YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/484
KARAR NO : 2022/422
KARAR TARİHİ : 19.01.2022
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel istekli dava sonunda, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 05/11/2020 tarihli, 2020/485 Esas, 2020/492 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 19/01/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat … geldi. Davetiye tebliğine rağmen davalı vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 530 ada 84 parsel sayılı taşınmazdaki payını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, aralarında yaptıkları anlaşmaya göre satış bedelinin üç ay sonra ödenmesi gerekirken davalının ödeme yapmadığı gibi, devamlı oyaladığını ve iade de etmediği taşınmazın devri için yüklü miktarda para istediğini, iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı hareket ettiğini, taşınmazın kira bedellerini halen kendisinin almakta olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescile, mümkün olmazsa bedele karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, taşınmazın bedeli ödendikten sonra usulüne uygun olarak devir yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/07/2020 tarihli ve 2019/5 E. 2020/300 K. sayılı kararıyla, gayrimenkul satışlarının resmi senetle yapıldığı, davacının tacir olmasına rağmen bilirkişilerce değeri 617.020,00 TL olarak belirlenen taşınmazı daha önce herhangi bir ticari ilişkisi olmayan davalıya bedel almadan hatta yazılı bir sözleşme bile yapmadan devretmiş olmasının basiretli bir tacirin davranışı olamayacağı, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı, dosyaya sundukları kira ödemesini gösterir banka dekontları ve tanık beyanları dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile karar verildiğini, toplanan delillere göre davanın reddinin hukuka uygun olmadığını, iddianın kanıtlandığını, davalının iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı hareket ettiğini ileri sürerek, Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 05/11/2020 tarihli, 2020/485 Esas, 2020/492 Karar sayılı kararıyla, hile iddiasının kanıtlanamadığı, temlikin iradi olarak gerçekleştirildiği, kural olarak iradi şekilde gerçekleştirilen temliklerde satış bedelinin ödenmemesinin de tek başına tapunun iptaline sebep teşkil etmeyeceği, davanın reddinin açıklanan nedenlerle doğru olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, davanın hukuksal nedeni hile olduğu halde Yerel Mahkemece bu hususun doğru değerlendirilmediğini, hukuki vasıflandırmada hataya düşüldüğünü, dosyaya sundukları kira ödemesini gösterir banka dekontları ve tanık beyanlarının hile iddiasını ispatlar nitelikte olduğunu, hilenin her türlü delille ispat edilebileceğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3.2.2. Diğer taraftan 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi ile 4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi gereğince tarafların her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) numaralı paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre Bölge Adliye Mahkemesince kararın (IV/3.) numaralı paragrafındaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 19/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.