Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/4995 E. 2022/6388 K. 04.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4995
KARAR NO : 2022/6388
KARAR TARİHİ : 04.10.2022

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : GÖRELE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Giresun ili ….. ilçesi ….. köyünde bulunan 109 ada 57 ve 58 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinden önce bir bütün olarak davacıya ait olduğunu, kadastro öncesinde davalının davacıdan taşınmazına tek katlı bir ev yapmak için izin istediğini, davacının da ileride yapılacak olan evin üst katına kendisinin kat ekleyerek ev yapması koşuluyla davalının bir katlı ev yapmasına müsaade ettiğini, fakat davalının iyi niyeti suistimal ederek kadastro sırasında evin olduğu kısmı 57 parselden ayrı olarak 109 ada 58 parsel numarasıyla kendi adına tespit ve tescil ettirdiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, ya da davacıya ait 109 ada 57 parsel sayılı taşınmaza dahil edilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle, davacının babası … ile kardeş olduğunu, babaları Hakkı’nın 1943 yılında ölünce babasına ait yerlerin kendisi ve …’ya intikal ettiğini, …’nın kadastro sırasında kendisine ait 109 ada 57 parsel sayılı taşınmazın oğlu davacı … adına tescil edilmesine muvafakat ettiğini, dava konusu 109 ada 58 parselin ise atalarına aitken kendisine miras yoluyla intikal ettiğini, mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu bu yerin 30 yılı aşkın zamandan bu yana kendi zilyet ve tasarrufunda olduğunu, bu parsel üzerinde 1995 yılında inşaatına başladığı betonarme evi bulunduğunu, bu parsel dışında atalarından intikal eden köyde herhangi bir gayrimenkulü olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Görele 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/07/2019 tarihli ve 2017/602 E., 2019/912 K. sayılı kararıyla, iddianın ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının babasının köyde taşınmazı kalmayan davalı kardeşine, davacı oğluna ait olan dava konusu arazi üzerine bir ev yapmasına müsaade ettiğini, davacıya ait arazi üzerine ilk katın davalı tarafından 2. katın da davacı tarafından ev yapılması kaydıyla, taşınmazın üzerine ev yapılmasına müsaade ettiğini, dava konusu parsel üzerindeki evin temelinin davacı ile davalı tarafça birlikte yapıldığını, tarafların yakın akrabası olan …’nın bu anlaşmaya bizzat şahit olduğunu, temel atma masrafları olarak 2000 yılında davacının 5.000 Florin para gönderdiğini ve temel atıldığını, 1. katın davalı tarafça inşasından sonra 2. katın davacı tarafça yapılacağı konusunda taraflar arasında anlaşma olduğunu ancak, temelin atılmasından sonra davacının 1. katı yaptıktan sonra 1 kat daha üzerine yapı inşa ettiğini, davacının 2. katı yapmasını engellediğini, kadastro tespiti sırasında da ev ve evin bulunduğu parseli 109 ada 58 parsel olarak adına tespit ettirdiğini, davacının yurt dışında ikamet ettiğini, davalının dava konusu parsel üzerine ev inşa edip kullandığı için köyde yaşayan tanıkların dava konusu parselin davalıya ait olduğunu düşünmelerinin doğal olduğunu ancak taşınmazın davacıya ait tapulu bir taşınmaz olduğunu, ev yapmasına davacının babasının müsaade ettiğini, iyi niyetin kullanıldığını, taşınmazın Kepçe Kızı isimli kişiden … tarafından satın alınıp davacı oğluna verildiği hususlarının sabit olduğunu, davalıya mülkiyetin naklini ortaya koyan herhangi bir yazılı belgenin olmadığını, ekonomik anlamda muhtaç durumda olmayan davacının, köyde 1 m² dahi arazisi kalmayan ve başka köylerde ev yapmak için yer arayışında olan davalı amcasına kendi arazisine üst katı davacıya, alt katı davalıya ait olacak şekilde birlikte ev yapma konusunda müsaade ettiğini ancak iyi niyetin kötüye kullanıldığını, bu nedenle Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 18/09/2020 tarihli ve 2020/344 Esas – 2020/1015 Karar sayılı kararıyla, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, yapılan keşif sırasında dinlenilen bilirkişi ve özellikle davacının babası ve aynı zamanda davalının kardeşi olan …’nın beyanı birlikte değerlendirildiğinde çekişmeli taşınmazın öncesinde davacının babası ve sonrasında davacıya ait iken davalıya ev yapılması amacı ile bahçesi ile birlikte zilyetliğinin devir edildiğinin anlaşılması karşısında, davalı yararına tespit günü itibariyle çekişmeli taşınmazda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme koşullarının gerçekleştiğinin belirlenmiş olmasına göre, Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerindeki hususlarını tekrarla ve re’sen araştırılacak sebeplerle ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Giresun ili, ….. ilçesi, …. köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 58 parsel sayılı 339.09 metrekare yüzölçümlü betonarme ve fındık bahçesi vasıflı taşınmaz senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına tespit ve tescil edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. “hükümleri düzenlenmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 763. maddesine göre; taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir.
Tapu siciline kayıtlı olmayan taşınmazlarda, zilyetlik mülkiyetin karinesidir. Zilyetliğin konusu taşınır, taşınmaz mallar ve haklardır. Taşınmaz mal tapulu olabileceği gibi, tapusuz da olabilir. Tapusuz taşınmazlarda zilyetliğin ayrı bir önemi ve işlevi bulunmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazlarda tapu sicili mülkiyete karine teşkil ettiği halde tapusuz taşınmazlarda zilyetlik mülkiyetin karinesidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.02.2012 tarih, 2011/20-714 Esas, 2012/78 Karar)
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, (IV/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26.30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 04/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.