında alınarak davacılara verilmesini dava ve talep etmişlerdir.

II. CEVAP
Davalılar vekili; davalıların, davacıların dayısı olduğunu, dava konusu 205 ada 47 ve 48 parsel sayılı taşınmazların evveliyatında babaları muris … …’in olduğunu, babaları … … sağlığında dava konusu taşınmazlardan 205 ada 47 parseli …’e 205 ada 48 parseli ise …’e bağışladığını, bu yerlerin yanlışlıkla … … adına da tescil edilmiş ise de adı geçen kişiye durumu anlatarak dava konusu yerleri devraldıklarını, davacıların annesinin dava konusu olan bu taşınmazlarda hiçbir hak ve hissenin bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/02/2020 tarihli ve 2018/237 Esas, 2020/35 Karar sayılı kararıyla; muris … …’in ölünceye kadar dava konusu taşınmazları kendisinin kullandığı, kimseye hibe etmediği, 2001 yılında murisin vefatından sonra, 2011 yılında kadastro çalışmalarının yapıldığı ve dava konusu 205 ada 47 parsel sayılı taşınmazın 4/6 hissesinin …, 1/6 hissesinin … …, 1/6 hissesinin … … adına tespit ve tescil edildiği, dava konusu 205 ada 48 parsel sayılı taşınmazın 4/6 hissesinin …, 1/6 hissesinin … …, 1/6 hissesinin … … adına tespit ve tescil edildiği, kadastro tespiti sırasında adına tespit yapılan … … ile muris …’in kızı … arasında isim benzerliği olduğu, davalılarının bu durumu bilerek … …’nin payını tapuda devraldıklarını, murisin veraset ilamına göre kızı …’e 1/6 miras payı düştüğü, davacıların davalılar adına kayıtlı olan paylarda miras hisseleri oranında hakları olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu 205 ada 47 parsel sayılı taşınmazda davalılardan … adına olan tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında davacılar …, … …, … ve … adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan payda davalı …’in hissesinin baki tutulmasına, yine dava konusu 205 ada 48 parsel sayılı taşınmazda davalılardan … adına olan tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında davacılar …, … …, … ve … adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan payda davalı …’in hissesinin baki tutulmasına karar verilmiştir

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların dava dilekçesinde dava konusu taşınmazların tamamının anneleri muris … … ait olduğunu iddia etmelerine rağmen, yargılama sırasında kök muris dedeleri …’den gelen haklarına dayandıklarını ancak davacıların taleplerini ıslah etmediklerini ve babalarının davacı sıfatı ile dava dosyasında yer almadığını, iştirak halinde mülkiyette mirasçıların tamamının birlikte hareket etmek zorunda bulunduklarını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06/02/2020 tarihli ve 2018/237 Esas, 2020/35 Karar sayılı kararıyla; tarafların aynı kök murisin mirasçıları oldukları bu nedenle miras payını talep edebileceklerini, davacıların beyanlarının talebin açıklanması niteliğinde olduğu ve davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir. 

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
a. Davacılar vekilleri aracılığı ile çekişme konusu taşınmazların müşterek kök muristen intikalen geldiği, anneleri isim benzerliğine sahip … …’nin evlenmeden önceki soy isiminin anneleri … … ile aynı olmsı sebebiyle sehven, kök murisin diğer mirasçıları ile birlikte … … adına tespit edildiği, davalıların da yapılan bu yanlışlık sebebiyle davaya konu taşınmazları … …’ den satış göstererek devraldıkları iddiasıyla taşınmazlardaki miras paylarının adlarına tescilini, olmadığı takdirde paylarına isabet eden bedeli talep etmişlerdir.
b. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
c. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
d. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
e. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.
f. Türk Medeni Kanunu’nun “Miras ortaklığı” başlıklı 640. maddesinde “Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.
Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan … temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.” hükümleri düzenlenmiştir.
g. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.” hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, (IV/C.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere ve delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 935,52 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

15.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.