Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/5527 E. 2023/289 K. 19.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5527
KARAR NO : 2023/289
KARAR TARİHİ : 19.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Ağrı ili, Doğubayazıt ilçesi, Alıntepe köyü 156 ada 15 parsel sayılı taşınmazın, kamu orta malı mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedildiğini, taşınmazı 30 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla zilyet olarak ekip, biçtiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … temsilcisi, dava konusu taşınmazın mera olduğunu davacının haksız el attığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın kadastro öncesinde de Hazine adına kayıtlı olduğunu zamanaşımı yoluyla kazanılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Doğubeyazıt 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.06.2016 tarihli ve 2014/504 E. 2015/485 K. sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.

IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.01.2019 tarihli ve 2016/5757 E., 2019/129 K. sayılı kararıyla “…Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle taşınmazın bulunduğu köy ve mevkiiye ait mera tahsisi bulunup bulunmadığı ilgili makamlardan sorularak varsa mera norm kararı ve haritası, ayrıca dava konusu mera parselinin sınırındaki tüm parsellerin onaylı tutanak suretleri ve dayanağı olan belgelerle, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde çekilmiş farklı tarihlere ait en az 3 adet stereoskopik … fotoğrafı ve bu … fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, komşu köylerden, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ile, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, tespit bilirkişilerinin tamamı, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişi huzuruyla, yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında varsa mera tahsis haritası harita mühendisi aracılığı ile kadastro paftası ile çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, dinlenecek yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, mahkeme hakiminin taşınmaza ilişkin ayrıntılı gözlemi tutanağa geçirilmeli, ziraat mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulundan, dava konusu taşınmazın kadim nitelikte yani öncesi bilinmeyen zamandan beri köy halkının yalnızca hayvan otlatmak amacı ile kullandığı, başkaca bir tasarrufta bulunulmayan otlakiye niteliğinde olup olmadığı, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden dava konusu taşınmazın diğer bölümünden nasıl ayrıldığı, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı, taşınmaz bölümünün meradan açılan bir yer olup olmadığı, meranın devamı niteliğinde olup olmadığı hususlarını açıklayan, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ve yan görünüş (kesit) krokisi ile, somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı, uydu fotoğrafları ile bilirkişi ve tanık beyanları denetlenmeli, ayrıca, taşınmazın mera olmadığının anlaşılması halinde de jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift … fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak çekişmeli taşınmazın hangi tarihten itibaren tarım arazisi olarak kullanıldığı hususunda ayrıntılı rapor alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir…” gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahalli bilirkişi beyanları, bilirkişi raporları, … fotoğraflarına göre davacının yirmi yılı aşkın süredir malik sıfatıyla çekişmesiz ve aralıksız olarak zilyet olduğu iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereği iddialarının ispatlandığını, zira hakkın ispatı için belge, bilirkişi veya tanık beyanından birinin olmasının yeterli görüldüğünü, gerek tanık beyanları gerekse bilirkişi raporlarına göre müvekkilinin atadan beri taşınmaza zilyet olduğunun tespit edildiğini, taşınmazın çevresinde özel mülkiyete konu tapulu taşınmazlar bulunduğunu, oysa meraların geniş bir alanda etrafında özel mülkiyete tabi taşınmazların bulunmadığı yerler olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi şöyledir; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi şöyledir; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”;

17. maddesi şöyledir; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.

2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi şöyledir:
“İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”

4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi şöyledir:
“Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Doğubeyazıt 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.