YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4440
KARAR NO : 2022/3272
KARAR TARİHİ : 19.04.2022
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, Mahkemece uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, çekişmeli 133 ada 73 parsel sayılı taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tespit ve tescil edildiğini belirterek, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmaz bölümlerinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle, taşınmazların değerinin düşük gösterildiğini, taşınmazın Kadastro Mahkemesinin 1999/48 Esas – 2001/13 Karar sayılı ilamı ile Hazine adına tescil edildiğini, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, kadastro tespiti sırasında taşınmazın ham toprak vasfıyla tespit ve tescil gördüğünü belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, dosya kapsamında toplanan delillere göre dava konusu her iki yerin zilyetlikle mülk edinebilen yerlerden olduğu, davacının zilyetliğinin 30 – 40 yılı aşkın zamandır nizasız fasılasız malik sıfatıyla devam ettiği, 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 02.04.2012 tarihli ve 2011/6122 Esas – 2012/2383 K. sayılı ilamında, Mahkemece, taşınmaza ait hüküm dosyasının getirtilmesi, ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşan üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle tespit tarihine göre 20 – 30 yıl öncesine ait (1965 – 1975 yılları arası) iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle usulüne uygun olarak uzman bilirkişiler aracılığıyla taşınmaz başında uygulanması, taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin ne zaman başladığı, hangi tarihli hava fotoğraflarında nasıl gösterildiğinin belirlenmesine çalışılması, tanık ve bilirkişi sözlerinin bilimsel esaslara göre hazırlanan denetime açık uzman bilirkişi kurulu raporlarıyla denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerinin başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin duraksamaya yol açmayacak şekilde ayrı ayrı belirlenmesi, yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm dosyasında dava konusu taşınmaz bölümünün nasıl gösterildiği üzerinde durulması, temyiz incelemesi sırasında göz önünde tutulmak üzere HUMK’un 366. maddesi (6100 sayılı HMK’nın 290 m.) hükmü uyarınca dava konusu yer ve çevresinin resimlerinin çektirilip mahkeme hakimi tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi dava konusu taşınmazlarla, miras bırakan ve diğer mirasçılar adına belgesizden tescil edilen taşınmazların çalışma alanlarının ayrı ayrı belirlenmesi hususlarına değinilmiştir.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 14/06/2016 tarihli ve 2012/570 E., 2016/1217 K. sayılı kararıyla, mahallinde keşif esnasında dinlenen tanık ve mahalli bilirkişiler taşınmazların yıllardır davacı … tarafından kullanıldığını beyan ettikleri, bu beyanın zilyetliğin ispatı için yeterli olmadığı, bilimsel verilere göre teknik inceleme yapan harita mühendisi bilirkişi kurul raporunda taşınmazların sınırlarının tespitinin mümkün olmadığı, boş, doğal görünümünde, tarımsal faaliyet yapılmamış yerlerden olduğunun bildirildiği, teknik rapor gözardı edilerek sadece tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına itibarla taşınmazların davacılar lehine tescil edilemeyeceği, davaya konu taşınmazların davacıların murisleri tarafından kullanıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; etrafının tarım arazisi ile çevrili sınırları belli boş bir arazinin olmasının fiili duruma aykırı olduğunu, taşınmazların aralıksız atalarından bu yana kullandıklarını, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tüm veriler ve deliller davacı ve ataları tarafından kullanıldığını, ekilip biçildiğini ve tarım arazisi olduğunu ispat ettiğini öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir” hükmüne yer verilmiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Çekişmeli 133 ada 73 parsel sayılı taşınmaz ham toprak vasfı ile senetsizden Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
6.3.2. Davacılar irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adlarına tescilini talep etmiştir.
6.3.3. Dosya içeriğine, toplanan delillere ve özellikle hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak (VI) no.lu paragrafta belirtilen kararın verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VIII. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 49,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 19/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.