Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/5479 E. 2023/129 K. 12.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5479
KARAR NO : 2023/129
KARAR TARİHİ : 12.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca davacılar adına tapuya kayıt ve tescili istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemenin önceki tarihli kararının, davacılar vekili ile, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 04.04.2016 tarihli 2015/3589 Esas 2016/3597 Karar sayılı kararı ile kısmen onanıp kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Yargıtay kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı Hazine vekili ile katılma yoluyla tereke mümessili vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar …, … ve …, Gerze ilçesi, … köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kendileri ve dava dışı diğer müşterekler adına tescili istemiyle dava açmışlardır.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, dava açılması için Kanun’da belirlenen hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacılar aleyhine 3091 sayılı Yasa uyarınca müdahalenin meni için soruşturma yürütüldüğünü, hatta davacılar aleyhine ceza kovuşturmasının sürdüğünü bu nedenle iddia edilen zilyetliğin nizasız sayılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Gerze Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/11/2014 tarih, 2012/275 Esas, 2014/519 Karar sayılı kararı ile davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüm üzerinde oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 17.09.2014 havale tarihli rapor ve haritasında (A) harfi ile gösterilen 33,23 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümünün davacılar adına tesciline, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 48,35 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümüne yönelik davanın ise reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 04.04.2016 tarihli 2015/3589 Esas 2016/3597 Karar sayılı kararıyla; “ Hakkında davanın reddine dair karar verilen ve teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden kararın onanması, hakkında davanın kabulüne karar verilen ve teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden ise davacıların tescil harici bölüm ile bir bütün olduğunu iddia ettikleri adlarına kayıtlı 103 ada 15 parsel sayılı taşınmazda tek başlarına malik olmadıkları, davacıların çekişmeli bölümün 103 ada 15 parsel sayılı taşınmazda malik olan kişiler adına tescil isteğinde bulundukları, 103 ada 15 parsel sayılı taşınmazın ise el birliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu ve davacılar dışında kayıt maliklerinin de bulunduğu, şu halde aktif dava ehliyetinin tamamlanması için diğer kayıt maliklerinin de davaya dahil edilmesi gerektiği, ayrıca belgesiz araştırması yapılması ve yasal ilanların tamamlanması” gereğine değinilerek önceki tarihli hüküm kısmen onanıp kısmen bozulmuştur.

C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Gerze Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.01.2021 tarihli 2017/10 Esas-2021/36 Karar sayılı kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile, davacı yararına iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle 17/09/2014 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ve kırmızı ile gösterilen 33,23 m² yüzölçümündeki taşınmazın Sinop ili, Gerze ilçesi, … köyü, 103 ada 15 parsel sayılı taşınmaz malikleri adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden mahkemenin önceki tarihli davanın reddine ilişkin kararı onanarak kesinleştiğinden bu bölüme yönelik olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile katılma yoluyla tereke mümessili vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
E. Temyiz Sebepleri
1.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, dava açılması için kanunda belirlenen hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacılar aleyhine ceza kovuşturmasının sürdüğünü bu nedenle iddia edilen zilyetliğin nizasız sayılamayacağını belirterek belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Tereke mümessili vekili temyiz dilekçesinde, hükmün infazının mümkün olmadığı, zira tescil edilen taşınmazın hangi davacı adına hangi paylar ile tapuya tescil edileceğinin kararda belirtilmediği, davacılar lehine takdir edilen vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine (AAÜT) uygun olarak belirlenmediği, ayrıca davada taraf oldukları halde bir kısım davacıların karar başlığında gösterilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro sırasında yol vasfıyla tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmazın davacılar adına tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, ” Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükmünü içermektedir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme
1.Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli değildir.
