Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/5514 E. 2023/290 K. 19.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5514
KARAR NO : 2023/290
KARAR TARİHİ : 19.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Ardahan ili, Merkez Çeğilli köyü 125 ada 12 parsel sayılı taşınmazın irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, arsa ve kagir ev vasfıyla davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalılar Olgun, … ve Kubilay davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI
Ardahan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.06.2016 tarihli ve 2015/307 E., 2016/632 K. sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.

IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.12.2019 tarihli ve 2016/17183 E., 2019/8757 K. sayılı kararıyla “…Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için, Mahkemece öncelikle davalı tarafın, dayandığı tapu kaydı ile akdi ya da ırsi ilişkisi ve tapu kaydının revizyon görüp görmediği belirlenmeli, varsa mera tahsis kararı ve ekleri ile haritaları ve yine varsa davalı dayanağı tapu kaydının revizyon gördüğü taşınmazların kadastro tutanak örnekleri ve kadastroca oluşan tapu kayıtları da getirtilerek; mahallinde yeniden taşınmazın bulunduğu yeri ve öncesini bilebilecek durumda olan elverdiğince yaşlı ve tarafsız kişiler arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ve 1 fen elemanından oluşan bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; keşifte kayıt maliki ile davalı arasında akti ya da irsi nitelikte bir ilişki bulunduğunun saptanmış olması halinde davalı tarafın dayanağı tapu kaydı 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca yöntemince uygulanmalı, kapsamı belirlenmeli, taşınmazın, kısmen ya da tamamen kaydın kapsamı dışında kalması halinde tanık ve mahalli bilirkişilerden taşınmaz bölümlerinin önceki niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, taşınmazın bitişikteki mer’a parselinden elde edilmiş olup olmadığı, sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının edinme sebebi ve varsa bu parsellere uygulanan kayıtlarla denetlenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir…” gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalıların dayandıkları tapu kaydının mahalli bilirkişi beyanları ve 12.11.2020 tarihli fen bilirkişi raporu ile dava konusu taşınmaza uyduğu, taşınmazın mera vasfında olmadığı, zilliyetlikle iktisap edilebilecek yerlerden olduğu ve davalıların üst soyundan davalılara intikal ettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, Mahkemece dava konusu taşınmazın meradan açma olup olmadığı hususunun yeterince araştırılmadığını, … fotoğraflarından yararlanılmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun;
16/B maddesi şöyledir;
“Kamunun ortak kullanılmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden:

Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır.

Bu sınırlandırma tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmezler.

Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir.

2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi şöyledir:
“İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”

4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi şöyledir:

“Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Ardahan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.