Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/5567 E. 2023/1126 K. 27.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5567
KARAR NO : 2023/1126
KARAR TARİHİ : 27.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında Yargıtay 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar Hazine vekili ve … vekili ile dahili davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, hudutlarını belirttiği Ağrı Merkez Alpaslan Mahallesinde bulunan davacıya ait 135 ada 14 parsel sayılı taşınmazın güneyinde bulunan yaklaşık 10.500,00 metrekare yüzölçümlü taşınmaz bölümünün davacı tarafından imar ihya edilmek suretiyle 20 yılı aşkın zamandır kullanıldığını ileri sürerek davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde, taşınmazın dere yatağı olduğunu, dere yatağı doldurularak üzerine 10-15 yıl evvel su kuyusu yapılıp ağaç dikildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuş, taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.

2.Davalı … vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ağrı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.11.2012 tarihli ve 2011/475 Esas, 2012/740 Karar sayılı kararıyla; davacı lehine kazanım koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 15.03.2012 tarihli bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 10.717,30 metrekare yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı süresi içinde davalı … … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.04.2013 tarihli ve 2013/3331 E., 2013/4482 K. sayılı kararı ile; “TMK’nın 713. maddesinin 3. fıkrası hükmüne göre; tescil davasının Hazinenin yanında ilgili kamu tüzel kişilerine karşı açılması gerekir. Dava konusu taşınmazın kuzeyinde Ağrı-Doğubeyazıt karayolunun bulunduğu yapılan keşif sonucu anlaşılmış; ancak … davada yer almamıştır. Taraf teşkili kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden gözetilmelidir. Taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilmesi yasaya aykırıdır. Diğer taraftan, dava konusu taşınmaz, 1984 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dere yatağına yakın olması nedeniyle tapulama harici bırakılan yerlerden olup davacı vekili, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenlerine dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur. Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri ile TMK’nın 713. maddesine hükümlerine göre kazanılması mümkündür. Ancak mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan … fotoğraflarından yararlanılmadığı gibi Tapu Müdürlüğünden fen bilirkişisi tarafından düzenlenen haritanın bir örneği eklenerek çekişmeli taşınmaz hakkında çifte tapu oluşmasının önüne geçilmesi için başkaca dava açılıp açılmadığı sorulmamış, davacının 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereğince aynı çalışma alanı içinde belgesizden taşınmaz edinip edinmediği ve taşınmazın imar planına alındığı tarih araştırılmamış; taşınmazın güney sınırında … Nehri bulunmasına rağmen kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesi gerektiği düşünülmemiştir. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşabilmek için öncelikle …’nün davaya katılımı sağlanmalı, varsa delilleri getirtilmeli, bundan sonra Tapu Müdürlüğünden fen bilirkişisi tarafından düzenlenen haritanın bir örneği eklenmek suretiyle çekişmeli taşınmaz hakkında başkaca dava açılıp açılmadığı sorulmalı, dava tarihinden geriye doğru yaklaşık 15, 20 ve 25 yıl öncesine ait … fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı’ndan istenerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra, 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 4 ve 9. maddeleri ile Kıyı Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 6 ve devamı maddeleri dikkate alınarak jeoloji mühendisi, jeolog veya jeomorfologlar arasından seçilecek üç jeolog bilirkişi, bir ziraat mühendisi ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak 5 kişilik uzman bilirkişi kurulunun katılımıyla mahallinde keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında, getirtilen tüm haritalar, … fotoğrafları ve benzeri belgeler mahallinde uygulanmak ve gerektiğinde değişik kotlardan toprak örnekleri de alınarak tahliller yapılmak suretiyle 3621 sayılı yasanın 4. maddesinde tanımlanan kıyı kenar çizgisi belirlenmeli ve fen bilirkişisi tarafından, tespit edilen kıyı kenar çizgisi pafta haritasına tereddüte yer vermeyecek şekilde işlenmeli, çekişmeli taşınmazın harita üzerindeki konumu gösterilmeli, … fotoğrafları bilimsel yöntemlerle incelenerek taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, dere yatağı olup olmadığı, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve ne zaman tamamlandığı, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyet edilip edilmediği, zilyetliğin ne zaman başladığı, ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, davacının çekişmeli taşınmaza komşu 135 ada 14 sayılı parseli 1999 yılında Hazineden satın aldığı da göz önünde bulundurularak çekişmeli taşınmazdaki zilyetliğin başlangıç tarihi belirlenmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporuyla denetlenmeli, çekişmeli taşınmazın hangi tarihte imar planı kapsamına alındığı tespit edilmeli, 3402 sayılı Yasa’nın 17/2. maddesi gereği imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmazlarda imar ihya yoluyla iktisabın mümkün olmadığı da hatırdan çıkartılmamalı, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir..” gerekçeleri ile eksik inceleme nedeniyle bozulmuştur.

3. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Ağrı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.04.2015 tarihli ve 2013/553 Esas, 2015/227 Karar sayılı kararıyla; fen bilirkişileri … ve … … tarafından ibraz edilen 24.02.2015 havale tarihli krokili bilirkişi raporunda taşınmazın mücavirinde ve kuzeyinde 135 ada 14 nolu parsel ve kısmen de Devlet Karayolu (çevre yolu), güneyinde … nehri ve yatağı, doğusu ve batısı ise kadastro harici olarak bırakılan ve herhangi özel ve tüzel kişilerin tasarrufunda bulunmayan arazi ile çevrili olan A harfi ile gösterilen yeşile boyalı 10.717,30 m²’lik alanın içerisinde bulunan kahverengiye boyalı beş katlı betonarme bina (otel), yine aynı renge boyalı ofis , yine aynı renge boyalı lokanta ve yine aynı renge boyalı LPG tankı, yine aynı renge boyalı bina , yine aynı renge boyalı betonarme binanın davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

B-İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı süresi içinde davalı … vekili ve … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.06.2017 tarihli ve 2015/10684 E., 2017/4842 K. sayılı kararı ile; “davanın hangi gerekçe ile kabul edildiği konusunda hiç bir gerekçe belirtilmeden, Yargıtay’ın araştırmaya yönelik bozma ilamı olduğu gibi gerekçe kısmına yazılmak suretiyle hüküm kurulması isabetsiz olduğu” gerekçeleri ile sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur.

