Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/4690 E. 2022/5046 K. 21.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4690
KARAR NO : 2022/5046
KARAR TARİHİ : 21.06.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararının bozulmasına dair verilen karara, Mahkemece uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde özetle; … ili … bucağına bağlı … köyü 97 parselde kayıtlı taşınmazın 1/3 hissesinin davalı adına 03.04.1981 tarihinde tescil edildiğini, tapulama tespitinde dayanak yapılan tapu ve vergi kayıtlarının sınırlarının değişebilir, genişletilmeye müsait olmasına rağmen bu nazara alınmaksızın yapılan tespitin iptali ile davalının 1/3 olan hisse nispetine itibar edilerek bu miktarın davalı adına, miktar fazlasının Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II.CEVAP
Bir kısım davalı mirasçıları vekili, davanın reddini savunmuştur.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece, yapılan yargılamada dava konusu taşınmazın sınırları itibariyle sabit hudutları içerdiği, sınırlarında herhangi bir genişleme ve daralmanın olmadığı, kültür arazisi niteliğinde olup özel mülkiyete konu teşkil eden yerlerden olduğu, davalı tarafından bu yerin satın aldığı tarihten bu yana uzun yıllardır nizasız ve fasılasız olarak malik sıfatıyla iyi niyetle kullanıldığı ve taşınmazda davalıdan başkasının hak ve alakasının bulunmadığı anlaşıldığından davacının sübut bulmayan davasının reddine karar verilmiştir.
IV.TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemece verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Bozma Kararı
Dairenin 30.11.1989 tarihli ve 1989/12989-14260 E.K.sayılı kararı ile “…tüm dosya içeriğine, getirtilen tapu kayıtlarına göre, davalı tapusunun çekişmeli parsel ile birlikte bir çok parsellere revizyon gördüğü, bir kısmının (Tapulama Mahkemesinde) itirazlı olduğu, diğerleri hakkında Asliye Hukuk Mahkemesinde iptal ve tescil davalarının devam ettiği, bazılarının ise sonuçlandığı, söz konusu davalarda, dayanılan kayıtlara kapsam tayin edileceği, davalının taraf olması halinde kesin hüküm oluşacağı ve davalıyı bağlayacağı, diğer paydaşların taraf bulunduğu davalarda verilen ve güçlü kanıt niteliğinde kesinleşmiş kararların da göz önünde tutulması gerekeceği, dayanak kaydın, revizyon gördüğü tüm parsellerin tespit tutanaklarının ve sonuçlanmış dava dosyalarının getirtilmesi, çelişkili karar verilmemesi yönünden devam eden davalarla temyize konu bu davanın birleştirilmesi ya da sonuçlarının özellikle Tapulama Mahkemesindeki itiraz davalarında verilen kararların kesinleşmesinin beklenilmesi, tüm bu dosyalarla toplanan kanıtlar nazara alınarak hüküm kurulması gerekirken eksik ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 25/06/2020 tarihli 1990/75 E. 2020/324 K. sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın sınırlarının sabit olduğu, sınırlarda genişleme ve daralmanın mevcut bulunmadığı, davalının satın aldığı dava konusu taşınmazı herhangi bir zilyetlik itirazı ile karşılaşmaksızın satın aldığı tarihten beri kullanmaya devam ettiği, özel mülkiyete konu taşınmazdaki Hazinenin tescil talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
4.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz nedenleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, tapulama tespitinde dayanak yapılan tapu ve vergi kayıtlarının sınırlarının değişebilir, genişletilmeye müsait olmasına rağmen bu nazara alınmaksızın yapılan tespitin iptali ile davalıların 1/3 olan hisse oranına itibar edilerek 1/3 miktar davalılar adına, miktar fazlasının Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini, niza konusu taşınmaza uygulanan kaydın sınırları köy hududu olmakta olup, mera, tepe, taşlık vb. gibi tescile konu olmayan yerlerin mevcut olduğunu, niza konusu taşınmaza uygulanan kaydın aynı köyde başka taşınmazlara da revizyon gördüğünü, uygulanan kaydın revizyon gördüğü diğer parsellerin bir bütün olarak değerlendirilip toplam yüz ölçümleri nazara alınarak miktar fazlasının Hazine adına tescili gerekirken aksi yönde karar verilmesinin isabetsiz olduğunu öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı Hazine tarafından tapu kaydının miktar fazlası yönünden iptali ile tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Bilindiği üzere, harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Türk Medeni Kanunu’nun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur. Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi, gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip, doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması, doğru esasa dayanmıyorsa,ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi, ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi, böylece yanların dayandığı, usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan, dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi; gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir. Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun “Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti” başlıklı 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” Olağanüstü zamanaşımı yolu ile taşınmaz mülkiyetinin kazanılması ve taşınmazın zilyedi adına tespitine ilişkin temel koşulların 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre; tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmaz, aralıksız ve nizasız yirmi yıllık süreyle malik sıfatı ile elinde bulunduran ve zilyedi olan kişi adına tespit ve tescil edilecektir.
