Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/4167 E. 2022/1737 K. 03.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4167
KARAR NO : 2022/1737
KARAR TARİHİ : 03.03.2022

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL – EL ATMANIN ÖNLENMESİ -KAL

Taraflar arasında görülen el atmanın önlenmesi, kal, tapu iptal ve tescil istekli açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl dava yönünden davanın kısmen kabul, kısmen reddine, birleştirilen dava yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, karara karşı birleştirilen davada davacılar- asıl davada davalılar … ve …’in istinaf talebi üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar yasal süre içerisinde birleştirilen davada davacılar- asıl davada davalılar … ve … tarafından temyiz edilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilip, dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü
I. DAVA
Davacı … asıl davada Bulancak ilçesi, Bahçeli köyü çalışma alanında bulunan 142 ada 42 parsel sayılı taşınmazın adına kayıtlı olduğunu, ancak taşınmaz üzerinde yer alan konut bakımından kendisi ile birlikte davalılar … ve … lehine muhdesat şerhi konulduğunu, taşınmaz üzerinde bulunan ev müşterek muris … …’e ait iken ölümünden sonra mirasçıları arasında yapılan harici taksimde davalıların murise ait başka taşınmazdan yer alarak çekişmeli taşınmazdaki haklarından feragat etmeleri nedeniyle, evin kendisine kaldığını, kadastro tespiti sırasında haksız olarak davalılar lehine … konulduğunu, davalıların çekişmeli taşınmaz üzerinde haksız olarak inşaat başlattıklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde davalılar lehine olan
muhdesat şerhinin iptaline, davalılar tarafından başlatılan inşaat nedeniyle el atmanın önlenmesine, yapılanların kal-i’ne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dosya davalıları birleştirilen dosya davacıları … ile … birleştirilen dava dosyasında sundukları dava dilekçeleri ile çekişmeli 142 ada 41 ve 42 parsel sayılı taşınmazların tarafların kök murisi … …’den geldiğini, murisin ölümünden sonra mirasçıları arasında herhangi bir taksim yapılmadığını ileri sürerek taşınmazların tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları nispetinde adlarına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar … ve … asıl davada cevap dilekçesinde; çekişmeli 142 ada 42 parsel sayılı taşınmazın taraflar arasında harici taksime konu olmadığını, taşınmazın muris … … mirasçıları arasında veraset payları oranında hisseli olarak yazılması gerekirken hatalı biçimde davalı adına tespit edildiğini, taraflar arasında yazılı veya sözlü harici bir taksim olmadığını, hatalı tespitin iptali ile adlarına hisseleri oranında kayıt ve tescili için Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesine 2015/806 Esas sayılı dosya ile dava açtıklarını, eldeki davanın bahsi geçen dosya ile birleştirilerek birlikte yürütülmesini, bu mümkün olmadığı takdirde bekletici mesele yapılmasını, davacının haksız ve yersiz açtığı davanın reddini savunmuşlardır.
Birleştirilen davada davalı … …; çekişmeli 142 ada 41 parsel sayılı taşınmazın muris … … tarafından sağlığında kendisine bırakıldığını savunarak davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.11.2018 tarihli ve 2015/731 E. 2018/644 K. sayılı kararıyla;
Asıl davada dava konusu olan 142 ada 41 ve 42 parsel ile dava dışı 142 ada 43 parselin taraflar arasında fiili taksime konu edildiği, ancak taraflar arasında yapılan fiili taksim gereği 142 ada 42 parsel üzerinde yer alan ve zemin katta bulunan müşterek muristen kalan ev üzerinde ana dosya davalıları olan birleştirilen dosya davacıları … ve … ile davacı …’in birlikte hak sahibi oldukları bu hususun tanık ve bilirkişi anlatımları ile sabit olduğu, davacı tarafın bunun aksine olan iddialarını ispat edemediği anlaşılmakla ana dosyada davacının şerhin iptaline ilişkin iddialarının sübut bulmadığı kanaatine varılarak muhdesat şerhinin terkini isteminin reddine karar verildiği, el atmanın önlenmesi ve kal iddiasının yapılan incelemesinde tanık ve bilirkişi anlatımlarına göre taşınmaz üzerinde yer alan baba evininin üzerine davalıların