YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5634
KARAR NO : 2023/823
KARAR TARİHİ : 14.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; eşi …’ya babasından taksimen gelen taşınmazın hatalı olarak kadastro çalışmaları sonucu 101 ada 145 sayılı mera parseli olarak tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, vergi kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptaliyle muris … mirasçıları adına tescilini istemiş, muris … mirasçıları açılan davaya muvafakatlarını sunmuşlardır.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Sivas 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.11.2015 tarihli ve 2014/421 E., 2015/535 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli 101 ada 145 parsel sayılı taşınmazın 01.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 10.821,93 m2’lik kısmın tapu kaydının iptali ile … mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 23.01.2018 tarihli ve 2015/19175 Esas, 2018/118 Karar sayılı kararıyla, “…mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (1992-1987-1982 yıllarına) ait farklı tarihlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik çift … fotoğrafı ile çekişmeli taşınmaza komşu tüm parsellerin kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanaklarının getirtilmesi, sonra mahallinde; üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişilerinin tümü ve taraf tanıkları ile bir fen, bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi ile bir ziraat mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılması, çekişmeli mera parseli hakkında, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamlarının belirlenmesi, mera tahsisi yoksa kadim mera araştırmasının yapılması, kadim mera olmadığının anlaşılması halinde öncesinin ne olduğu, imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığının tespit edilmesi, buna göre mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanlarına başvurulması, bilirkişilerden rapor alınması, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmesi ve tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişilerinin tanık sıfatıyla dinlenilmesi, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit edilen taşınmaz miktarı ile zilyetlikle iktisaba ilişkin yasal kısıtlamaların dikkate alınarak toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” belirtilerek hüküm bozulmuştur.
C. Bozma Sonrası Mahkeme Kararı
Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.02.2021 tarihli ve 2019/449 E., 2021/151 K. sayılı kararıyla, davacı tarafın, tespitten geriye doğru 20 yıllık zilyetliğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
E.Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, keşifte dinlenilen tüm tanık ve yerel bilirkişilerin, çekişmeli taşınmazın muris eşine ait olduğunu, eşine de babasından kaldığını beyan ettiklerini, 30-40 yıldır nizasız fasılasız zilyet olduklarını belirterek ve resen dikkate alınacak nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucu Sivas ili Merkez ilçesi … köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 145 parsel sayılı 703.811,09 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz mera vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. Maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun(TMK) 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde; “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17 maddesinde; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ‘’ düzenlemeleri yer almaktadır.
3. Değerlendirme
Temyiz alınan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesindeki sebeplerden birinin varlığı ya da 439/son maddesindeki halde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna ve bozma kararına uygun olup davacı tarafın temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının, yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120.60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
14/02/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.