Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/5571 E. 2023/948 K. 20.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5571
KARAR NO : 2023/948
KARAR TARİHİ : 20.02.2023

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 17.09.2019 tarihli 2016/11662 Esas 2019/5309 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; kendisine ait olan ve içerisinde 10 yaşlarında 300 adet kiraz ağaçları bulunan taşınmazının kadastro çalışmaları sırasında içerisinde kadim yol bulunmamasına rağmen ikiye bölünerek 103 ada 1 ve 102 ada 46 parsel olarak tespit gördüğünü, yol olarak gösterilen kısmın üzerinde 60 adet kiraz ağacı bulunduğunu ileri sürerek bu kısmın kendisine ait 102 ada 46 parsele eklenmek suretiyle adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine ve dahili davalılar davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Selendi Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.09.2012 tarihli 2010/169 Esas 2012/227 Karar sayılı kararı ile tespit öncesi zilyetlik yönünden davanın makul sürede açılmadığı ve tespit tarihinden itibaren de 20 yıllık zilyetlikle iktisap süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Birinci Bozma Kararı
Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 28.03.2013 tarihli 2013/2384 E- 2013/2661 K. sayılı kararıyla; “…hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen ya da hak düşürücü süre belirleyen yasal düzenleme bulunmadığı, davacı tarafından açılan davanın makul sürede açılmadığı ve kadastro tespitinden önceki zilyetliğine değer verilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddedilmesinin isabetsiz olduğu ayrıca mahkemece mahallinde yapılan gözlemde çekişmeli bölümde halihazırda bir yol olmadığı belirtilirken, ziraat bilirkişisi raporunda çekişmeli bölümün davacı tarafından kullanılan geçiş yeri olduğu belirtilmesi karşısında mahkeme gözlemi ile ziraat bilirkişisi raporunun çeliştiği…” gerekçesiyle bozulmuştur.

C. Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen karar
Selendi Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.04.2016 tarihli 2013/151 Esas 2016/124 Karar sayılı kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne, fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide kırmızı renkli çerçeve ile gösterilen 516,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümününün 102 ada 46 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

E. İkinci Bozma Kararı
Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 17.09.2019 tarihli 2016/11662 E- 2019/5309 K. sayılı kararıyla; “…Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlığını davaya dahil etmesi için davacıya süre ve imkan tanınması, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulup toplanması, bundan sonra mahallinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ile ziraat ve fen bilirkişisinden oluşturulacak bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden keşif yapılması ve bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesinin ne olduğu, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, beyanlar arasındaki çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılması; bu şekilde çekişmeli taşınmazın, davacıya ait komşu taşınmazların devamı niteliğinde mi, yoksa yol vasfında mı olduğunun tereddütsüz ortaya konulması; ziraat mühendisi bilirkişiden ise, çekişmeli taşınmaz bölümünün eğimini, niteliğini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, zirai durumunu, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, bilimsel verilere dayalı ve komşu taşınmazlarla mukayeseli değerlendirmeyi içerir ayrıntılı rapor alınması, çekişmeli taşınmaz ve çevresinin yakın plan panoramik fotoğrafları çektirilip fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmaz bölümlerinin sınırları kabaca işaretlettirilmesi; teknik bilirkişiye, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmaz bölümünü, komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor düzenlettirilmesi; böylece somut olayda zilyetlikle kazanma şartlarının davacı lehine oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmesi ve TMK’nın 713/4-5. maddeleri gereğince yasal ilanlar yapılarak üç aylık yasal ilan sürenin dolması beklenilmesi, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi…” gerekçesiyle bozulmuştur.

F. Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Selendi Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.02.2021 tarihli 2019/344 Esas 2021/46 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan yapılan yargılama neticesinde davacının davasında haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 516,33 m²lik yol olarak tescil edilen yerin Manisa ili Selendi ilçesi Çıkrıkçı Mahallesi 102 ada 46 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

G. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

H. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu yerin ihya ile kazanılmasının mümkün olmadığını, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

I. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun;
14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
“Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

(Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 – 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

17. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
“Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun;
713. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
“Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda dava konusu Manisa ili Selendi ilçesi … köyü çalışma alanında bulunan taşınmaz bölümü yol olarak tespit harici bırakılmıştır.

2. Temyizen incelenen karar, hükmüne uyulan bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun hükmün HMK’nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 438. maddesi uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

20.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.