Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/5506 E. 2023/307 K. 19.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5506
KARAR NO : 2023/307
KARAR TARİHİ : 19.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davası sonucunda davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapıtalan) 16. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Asıl davada davacı, Elazığ ili, Arıcak ilçesi, … Mahallesi, Merilla mevkiinde bulunan 304 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sulu tarla vasfı ile davalı adına tespit ve tescil edildiğini, çekişme konusu taşınmazı mirasbırakan eşi …’nin uzun yıllar önce imar ve ihya etmek suretiyle kullandığını, ölümü ile kendisi ve çocuklarına intikal etmesi üzerine aynı şekilde üzerinde tarımsal faaliyette bulunmak suretiyle zilyetliklerinin devam ettiğini ileri sürüp imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, 24.02.2021 tarihli celsedeki beyanında miras payı oranında tescilini talep etmiştir.

2. Birleşen davada davacılar, Elazığ ili, Arıcak ilçesi, … Mahallesi, Merilla mevkiinde bulunan 304 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sulu tarla vasfı ile davalı adına tespit ve tescil edildiğini, çekişme konusu taşınmazı mirasbırakan babaları …’nin uzun yıllar önce imar ve ihya etmek suretiyle kullandığını, ölümü ile kendilerine intikal etmesi üzerine aynı şekilde üzerinde tarımsal faaliyette bulunmak suretiyle zilyetliklerinin devam ettiğini ileri sürüp, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP
Asıl ve birleşen davada davalı, iddiaların asılsız olduğunu, asıl davada davacı, birleşen davada davacıların dava konusu taşınmazı kullanmadıklarını, çekişme konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerlerden olduğunu belirterek, asıl ve birleşen davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Palu Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.11.2014 tarihli ve 2013/297 Esas, 2014/874 Karar sayılı kararıyla; kadastro tespiti öncesinde davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.02.2018 tarihli ve 2015/20565 Esas, 2018/683 Karar sayılı kararıyla, “…dava konusu 304 ada 1 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören davalı dayanağı 03.06.1959 tarih ve 50 sıra numaralı tapu kaydı dosya içerisine getirtilmiş, tapu iktisabında atıf yapılan tapu kaydı getirtilmemekle birlikte taşınmaz tutanağından tapu kaydının Toprak Tevzi yolu ile oluştuğu anlaşılmıştır. Ne var ki, Mahkemece çekişmeli taşınmaza ait belirtmelik tutanakları ve Toprak Tevzi haritası getirtilmemiş, mahallinde yapılan keşifte bu tapunun çekişmeli taşınmaza uyup uymadığı üzerinde de durulmamıştır. Ayrıca keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanıkları çekişmeli taşınmazın intikal şeklini detaylı olarak anlatmamakla birlikte davacının eşinin ailesinden intikal ettiğini belirterek davacının dava dilekçesinde iddia ettiğinden farklı beyanda bulunmuşlardır. O halde, doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle çekişmeli taşınmazın belirtmelik tutanakları, Toprak Tevzi haritası, tüm komşu taşınmazlara ait tapu, tutanak ve varsa dayanakları getirtilerek mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat bilirkişisi ve teknik bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında bilirkişi ve tanıklardan, tevzi çalışmaları sırasında uygulanan kayıt ve belgelerin dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı, taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte başladığı, zilyetliğin ne zamandan beri kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü, intikal şekli tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmeli, teknik bilirkişiden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, Toprak Tevzi haritası ölçeği ile kadastro paftası ölçeği eşitlenerek ve çakıştırma yapılmak suretiyle çekişmeli taşınmazın tevzi haritasındaki konumunu gösteren denetime açık krokili, ziraat bilirkişisinden taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, ne kadar süreden beri hangi vasıfla kullanıldığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davalı tapusunun taşınmaza uyduğunun anlaşılması halinde tapunun oluşum tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir…” gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın ikinci sınıf sulu tarım arazisi niteliğinde olduğu, üzerindeki ağaçların yaşları ve arazinin topoğrafik yapısı dikkate alındığında yaklaşık 40-45 yıldır tarımsal amaçla kullanılan, imar ihyaya muhtaç olmayan, özel mülkiyete konu olabilecek kültür tarım arazisi niteliğinde olan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Palu Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiğindi, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisabın mümkün olmadığını, imar ve ihya şartlarının oluşmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleşen dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Ne var ki, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.02.2018 tarihli ve 2015/20565 Esas, 2018/683 Karar sayılı kararından sonra mirasbırakan … …’in mirasçı çocukları tarafından 24.07.2019 dava tarihli Palu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/391 E., 2019/254 K. sayılı kararı ile aynı istemle dava açıldığı, Mahkemece 17.10.2019 tarihinde davanın 2018/140 E. sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve her iki davanın birleştirilerek görüldüğü, 17.03.2021 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Gerekçeli kararın başlık kısmında birleşen davanın taraflarına yer verilmemesi ile asıl ve birleşen davanın tarafları hakkında ayrı aynı hüküm kurulması gerekirken tek bir hüküm kurulmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değilse de; anılan bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyizi ve re’sen yapılan inceleme sonucu temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile, hükmün 1.fıkrası hükümden çıkarılarak yerine “Asıl ve birleşen davanın kabulü ile Elazığ ili Arıcak ilçesi, … Mahallesi 304 ada 1 nolu parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Kovancılar Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/146 Esas, 2019/136 Karar sayılı veraset ilamı doğrultusunda asıl davada davacı …, birleşen davada davacılar … adlarına tapuya kayıt ve tesciline,” cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.