Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/4430 E. 2022/3275 K. 19.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4430
KARAR NO : 2022/3275
KARAR TARİHİ : 19.04.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Bartın ili, Kurucaşile ilçesi, … köyü sınırları içerisinde yer alan ve tapuda 118 ada 15 parsel, 119 ada 8 parsel, 131 ada 13 parsel, 147 ada 23 ve 35 parsel, 148 ada 14 parsel numaralarında kayıtlı taşınmazların davalı adına tespit ve tescil edildiğini, yapılan kadastro tespitinin yanlış olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında bulunan iki kardeş olan … … ve …’un mirasçı olarak göründüğünü fakat dava konusu taşınmazlarda bu kardeşlerden …’un çocuklarına intikal eden yerler olmadığını, amcaları olan … …’ın dava konusu taşınmazlarını ölünceye kadar bakma senedi ile yeğeni olan … …’a bıraktığını ve … …’ın da amcası ölene kadar hibe senedinin gereğini yaptığını, amcasının vefatı ile dava konusu taşınmazların kendisine ait olduğunu, bu nedenle dava konusu taşınmazlarda hiçbir hakkı bulunmayan … ve çocukları yönünden tapu kaydının iptali ile müvekkillerin kök murisi olan 1920 doğumlu … …’dan müvekkillere intikal eden miras hisseleri oranında tapuya tesciline, kalan hisselerin ise davalılar ve 1945 doğumlu … …’a bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar … ve … cevap dilekçelerinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, kadastro tespitinden önceki sebeplerle itiraz yönünden hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacıların haksız davalarına dayanak olarak gösterdikleri ölünceye kadar bakma sözleşmesi iddiaları bakımından da; alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren 10 yıllık sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18/09/2015 tarihli ve 2015/45 E., 2015/309 K. sayılı kararıyla; taraflar arasındaki uyuşmazlığın sadece mirastan gelen hakka dayanmadığı, taraflar arasındaki asıl uyuşmazlığın taşınmazların aslında … …’a ait olup olmadığı ve 1959 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile mülkiyetlerinin … oğlu … …’a bırakılıp
bırakılmadığı hususuna ilişkin olduğu, her ne kadar davacılar ile davalılar aynı kök muristen gelmekte iseler de davacılarca taşınmazların aslen … …’dan kaldığı ve … … tarafından da … oğlu … …’a ölünceye kadar bakma akdi ile bırakıldığı iddia olunduğundan, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun sadece mirastan gelen hakka dayanmadığı, davacıların 1920 doğumlu … … mirasçıları oldukları ve 1893 doğumlu … … mirasçılarına karşı açmış oldukları davada, mirastan gelen hakka ve ölünceye kadar bakma akdine dayandıkları da dikkate alındığında, … … terekesine karşı üçüncü kişi durumunda oldukları, terekeye karşı üçüncü kişi durumundaki kişilerce miras payına yönelik olarak dava açılamayacağı, elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin Türk Medeni Kanunu’nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılmasının zorunlu olduğu, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiği, bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkün ise de; bu şekilde açılan bir davada tüm mirasçıların katılımının sağlanmasının zorunlu olduğu, ancak elbirliği mülkiyetinin sözkonusu olduğu hallerde bir mirasçı payına yönelik olarak tek başına dava açamayacağı gibi, sonradan diğer mirasçıların muvafakatlarının alınması da hüküm ifade etmeyeceği dikkate alınarak taşınmazların terekeye döndürülmesi; başka bir deyişle, … oğlu … …’ın (1920 doğumlu) tüm mirasçıları adına tescili istemine ilişkin olmayıp miras payına yönelik olduğundan davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, davanın kökmuristen intikal eden tüm miras hissesi için olmadığını, sadece müvekkillerin hissesi oranında olduğundan tüm mirasçılar tarafından birlikte dava açılmasına gerek olmadığını ileri sürerek, usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı ve miras payına yönelik açılan tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 640 ve 702. maddeleri gereğince, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Buna göre ancak, bir mirasçı özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için, bütün mirasçılar adına, yalnız başına dava açabilirse de, mirasçı kendi açtığı böyle bir davayı yalnız başına yürütemez. Bu halde, diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi suretiyle davanın yürütülmesi mümkündür. Öte yandan, bir ya da bir kısım mirasçının, terekeye ait bir mal, hak veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için dava açması halinde mirasçıların iştirak halindeki payları üzerinde tasarrufta bulunmak yetkisi bulunmadığından davanın reddi gerekir. Böyle bir dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılmasına (icazet vermesine) ve tereke temsilcisinin de, bir mirasçının yalnız kendi payı için açtığı davaya icazet verip davayı devam ettirmesine olanak yoktur.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Çekişmeli 118 ada 15, 119 ada 8, 131 ada 13, 147 ada 23, 147 ada 35, 148 ada 14 parsel sayılı taşınmazların senetsizden irsen intikal ile … oğlu … … mirasçıları adına tespit ve tescil edilmiştir.
3.3.2. Dosya içeriğine, toplanan delillere, verilen kararın (III) no.lu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 53,00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.