Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/4312 E. 2022/3094 K. 13.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4312
KARAR NO : 2022/3094
KARAR TARİHİ : 13.04.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Hazine yönünden davanın kabulüne, … ve … yönünden davanın husumet nedeniyle reddine dair verilen karar, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, hudutlarını dava dilekçesinde belirttiği 40 dönüm civarında olan taşınmazın, eklemeli zilyetlik yolu ile davacı ve satın aldığı … … tarafından en az 40 yıldır kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ve dahili davalılar davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28/02/2013 tarihli ve 2011/567 E., 2013/107 K. sayılı kararıyla; yapılan keşif neticesinde 1985 yılı hava fotoğrafı incelemesinde taşınmaz üzerinden 26 yılı aşkın süredir işlemeli tarım yapıldığı, taşınmazın çevre parsellerden ve işlenmemiş alanlardan ayrı olup sınırlarının belirgin olduğu, mera niteliğinde olmadığı tarım arazisi niteliğinde olduğunun anlaşıldığı, keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişiler ve taraf tanıklarının beyanları doğrultusunda dava konusu taşınmazın 20 yılı aşkın bir süredir, davacı ve davacının mirasbırakanlarına ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile Şanlıurfa ili, Birecik ilçesi, Uğurcuk köyünde bulunan ve fen bilirkişi raporunda “A” rumuzlu 84.929,02 m2’lik taşınmazın fıstıklık vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline dair karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesi 06/12/2013 tarihli ve 2013/12120 E- 2013/12090 K. sayılı kararıyla; “ ..hükme esas alınan zirai bilirkişi … … raporunda taşınmazın 10-30 yaşları arasında değişen kapama fıstık bahçesi niteliğinde olduğunu belirtmiş ise de dosya arasında bulunan fotoğraflardan çok geniş alanların üzerinde ağaçların bulunmadığı görülmekle rapor ile fotoğraflar arasında çelişki hasıl olduğu halde bu çelişkinin giderilmediği, raporda ağaçların yaşlarına göre dağınık şekilde mi dikili olduğu yoksa guruplar halinde mi olduğunun belirtilmediği, özellikle 10-15 yaşlarındaki ağaçların bulunduğu alanların imar-ihyasının ne zaman tamamlandığı, ne zaman tarıma geçildiğinin ayrıca değerlendirilmediği vurgulanarak dava tarihinden geriye doğru iktisap evresi ve öncesini kapsayacak beşer yıllık ayrı tarihlere ait olmak üzere yüksek çözünürlüklü en az üç tane hava fotoğrafı Harita Genel Komutanlığından getirtilmesi, daha sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, üç jeodezi ve fotogrametri uzmanı ya da harita mühendisi ve 3 kişilik ziraat mühendisi kurulu ile keşif icra edilmesi, taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında yerel bilirkişilerden taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi, öncesinde tarla olarak kullanılıp kullanılmadığı, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda jeodezi ve fotogrametri ya da harita mühendisi bilirkişilere inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazların, önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesi, ayrıca en eski ve en yeni uydu fotoğraflarında da yararlanılarak taşınmazın nasıl göründüğü, uydu fotoğrafları ile taşınmazın haritası çakıştırılarak açıklanması istenilmesi, 3 kişilik zirai bilirkişi heyetinden çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısı mukayese edilmesi, çekişmeli taşınmazın tarıma elverişli olup olmadığı, ağaçların yaşlarına göre bölge bölge mi dikili olduğu saptanarak özellikle 10-15 yaşlarındaki ağaçların bulunduğu bölümlerin imar-ihyasının ne zaman tamamlandığı, daha yaşlı ağaçların bulunduğu bölümler ile aralarında imar-ihya, toprak yapısı açısından fark olup olmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı, taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları rapor ekinde sunulması, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelisi” gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
3.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Birecik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06/12/2018 tarihli ve 2018/10 E., 2018/13 K. sayılı kararıyla; dava konusu yerlerin tescil harici yer iken toplulaştırma projesi kapsamında 594 parsel olarak … adına tapuya idari yoldan tescil edildiği, davacının A harfi ile belirtilen arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazı ekip biçmek suretiyle zilyetliğinde bulundurduğu ve taşınmazda amenajman çalışması uygulanıp toprak işlemesi yapıldığı, arazinin bakımlılığı, sınırlarının belirgin ve düzgün oluşu itibariyle 30 yılı aşkın süredir işlemeli tarım yapılmak suretiyle zilyetlik koşullarının oluştuğu ve böylelikle taşınmaz bakımından iktisap ve davacı adına tescilinin mümkün olduğu ile ihya olgusunun başlangıcı, nasıl yapıldığı, bitim tarihi, o tarihten dava tarihine kadar geçen zilyetliğin niteliğinin ve sürecinin davacı tarafından kanıtlandığı; celp edilen müzekkere cevapları, mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; Kadastro, jeodezi ve fotoğrametri bilirkişisinin raporlarında Şanlıurfa ili Birecik ilçesi Uğurcuk köyü 594 parsel üzerinde “A” rumuzu ile belirtilen taşınmazın davacı tarafından işlemeli tarım yapılarak arpa, buğday ekerek kullandığı, daha öncesinde boş ve kıraç arazi niteliği taşıyan taşınmazların davacı tarafından emek ve para sarfıyla bugünkü hale getirdiği, mera, otlak veya köyün ortak kullanımına ait bir yer olmadığı, imar- ihya çalışmalarının 30 yılı aşkın süre önce tamamlandığı, hava fotoğrafları ile birlikte dava tarihinden geriye doğru uydu görüntülerinin incelenmesinde tarımsal faaliyetlerin düzenli bir şekilde devam ettiğinin görüldüğü, burayı kendisinin malik sıfatıyla kullandığı, dava konusu taşınmaza ilişkin davacının zilyetliğine veya malikliğine herhangi bir kimsenin müdahalede bulunmadığı, davacın taşınmazı emek ve para harcayarak tarım arazisi haline getirdiği, mevcut ziraat bilirkişisi raporu ve fotoğraflardan da bu durumun teknik olarak anlaşıldığı, Yargıtay bozma ilamında dava konusu taşınmaz içerisinde bulunan ağaç yaş farklarının ve boş gözüken alanların değerlendirilmesi istenildiği, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere ağaç yaş farkları ve boşlukların toprak yapısı ile ilgili olduğu, fıstık ağacının gelişim süreci dikkate alındığında aynı taşınmaz içerisinde farklı toprak yapısı
