Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/4607 E. 2022/4384 K. 01.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4607
KARAR NO : 2022/4384
KARAR TARİHİ : 01.06.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ilçesi, Demirciler Mahallesinde bulunan ve kadastroda tespit harici bırakılan dava dilekçesinde sınırlarını belirttiği yaklaşık 3.500 metrekarelik taşınmazın 25 yılı aşkın bir süredir davacının malik sıfatıyla zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek, davacının ev ve bahçe olarak kullandığı taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı … vekili, … vekili ve … vekili cevap dilekçelerinde özetle, ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/11/2015 tarihli, 2014/663 Esas 2015/899 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09/04/2019 tarihli 2016/8490 Esas 2019/2580 Karar sayılı kararı ile; “Yasal hasım konumundaki Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığını davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmesi, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıya savunma ve delillerini sunması bakımından süre ve imkan tanınması, ondan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” açıklanarak hüküm bozulmuş ve bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığı belirtilmiştir.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/02/2020 tarihli 2019/495 Esas 2020/89 Karar sayılı kararıyla, davacının davasının TMK’nın 713 ve 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17 nci maddesi gereğince sübut bulduğu, dava konusu taşınmazı kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap şartlarını sağladığı gerekçesiyle davanın kabulüne 23/03/2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3.101,07 metrekarelik kısmın davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu yerin tapulama harici, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, yapılan araştırma ve incelemenin eksik ve yetersiz olduğunu, davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının oluşmadığını belirterek ve re’sen belirlenecek nedenlerle Mahkemenin kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
6.Gerekçe
6.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesi uyarınca ve tescili istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmaz bölümlerinin bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının 13.01.1962 tarihinde kesinleştiği, yapılan çalışmalarda taşınmazın taşlık olması nedeni ile tapulama harici bırakıldığı anlaşılmıştır.
6.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.‘’
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için yasanın aradığı tüm koşulların eksiksiz olarak davacı taraf lehine gerçekleşmiş olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmiş olması gerekmektedir.
Dolayısıyla davacının önce dava konusu taşınmazı masraf ve emek sarf ederek imar ve ihya ettiğini, tarıma elverişli hale getirdikten sonra çekişmesiz ve aralıksız 20 yıl zilyet olduğunu belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile ispat etmesi gerekir.
Somut olayda; 1985 yılına ait tek hava fotoğrafının bu konuda uzman olmayan orman mühendisi bilirkişi tarafından sadece orman yönünden incelenip yorumlanmış, dolayısıyla hava fotoğrafı incelemesi yetersiz olmuş, taşınmaz bölümünün niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklinin ve süresinin ne olduğu ve imar ihyanın başlangıç tarihi ile tamamlanma tarihlerinin tespiti yönünden ziraatçı bilirkişinin yetersiz ve soyut içerikli raporu ile yetinilmiş, bu hususta ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle kazanım şartlarının oluşup oluşmadığı somut olarak ortaya konulmadan hüküm kurulmuştur. Bu şekilde araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli orto foto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden celp edilerek dosya arasına konulmalı, dava konusu taşınmaz bölümüne komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanakları olan kayıt ve belgeler getirtilip dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, yöreyi iyi bilen, tarafsız ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulu ve üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak bu keşifte dinlenecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesinin ne olduğu, evveliyatı itibariyle taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı, mevcut ise hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmazın ne şekilde imar-ihya edildiği ve imar- ihyanın ne zaman tamamlandığı, davacının çekişmeli bölüm üzerinde ne şekilde tasarrufta bulunduğu hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yöntemine uygun şekilde çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; çekişmeli taşınmazın niteliğine ve fiziksel özelliklerine ilişkin mahkeme hâkiminin gözlemi keşif tutanağına yansıtılmalıdır.
Ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki tarımsal niteliğini bildiren, gerçekleştirildiği iddia edilen imar-ihyanın tamamlanma tarihi ile zilyetliğin sürdürülüş şeklini ve süresini açıklayan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, kot farkını, eğimini, bitki desenini irdeleyen, önceki ziraat bilirkişi raporlarını değerlendiren, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.
Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye hava ve uydu fotoğrafları tevdi edilerek, hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeğinin harita çizim programları aracılığıyla eşitlenmesi suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümünün konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi istenilmeli ve hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişmeli taşınmaz bölümünün fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki niteliği, kullanım şekli ve imar-ihya çalışmalarının tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise hangi tarihte tamamlandığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlettirilmelidir.
Fen bilirkişisinden, keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; bu şekilde taşınmaz bölümü bakımından davanın açıldığı tarihe kadar davacı yararına 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17. maddelerinde yazılı imar-ihya ve zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği duraksamasız şekilde saptanmalıdır.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
V. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.