Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/5549 E. 2023/982 K. 22.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5549
KARAR NO : 2023/982
KARAR TARİHİ : 22.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı, çekişme konusu Kaledibi mahallesi 561 ada 44 parsel sayılı taşınmazın yıllardan beri ve halen kendi kullanımında olduğu halde tapulama tespitinin yanlış olarak davalı adına yapıldığını, dava konusu taşınmazı 1969 yılında davalının annesi … …’den satın aldığını ve bu tarihinden itibaren hububat ekimi yapmak suretiyle nizasız ve fasılasız olarak zilyetliğinin devam ettiğini, hatta davalının annesinin satıştan sonra kendisi aleyhine dava açmış ise de davasının reddedildiğini, tapulamanın hatalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20/01/2016 tarihli ve 2015/21 E., 2016/29 K. sayılı kararıyla; kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25/06/2019 tarihli ve 2016/14380 E., 2019/4800 K. sayılı kararıyla; ”…Dava, kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Çekişmeli taşınmaz davalı … adına tespit edilmiş, bu tespite karşı … …’nin Bozyazı Kadastro Mahkemesinde açtığı davanın reddi üzerine hükmen tapuya tescil edilmiştir. Eldeki davada davacı olan …, çekişmeli taşınmazın hükmen tesciline esas Bozyazı Kadastro Mahkemesinin 2009/1 Esas, 2012/1 Karar sayılı dosyasında, başka bir parsel nedeniyle davalı olarak yer almıştır. Kesin hükmün söz konusu olabilmesi için dava konusunun, tarafların ve dava sebebinin ortak olması gerekir. Somut olayda; çekişmeli 561 ada 44 parsele ilişkin olarak davacı … ve davalı … arasında görülen ve kesinleşen herhangi bir dava yoktur. O halde; tarafların iddia ve savunmasına göre toplanmış ya da toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün bozulmasına” karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 04/11/2020 tarihli ve 2019/337 E., 2020/218 K. sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın; 12/05/2008 tarihinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak tarla vasfıyla davalı … adına sınırlandırma ve tespitinin yapıldığı, dava dışı … …’nin açtığı ve ret ile sonuçlanan Bozyazı Kadastro Mahkemesinin 2009/1 E., 2012/1 K. sayılı tespit gibi tesciline ilişkin kararı ile davalı … adına tescil edildiği, davalı …’in annesinden kaldığı ve uzun yıllar kullandığı, davacının kadastro tespitinden önce dava konusu taşınmazı kullanmadığı, tescilden sonra son 8-10 yıl içerisinde birkaç defa kullanımının olduğuna ilişkin beyanlar olduğu ancak kullanımının süreklilik arzetmediği, dava konusu yeri 1969 yılında davalının annesi olan … ‘den satın aldığını iddia etmiş ise de 06/04/1969 tarihli senette; dava konusu taşınmazın, devri öngörülen taşınmazlardan (davalının annesi …’ya mirasbırakanı … oğlu Abdil’den gelen miras payı) olduğuna ilişkin delil bulunmadığı, sözü edilen senette mevki ve hudut belirtilmediği, davacının davasını ispatlamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın, kadastrodan önce harici satış sebebine, nizasız fasılasız zilyetliğe ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 762 ve 763. maddelere dayanan tapu iptal ve tescil davasına ilişkin olup son derece yanlış ve hatalı olduğunu, tapusuz taşınmazın satışının resmi şekle bağlı olmadığından adi yazılı senetle mümkün olduğunu, zilyetliğin alacaklıya devri suretiyle satış ve devir konusu edilebileceğini, bu sebeple davacının, muhtar onaylı harici senetle yapılan satışla ve fiilen taşınmazın devri ile malik sıfatını kazandığını, davalının annesinin 1979 tarihli davasındaki dava dilekçesi içeriği ve gerekçeli kararın, taşınmazın davacıya teslim edilmiş olduğunu net olarak ispatladığını, kadastro tespitinin hatalı olduğunu, kararın yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, taşınmazın davacıya ait olduğunun mahalli bilirkişiler ve tanıklar tarafından da beyan edildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi şöyledir:
“Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2. TMK’nın 713/1. maddesi şöyledir:
“Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.