Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/4393 E. 2022/3949 K. 18.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4393
KARAR NO : 2022/3949
KARAR TARİHİ : 18.05.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece yapılan inceleme sonucunda; davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA    
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Kocaeli ili Kandıra ilçesi Akdurak Mahallesinde 1976 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu 289 ada 82 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı nedeniyle davalılar adına tespit ve tescil ediliğini oysaki taşınmazın 29.06.1956 tarih 606 sayılı Kandıra Noterliğince tanzim edilmiş gayrimenkul zilyetliğinin devri senedi ile … tarafından davacının murisi…’ye satıldığını,kadastro çalışmalarında tapu kaydının hissedarları ile irtibat kurulamaması ,veraset ilamı ibraz edilemediğinden murisin itirazının kadastro komisyon kararı ile ret edildiğini, 50 yıldır davacı ve murisinin zilyet olduğunu, tapu kaydının hukuki kıymetini yitirdiğini,davacının diğer mirasçıların muvafakatini alarak iki katlı bir ev yaptığını ileri sürerek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali davacı adına tescilini istemiştir.
Yargılama sırasında davacı vefat edince davaya tereke temsilcisi olarak … devam etmiştir.
II. CEVAP
Davalıların bir kısmı duruşmada davanın reddini savunmuştur.
III.  MAHKEME KARARI
Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi 30/01/2014 tarihli ve 2005/197 E. 2014/65 K. sayılı kararıyla; Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık sürenin hak düşürücü sürenin geçtiği, Hak düşürücü süreler kamu düzenine ilişkin olup, hâkimin bu süreyi kendiliğinden dikkate alması zorunludur. Hak düşürücü süre içinde kullanılmayan hakkın kendisi ortadan kalkar. Bu nedenle hak düşürücü sürelerin zamanaşımında olduğu gibi durması veya kesilmesi de söz konusu değildir. Burada kanun koyucu büyük emek ve masraf sonucu kadastro ile oluşan sicillerin sürekli olarak tartışılmasını istememiş, bu sicillerin korunmasını amaçlayarak hak arama hürriyetini sınırlandırmıştır. O nedenle tescile tabi olan tüm taşınmazlar yönünden bu kuralın uygulanması zorunludur. Maddede hiçbir istisna hükmüne yer verilmemiştir. Bu nedenle tutanakların kesinleşmesinden on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescil davalarının da dinlenmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Temyiz dilekçesinde özetle; Dava konusu taşınmazda malik olarak görünen kişilerin yıllar önce vefat ettiğini, tapu kaydının hukuki kıymetini yitirdiğini, 50 yıldır davacı … tarafından ölünce mirasçıları tarafından kullanıldığını, muris …’in 2 katlı betonarme ev inşa ettiğini, TMK 713 maddesi kapsamında olağanüstü zamanaşımı süresine dayanarak dava açtıklarını, davalıların 60 yıldır intikal işlemi yaptırmadıklarını, mahkemece hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kadastro tespitine dayalı tapu iptali ve tescil davası olmadığını, davanın TMK’nın 713. maddesine dayalı olağanüstü zamanaşımına dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu, yasanın aradığı imar ve ihya koşulu ile 20 yıllık zilyetlik şartlarının gerçekleştiğini, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının bu hususları doğruladığını belirterek ve resen dikkate alınacak diğer hususlar nedeniyle ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi nedene dayalı olarak olarak açılan tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosyaya sunulan tapu kayıt sureti ve kadastro tutanağına göre, çekişmeli 289 ada 82 parsel sayılı 4.471.00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın komisyon kararı ve askı ilan süresi sonunda 23.08.1977 tarihinde…’nin işgalinde olduğu beyanlar hanesinde gösterilerek 12.03.1943 tarih 71 nolu tapu kaydı ve harici ifraz nedeniyle Fahriye, Şekure, İsmail, Emin, İsmail Karagöz adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi
3.3. Değerlendirme
3.3.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.
3.3.2. Somut olayda çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının 23.08.1977 tarihinde kesinleştiği bu kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı 12/12/2005 tarihi arasında 3402 sayılı yasanın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.
3.3.3. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre kararın (IV./3.) nolu bendinde yer verilen Mahkeme kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; tereke temsislcisi vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmüm ONANMASINA, aşağıda yazılı 44,80 TL onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.