2. Eldeki dava, TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere, bir yerin zilyetlikle edinilebilmesi için, taşınmaz malın çekişmesiz ve aralıksız, ekonomik amaca uygun şekilde en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla kullanılması gerekmektedir. Bu cümleden olmak üzere, zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak dava açan iddia sahibinin, lehine iktisap koşullarının oluştuğunu somut ve bilimsel verilere uygun delillerle ispat etmesi gerekecektir. Öte yandan hemen belirtmek gerekir ki terk edilmiş dere yatakları, kayalık, taşlık, yol ve yol boşluğu gibi taşınmazlar, ancak imar-ihya yolu ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca iktisap edilebilirken; ham toprak, hali arazi, köy boşluğu gibi basit ameliye ile zilyet edilebilecek yerler ise aynı Yasa’nın 14. maddesi gereğince iktisap edilebilir.

3. Somut olayda çekişmeli taşınmaz bölümü yol vasfıyla tespit harici bırakıldığına göre öncelikle imar ve ihya edilmesi, ardından kanunda aranan süre ve şartlara uygun olarak malik sıfatıyla zilyet edilmesi halinde zilyedi lehine tapuya tescil edilebilecektir. Ne var ki mahkemece yöntemine uygun bir araştırma yapılmamış, dava konusu (A) ile gösterilen bölüme komşu 103 ada 15 parsele revizyon gören 1964 tarih/ 504 numaralı vergi tahrir kaydı getirtilip mahalline tatbik edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümünün bulunduğu yönü ne okuduğu üzerinde durulmamış, taşınmaz bölümü üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ve niteliği kesin olarak belirlenmemiş, uyuşmazlığın çözümünde … ve uydu fotoğraflarından yararlanılmamış, davacılar aleyhine köy yoluna tecavüz isnadıyla yürütüldüğü iddia olunan Ceza Mahkemesi dosyası içeriği ve toplanan delillerden istifade edilmemiş; soyut ve yetersiz nitelikte olup, ekinde çekişmeli taşınmaz bölümünün görüntülerini içermeyen ziraatçi bilirkişi raporu ile yetinilmiştir.
4. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin … fotoğrafları ile yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları, 103 ada 15 parselin kadastro tespitine esas alınan 1964 tarih/ 504 sıra numaralı vergi kaydı ile davacılar aleyhine köy yoluna tecavüz isnadıyla yürütüldüğü iddia olunan Ceza Mahkemesi dosyası getirtilerek dosya bu suretle ikmal edilmelidir.
5. Dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra taşınmaz başında, yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç ziraat mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
6. Keşif sırasında, 103 ada 15 parselin kadastro tespitine esas alınan 1964 tarih/ 504 sıra numaralı vergi kaydı uygulanarak hudutlar mahalli bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, vergi kaydının çekişmeli taşınmaz bölümünün bulunduğu yönü ne okuduğu üzerinde durulmalıdır, öte yandan dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmaz bölümünün niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, çekişmeli taşınmaz bölümünün umumi yol vasfında olup olmadığı, davacılara ait 103 ada 15 parsel ile bir bütün halinde zilyet edilen yerlerden olup olmadığı yönü üzerinde durulmalıdır.
7. Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye … fotoğrafları ve uydu görüntüleri üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle, dava konusu taşınmaz bölümünün niteliğini, 103 ada 15 parselin devamı niteliğinde olup olmadığı, var ise üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir, özellikle taşınmazın yol niteliğinde olup olmadığını değerlendirecek şekilde rapor alınmalı, dava konusu taşınmaz bölümünün konumunun … fotoğrafları ve uydu görüntüleri üzerinde gösterilmesi istenmelidir.
8. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu tapulama parselleri ile karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren, özellikle toprak yapısı itibariyle taşınmazın umumi yol vasfında olup olmadığı hususunu irdeleyen, ekinde taşınmaz bölümünün tüm yönlerden çekilmiş görüntülerine de içerir somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.
9. Fen bilirkişisi tarafından vergi kaydının kapsamını ve hudutlarını gösteren, Asliye Ceza Mahkemesine konu yer ile dava konusu olan taşınmaz bölümünün aynı yer olup olmadığını çakıştırmalı olarak belirten keşfi takibe imkan veren denetime elverişli ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli; bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller ile birlikte Ceza Mahkemesi dosyasında toplanan delillerde bir arada değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Bozma nedenlerine göre tereke mümessili vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, tereke mümessili vekili tarafından yatırılan peşin harcın iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.