Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/5713 E. 2023/817 K. 14.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5713
KARAR NO : 2023/817
KARAR TARİHİ : 14.02.2023

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflaca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle harç yönünden düzeltilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan …’nin maliki olduğu 154 ada 1, 155 ada 3, 4, 5 ve 19, 157 ada 1 ve 3, 158 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit edildiğini, mirasbırakanın sağlığında tüm mirasçıları kapsayan bir taksim yapmadığını, ölümünden sonra da adına kayıtlı taşınmaz bulunmadığını, mirasbırakanın sağlığında da mülkiyeti devreden hiçbir hukuki işlem bulunmadığını, mirasbırakanın ikinci eşi ve çocuğunun mirastan mahrum kalması amacıyla işlemin yapıldığını, tespit tarihinde davalı Betül’ün 11 aylık olduğunu, mirasbırakanla birlikte oturdukları evin dahi davalı adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmazda bulunan ve davalı tarafından yapılan iki katlı betonarme evde taleplerinin bulunmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile veraset ilamındaki miras payları adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP
Davalılar, taşınmazların mirasbırakan …’e ait olduğunun doğru olduğunu ancak taşınmazların 1980 yılında yaptığı taksimle davalılara devredildiğini, mirasbırakanın 2011 yılında yapılan kadastro tespitleri sırasında bu taksimin esas alınmasını istediğini ve tespit başında bizzat bulunarak sözlü talimat verdiğini, taksim tarihinde ilk eşi hayatta olduğundan davacı …’ye taşınmaz bırakmamasının normal olduğunu, mirasbırakanın, “ben ona maaşımı bırakacağım o …” dediğini, kızları … ve davacı … (158 ada 5 parsel) adına da taşınmaz kaydettirdiğini, bir kısmını kendi adına bıraktırdığını, davacı …’nin evlenmeden önceki taşınmazlara ilişkin talep hakkının bulunamayacağını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.01.2018 tarihli ve 2017/22E., 2018/57K. sayılı kararıyla; sûbut bulan davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gönderme Kararı
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 21.09.2018 tarihli ve 2018/859 E., 2018/1100 K. sayılı kararıyla; dava konusu 155 ada 5 ve 19, 157 ada 1 ve 158 ada 3 parsel sayılı taşınmazlarda davacıların terekeye karşı üçüncü kişi konumunda bulunan davalılar Büşra, Betül ve …’ye ait tapu kaydının miras payı oranında iptali ve adına tescili istemi ile açtığı davada aktif dava ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı, davalı … adına kayıtlı dava konusu 154 ada 1, 155 ada 3, 4, 157 ada 3 ve 158 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yeniden keşif yapılarak, yerel bilirkişi ve tanıklardan öncesinde tarafların ortak mirasbırakanı …’e ait olduğu çekişmesiz olan bu taşınmazları 1980 yılında davalıya bağışlayıp bağışlamadığı, bağışlamış ise bağışlamanın hangi tarihte olduğu, taşınmazların zilyetliğini de bağışladığı mirasçısına devredip etmediği, bağışlama (paylaştırma) tarihinden itibaren taşınmazları kimin kullandığı, taşınmazlar üzerinde mirasbırakanın bağışlama (paylaştırma) tarihinden sonra kullanımı varsa bu kullanımın niteliğinin ne olduğu, 1980 yılında tüm çocuklarına taşınmaz bağışlayıp bağışlamadığı, tüm çocuklarına değil de bir kısım çocuklarına taşınmaz bağışlanmış ise hangi çocuklarına sağlığında taşınmaz bağışladığı (paylaştırdığı) ve diğer çocuklarına paylaştırma yapmamasının nedeninin ne olduğu, yine davacı … adına tescil edilen 158 ada 5 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından adı geçen davacıya sağlığında bağışlanıp bağışlanmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı somut bilgiler alınması gerektiği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 ve 6.maddesi gereği İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Gönderme Kararı Sonrasında Verilen Karar
Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.12.2019 tarihli ve 2018/928 E., 2019/615 K. sayılı kararıyla; davalı … yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden aktif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