6.2.3. Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereğince zilyedi lehine taşınmazın tespiti koşullarına ilişkin yapılan açıklamaların yanında, 3402 sayılı Kanun’un “Hazine adına tespit” başlıklı 18. maddesinde;
“Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.
Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez” hükmüne yer verilmiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Kadastro sonucu … ili … bucağına bağlı … köyü 97 parsel sayılı taşınmaz Ağustos 1961 tarihli 265 nolu tapu kaydı ve vergi kaydı ile 2 payının …, 1 payının …’ın tasarrufunda olduğu, tapu hudutlarının taşınmaza uyduğu belirtilerek 2 payının …, 1 Payının … adına 4.8.1980 tarihinde tescil edilmiştir.
6.3.2. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitine dayanak yapılan tapu kaydı kapsamında kaldığı, özel mülkiyete konu olabilecek taşınmazlardan olduğu kabul edilerek … şekilde karar verilmiş ise de, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma kararında işaret edilen hususların eksiksiz ve tam olarak yerine getirilmesi gerekir.
6.3.3. Bozma kararında da değinildiği üzere dayanak kaydın, revizyon gördüğü tüm parsellerin tespit tutanaklarının ve sonuçlanmış dava dosyalarının getirtilmesi, çelişkili karar verilmemesi yönünden devam eden davalarla temyize konu bu davanın birleştirilmesi ya da sonuçlarının özellikle Tapulama Mahkemesindeki itiraz davalarında verilen kararların kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiği halde bahsedilen eksikler tamamlanmadan ve keşif yapılmadan karar verilmesi isabetsizdir.
6.3.4. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, Mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazın başka köye dahil olması nedeniyle parsel numarası değiştiğinden güncel tapu kayıtlarının ve tedavüllerinin dosya arasına alınması, dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsellerin tespit tutanaklarının ve sonuçlanmış dava dosyalarının getirtilmesi, çelişkili karar verilmemesi yönünden devam eden davalarla temyize konu bu davanın birleştirilmesi ya da sonuçlarının özellikle Tapulama Mahkemesindeki itiraz davalarında verilen kararların kesinleşmesinin beklenmesi, bu şekilde dosyada eksiklikler ikmal edildikten sonra, çekişmeli taşınmaza ve dava dışı taşınmazlara revizyon gören tapu kaydının hudutlarının “Dikme Karyesi”, “Kantara mezrası”, “… köyü” ve “… köyü” okuduğu, hudutları kural olarak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınır yerlerinden olup, bu durumda kaydın yüzölçümü ile belirlenmesi zorunlu olduğundan revizyon gören taşınmazların tapu kayıtları ve tüm dayanakları ile birlikte dosya arasına alındıktan sonra, gayrisabit sınırlı olan tapu kayıtlarının miktarlarıyla geçerli olacağı dikkate alınarak, tapunun miktarı dışında kalan yerler yönünden mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile ziraatçı bilirkişi ve fen bilirkişisinin aracılığıyla yeniden keşif yapılmalı, davalı lehine zilyetlik koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereğince senetsizden sulu tarımda 40 dönüm, kuru tarımda 100 dönüm edinebileceği göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.