Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/5635 E. 2023/668 K. 08.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5635
KARAR NO : 2023/668
KARAR TARİHİ : 08.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili, davalı … Belediyesi vekili ve davalı … Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, Trabzon ili, Of ilçesi, Korkut köyünde kain 142 ada 44 parsel nolu taşınmazın maliki olduğunu, kadastro tespitinde kendisine ait olması gereken dava konusu taşınmazın yolun genişletilerek yola katıldığını ileri sürerek, yol olan kısmın iptali ile bahçesinin ilk hali gibi adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1.Davalı Hazine, süresinde cevap dilekçesi sunmamış aşamada davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı … Belediyesi cevap dilekçesinde, taşınmazın yol olarak kullanıldığını ve özel mülke konu olamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı … Belediyesi cevap dilekçesinde, zilyetlikle kazanım şartlarının oluşması gerektiğini, davacının davasının hukuken geçerli bir yanı olmaıdğını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.11.2015 tarihli ve 2014/218 Esas, 2015/615 Karar sayılı kararıyla; makul sürede açılmadığından dolayı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.11.2018 tarihli ve 2016/3795 Esas, 2018/6864 Karar sayılı kararı ile; “…Dava, TMK’nin 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil davası olup, tescil davasının her zaman açılmasının mümkün olduğu hususu dikkate alınmadan, makul sürede açılmadığından dolayı davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Davacının iddiasının dava tarihinden geriye doğru zaman dilimine ilişkin mülkiyeti olduğu yönünde olup, bu doğrultuda gerekli incelemelerin yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir…Hal böyle olunca, 6360 sayılı Kanun uyarınca Trabzon ilinin mülki sınırlarının Büyükşehir Belediyesi sınırı olarak belirlendiği, Büyükşehir sınırlarındaki köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliklerinin sona erdiği dikkate alınarak … ve … davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Diğer yandan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanların yapıldığı gazete ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerektiği” gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece 20.01.2021 tarihli ve 2019/40 Esas, 2021/34 Karar sayılı kararı ile; 07.07.2015 tarihli krokili raporunda ‘C’ ve ‘D’ ile paftasında yol olarak gösterilen kısmın yol olmadığı uzun yıllardır davacı ve murisleri tarafından malik sıfatıyla zilyetlik edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı … Belediyesi vekili, davalı … Belediyesi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı … Belediyesi Başkanlığı temyiz dilekçesinde özetle, köy yolu olarak kullanılan dava konusu taşınmaz Trabzon İlinin Büyükşehir Belediyesi olmasıyla mahalle yolu olarak kullanılmaya başlandığını, geçmişten bugüne kadar da yol olarak kullanıldığını, taşınmazın yol olarak kullanılması nedeniyle özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davacı temyiz dilekçesinde özetle, kadastro çalışmalarında yanlışlıkla çay bahçesi olarak kullandıkları yerin sahibi parsele eklenmediğini, davanın sadece zamanaşımı ile kazanma koşulları oluştuğu kabul edilerek, lehine mahkeme masrafı ve vekalet ücreti verilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın sadece bu yönü ile düzeltilerek onanmasını ve mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

3. Davalı … Belediyesi temyiz dilekçesinde özetle, taşınmazın devlete ait olduğunu, aksinin ispat edilemediğini, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, yasal hasım olduğu için yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Türk Medeni Kanunu’un (TMK) 713 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17 nci maddeleri gereği tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükmünü, 17 nci maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 26 ncı maddesinde; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” hükümleri düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme
Somut olayda, 07.07.2015 tarihli krokili raporunda ‘C’ ve ‘D’ ile paftasında yol olarak gösterilen kısmın yol olmadığı uzun yıllardır davacı ve murisleri tarafından malik sıfatıyla zilyet olunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, Mahkemece, dava konusu taşınmaza ilişkin … fotoğrafları getirtilmemiş, kadastro çalışmalarının başlama ve sona erme tarihleri, dava konusu taşınmazı içine alır şekilde imar çalışması yapılıp yapılmadığı taşınmazın tespit dışı bırakılmasının nedeni sorulmamıştır.

Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmaz bölümünün bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait … fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre dava tarihi olan 2014 tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik … fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü’nden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmeli, taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığı ve imar planı kapsamında ise imar planının onay ve kesinleşme tarihleri ilgili mercilerden sorularak saptanmalıdır.

Bundan sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim yol olup olmadığı, taşınmazın yakınında bulunan arkın ne zaman yapıldığı, taşınmazın ilk olarak kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından hangi tarihten beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.

Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, önceki tarihli zirai bilirkişi raporunu da irdelemek sureti ile nizalı taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü belirten, imar-ihya gerektiren yerlerden olması nedeniyle imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip, üzerine taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalıdır.

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve … fotoğraflarına aktarılması suretiyle, … fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması nedeniyle imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.

Fen bilirkişisine, keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmelidir.

Tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

Kabule göre de, davacının dava dilekçesinde taşınmazının toplam 3.112 m2 olması gerektiğini belirttiği ve bahçesinin ilk hali gibi adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istemesine rağmen Mahkemece davacı tarafın talebini aşar şekilde taşınmazın yüz ölçümünün toplamı 3.218,73 m2 olarak fazlaya hükmedilmiş olması da isabetsizdir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

2. Davalı … Belediyesi vekilinin ve davalı … Belediyesi vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek halinde yatırılan peşin temyiz harçlarının yatıranlara iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

08.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.