D. İstinaf Nedenleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davalı …’in kadastro işlemi sırasında kendisi ve çocukları adına taşınmazları tescil ettirdiğini, miras payı oranında iptal-tescil istendiğini, mirasbırakan adına talep edilse davalı … ve diğer kardeşlerin muvafakat etmeyeceğini, davalının yargılama sırasında bağışa ilişkin beyanının yerinde olmadığını, taksim veya bağış yapılmadığını, davanın kısmen reddi yönünden hesaplanan vekalet ücretinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; kaldırma kararından sonra değer tespitine ilişkin rapor alınmadığını, kısmen kabul kararı verilmesine rağmen harç ve vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını, devrin bağış hükmünde olup, ancak tenkis davası açılabileceğini, mirasbırakanla beraber yaşadığından birlikte kullanımın devam ettiğini, mirasbırakanın diğer mirasçılarına da yer verdiğini, 1980 yılında taksim yaptığını, tespite itiraz etmediğini, bu durumun bağış olduğunu gösterdiğini, ancak tenkis davası açılabileceğini, taşınmaza yapılan eve kimsenin itirazının olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

E. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 18.11.2020 tarihli ve 2020/871E. 2020/1373K. sayılı kararıyla; çekişmeli 155 ada 5,19,157 ada 1 ve 158 ada 3 parsel sayılı taşınmazlarda davacıların terekeye karşı üçüncü kişi konumunda bulunan davalılar … ve …’ye ait tapu kaydının miras payı oranında iptali ve adına tescili istemi ile açtığı davada davacıların aktif dava ehliyetleri bulunmamasına göre davanın usulden reddine karar verilmesinde, ispat yükü kendisinde olan davalı …’nin ise çekişmeli 154 ada 1,155 ada 3,4,157 ada 3 ve 158 ada 4 parsel sayılı taşınmazların kök mirasbırakan tarafından kendilerine bağışlandığını ispatlayamamasına göre, bu parsellere yönelik davanın kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak davacılar çekişmeli taşınmazlarda pay talebi ile dava açtığına göre davanın değeri taşınmazların tamamının değeri değil, talep edilen miras payının çekişmeli taşınmazların değerine oranlanmasına göre bulunması gerektiği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, harç ve vekalet ücreti düzeltilerek yeniden davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
1.Davacılar temyiz dilekçesinde; ikinci eş ve kızın ayrı tutulduğunun dosya kapsamı ve tanık beyanları ile sabit olduğunu, davalı …’in kadastro işlemi sırasında kendisi ve çocukları adına taşınmazları tescil ettirdiğini, miras payının talep edildiğini, muris adına talep edilmesi halinde davalı … ve diğer kardeşlerin muvafakat etmeyeceğini, davalının yargılama sırasında bağışa ilişkin beyanının yerinde olmadığını, taksim veya bağış yapılmadığını, reddedilen taşınmazlar yönünden kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

2.Davalılar temyiz dilekçesinde; mirasbırakanın diğer mirasçılarına yer verdiğini, 1980 yılında taksim yaptığını, tespite itiraz etmediğini, bu durumun bağış olduğunu gösterdiğini, ancak tenkis davası açılabileceğini, taşınmaza yapılan eve kimsenin itirazının olmadığını, kızlarına da taşınmaz verdiği, davacıya verilen taşınmazın tartışılmadığını, davacı …’ye maaşını bıraktığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.(Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 – 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

2. 15. maddesinde, “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.”

3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” düzenlemeleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Karar başlığında davalılar kısmında …’nin gösterilmiş olması ve tescil hükmü kurulurken davacı … yerine “Nazif” yazılmış olması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiş, yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup tarafların temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60TL bakiye onama harcının davacılardan, 3.568,50 TL onama harcının davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.