nedeniyle farklı gelişim gösterdiği, toprak içerisinde bulunan kireçli alanların ağaçların gelişimine olumsuz yansıdığı bu durumda kuruyan ağaç yerlerine yeni ağaçların dikimi yapıldığı bu durumunda taşınmaz içerisinde ağaç yaş farklılıklarının ortaya çıkardığı, dava konusu taşınmazın bir bütün halinde kullanıldığı ve ihya edildiği, farklılıkların temel nedeninin büyük taşınmaz içerisindeki toprak farklılığı olduğu, yapılan keşifler, tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile taşınmazın davacı tarafından kullanıldığına kanaat getirildiği, Yargıtay bozma ilamında 5’er yıllık hava fotoğrafları incelemesi istenilmiş ise de Harita Genel Komutanlığındaki tüm haritaların getirtilip incelenmesinde 1985 yılı itibari ile taşınmazda tarımsal faaliyet bulunduğu, sonrası hava fotoğraflarında da tarımsal faaliyetin devam ettiği, dava konusu taşınmazın fıstık bahçesi olduğu, bu durumda da hava fotoğrafları arasında ki dönemde de bakımının yapılmasının zorunlu olduğunun dikkate alınması gerektiği, aksi halde kireçli topraklar üzerinde fıstık ağaçlarının yetiştirilmesinin imkansız olacağı, davacının taşınmazı fasılasız ve nizasız şekilde kullandığı, böylelikle Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesinde aranan şartların taşınmaza zilyet olan davacı yararına gerçekleştiği, taşınmazların idari yoldan … adına tescil edilmesinden önce davacı tarafından kanunun aradığı şartların sağlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne; yasal hasım durumunda olan Maliye Hazinesinin yargılama gideri ve vekalet ücretinden muaf olduğu göz önüne alınarak yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, ayrıca dava tarihi itibari ile yasal hasım olan Birecik Belediyesi ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesinin, taşınmazın toplulaştırma çalışmaları nedeniyle … adına tescil edilmesi sonrasında davalı sıfatlarını kaybetmeleri sebebiyle her ne kadar husumet yokluğu nedeniyle haklarında ret kararı verilmiş ise de Birecik Belediyesi ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine temsilcisi, imar ihya olgusu irdelenmeden zilyetlikle kazanma şartlarının gerçekleşmesinin düşünülemeyeceğini, hükmün yasaya aykırı olduğunu, bu nitelikteki davaların 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiğini, bilirkişi raporlarının uzman olmayan kişilerce hazırlandığını ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve bilahare yargılama sırasında “ hali arazi” vasfıyla ihdasen Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edilen taşınmazın, tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili isteğinden ibarettir.
6.2.İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 – 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17. maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinin birinci fıkrasında “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesinde ”(1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. (2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. (3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.”
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Çekişmeli taşınmaz bölümünün yörede 1974 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığı, bilahare karar tarihinden önce, 2015 yılında Hazine adına hali arazi vasfıyla 594 parsel numarasıyla ihdasen tapuya tescil edilen taşınmaz içerisinde kaldığı saptanmıştır.
6.3.2. Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına (IV./2.) nolu paragrafta yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, kararının dayandığı (IV/6.2.). paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye göre, (IV/3.) paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı Hazine temsilcisinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
6.3.3. Ancak kanunun açık hükmüne aykırılık sebebiyle re’sen yapılan inceleme neticesinde, davanın tapu iptal ve tescil davasına dönüştüğü ve Hazine aleyhine açılan davanın kabul edildiği anlaşıldığına göre, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken dava tescil davası gibi değerlendirilip harcın davacıya yükletilmesi isabetsiz olduğu gibi 6360 sayılı Yasa gereğince tüzel kişiliği kaldırılan Uğurcuk Köyü Tüzel Kişiliği’nin karar başlığında gösterilmiş olması da hatalı ise de; bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1.Kararın (IV/6.3.2.) nolu bendinde açıklanan nedenlerle; Davalı Hazine temsilcisinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2.Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının (IV.6.3.3) nolu bendinde açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün harca ilişkin 4. fıkrası hükümden çıkarılarak; yerine “5- Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan davalıdan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan harcın davacıya iadesine,” cümlesinin eklenmesine hükmün başlık kısmındaki; “…” kelimelerinin çıkartılmasına ve 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HMK’nın 438/7. maddesi gereğince hükmün bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.