C-Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Ağrı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.01.2021 tarihli ve 2017/537 Esas, 2021/93 Karar sayılı kararıyla; davaya konu edilen bölümün, … Nehri yatağı iken ıslah çalışmaları kapsamında bu bölümün ortaya çıktığı, yaklaşık 20 yılı aşkın bir süredir, davacıların murisi olan …’nun, bu bölümü sahiplenerek insan eliyle yapılan mekanik çalışmalar sonucu taşınmazı bugünkü haline getirdiği, davacıların murisi tarafından imar ihya ile nizasız ve fasılasız şekilde malik sıfatıyla sürdürülen zilyetliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, fen bilirkişileri … ve … … tarafından ibraz edilen 24.02.2015 havale tarihli krokili bilirkişi raporunda taşınmazın mücavirinde ve kuzeyinde 135 ada 14 nolu parsel ve kısmen de Devlet Karayolu (çevre yolu), güneyinde … nehri ve yatağı, doğusu ve batısı ise kadastro harici olarak bırakılan ve herhangi özel ve tüzel kişilerin tasarrufunda bulunmayan arazi ile çevrili olan A harfi ile gösterilen yeşile boyalı 10.717,30 m²’lik alanın içerisinde bulunan kahverengiye boyalı beş katlı betonarme bina ( otel), yine aynı renge boyalı ofis, yine aynı renge boyalı lokanta ve yine aynı renge boyalı LPG tankı, yine aynı renge boyalı bina, yine aynı renge boyalı betonarme binanın davacıların tapudaki hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar Hazine vekili ve … vekili ile dahili davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle, kararın eksik inceleme ile verildiğini, gerekçeli kararda da dava konusu bölümün … yatağı iken ıslah çalışmaları kapsamında ortaya çıktığının kabul edildiğini, soyut ve taraflı tanık beyanlarının zilyetlik için yeterli olmadığını ve rapora itirazlarının değerlendirilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle, davacının dava konusu yerle birlikte kullandığı 135 ada 14 parsel sayılı taşınmazın önceki malikinin Hazine olduğunu, davacı tanıklarının yanlı beyanda bulunduklarını, bozma ilamındaki eksikliklerin giderilmediğini, kot farkı hususunda tam ve anlaşılır bir rapor düzenlenmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Dahili davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 02.03.2020 tarihli raporda dava konusu alanın 1958-1976-1983 tarihli … fotoğraflarında bazı yerlerinin kumluk ve çakıllık yer yer dere yatağı olduğu ve üzerinde herhangi bir yapı veya ağaç bulunmadığının belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanununun;
14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
” Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.
(Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 – 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
17. Maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
“Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun;
713. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
“Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.Davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilirler.”
3. Değerlendirme
1.Dahili davalı … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükmü temyiz yetkisi, temyizde hukuki yararı bulunmak kaydıyla davanın taraflarına ve aleyhine hüküm kurulan üçüncü kişilere aittir. Somut olayda, dahili davalı …’nün, mahkemenin önceki tarihli, “davacının davasının kabulüne ve çekişmeli taşınmazların davacı adına tesciline” ilişkin hükmünü süresi içerisinde temyiz etmediği, anılan hükmün davalılar Hazine ve … vekillerinin temyizi ile bu kişiler lehine bozulduğu, dolayısı ile sözü edilen hükmün … yönünden kesinleştiği ve son hükümle de aleyhine yeni bir durum da yaratılmadığı anlaşıldığına göre, hükmü temyizde hukuki yararı bulunmadığından davalı … vekilinin temyiz inceleme isteminin REDDİNE,

2. Davalılar Hazine ve … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde, Mahkemece, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde, davacılar yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Kadastro Müdürlüğü’nün yazı cevabında dava konusu taşınmaz bölümünün dere yatağına yakın olması nedeniyle 1985 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakıldığı ve bu nedenle niteliği itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz başında yapılan keşifler sonucunda hazırlanan ziraat mühendisi bilirkişi raporlarında, taşınmazın % 10-15 arasında eğime sahip olduğu, üzerinde yaşları 3-20 arası değişen kavak, akça, akasya, vişne, söğüt, kara, huş ve çam ağaçlarının bulunduğu, kavak ve söğüt gibi ağaçların kendiliğinden yetişen ağaçlar olduğu, Jeodezi bilirkişi raporunda ise 1983 tarihli … fotoğrafında taşınmazın bazı kısımlarının taşlık ve çakıllık olduğunun, taşınmaz üzerinde bina ya da ağaç bulunmadığının belirlendiği, imar- ihyaya muhtaç olan bir yerin zilyetlikle edinilebilmesi için, önce yoğun emek sarf edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten çekişme konusu taşınmaz bölümü için imar planına alınma tarihi olan 2007 yılına kadar 20 yıl ekonomik amaca uygun olarak tasarruf edilmesi gerekir. Dosya arasında bulunan fotoğraflar incelendiğinde, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde iktisaba elverişli bir zilyetliğin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
3. Hal böyle olunca, Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde, davacılar lehine 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 17. maddelerinde belirtilen imar-ihya ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunun ispat edilemediği gözetilerek, davanın reddi ile davalı … vekilinin tescil talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, takdiri delil niteliğinde olan ve dosyadaki somut bilgilerle örtüşmeyen tanık ve yerel bilirkişi beyanlarına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;

Dahili davalı … vekilinin temyiz inceleme isteminin REDDİNE,

Davalı … … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın yatırana iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

27.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.