kat çıkmak suretiyle inşaat yapımına başladığı, her ne kadar davalılar yapılan fiili paylaşım gereği davacıya ait 142 ada 42 parsel üzerinde yer alan yapı üzerinde muhdesat şerhi nedeniyle hak sahibi ise de; bu hak sahipliğinin arazi üzerinde olmayıp muhdesat üzerinde olduğu, dolayısıyla bu hak sahipliğinin davalılara, davacının izni ve rızası dışında arz üzerine inşaat yapma hakkı vermediği, zira arazi maliki olan davacının davalılara üst hakkı vermediği gibi buna rızasının da bulunmadığı, bu nedenle davalıların dava konusu taşınmaz üzerinde vaki olan el atmasının haksız el atma niteliğinde olduğu gerekçesiyle el atmanın önlenmesine, davalılar tarafından yapılan yapının kal’ine, birleştirilen davada ise, dava konusu edilen 142 ada 41 ve 42 parseller ile aynı yerde bulunan 142 ada 43 parselin evveliyatında bir bütün olarak tarafların muris dedeleri olan … …’e ait iken bu kimsenin evlatları arasında yapılan fiili ve rızai taksimle tarafların muris babaları olan … …’e isabet ettiği, dolayısıyla bu yerlerin muris …’dan mirasçılarına intikali lazım gelen yerlerden olduğu, taraflar arasında geçerli bir fiili taksim anlaşmasının olup olmadığına dair yapılan incelemede celp edilen tedavüllü kayıtlar ile keşifte dinlenen tanık ve bilirkişi beyanlarından tarafların murisi … …’in mirasçıları arasında yapılan taksim sonucu murisin kız çocuklarının kendilerine intikal eden bir kısım hisseyi …’e sattıkları, yine kız çocuklarından … …’e aynı yerde bulunan 146 ada 22 parsel sayılı taşınmazın taksim sonucu kaldığı, kaldı ki dava dışı kız çocukları tarafından da yapılan harici ve rızai taksime herhangi bir itirazda bulunulmadığı, bizzat taksime katılan … ile … … sonradan taksimin geçersizliğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil davası açmalarının dürüstlük ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı anlaşılmakla birleşen dosyada davacıların davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davacıları asıl davada davalılar … ve … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Birleştirilen davada davacılar – asıl davada davalılar istinaf dilekçesinde; 142 ada 41 parsel sayılı taşınmazda hak sahibi olduklarını düşünerek taşınmaz üzerine bina yapmaya başladıklarını, muris … tarafından yapılan evde …, … ve …’ in birer odası olduğunu ve ihtiyaca cevap vermediğini, yapılan inşaatla muristen kalan yapının herkesin ihtiyacına yeter miktarda bir ev haline geleceğini, davacı …’in dahi yapılan taşınmazın bir bölümünü kullanabileceğini, eğer kullanamayacaksa yapılan masrafın … ve …’e bilmisil verilmesi karşılığı adı geçenlerin yapılan inşaatı asıl dosya davacısı …’e devir etmeye hazır olduğunu, yapılan inşaatın kal-i kararının bu nedenle hatalı olduğunu, … ve …’in tapu kaydı ile kendilerine bahşedilen haklarını kullandıklarını, tapu kaydında lehine muhdesat şerhi olan adı geçenlerin mütecaviz kişi olarak kabul edilemeyeceğini, birleştirilen dosya davalılarından … …’ın gerekçeli kararda taraf olarak gösterilmediğini, bu davalı yönünden davanın kabulüne veya reddine ilişkin bir karar verilmediğini, bu eksiklik maddi hatadan kaynaklandığından düzeltilmesini talep ettiklerini, dava konusu 142 ada 41 ve 42 parsel sayılı taşınmazların muris … …’den geldiğini ve mirasçıları arasında taksim yapılmadığını, kadastro tespiti sırasında …’in tek başına yaptığı taksim sözleşmesinin yasal olarak geçerliliğinin olmadığını, zira taksimin geçerli olması için tüm hissedarların buna muvafakat etmesi gerektiğini, …’in hiçbir zaman taksime muvafakat etmediğini, bu nedenle birleştirilen davanın reddinin de isabetli olmadığını belirterek mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.11.2019 tarihli ve 2019/921 E. 2019/1986 K. sayılı kararıyla;
3.1.Çekişmeli 142 ada 41 ve 42 parseller ve komşu 142 ada 43 parsel sayılı taşınmazın evveliyatında tarafların ortak murisi … …’den geldiği, birleştirilen dosya davacılarının dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazların muristen kaldığını beyan ettikleri, nitekim çekişmeli taşınmazların üzerindeki yapıların alt katlarının kök muris … tarafından yapıldığının alınan beyanlardan anlaşıldığı, kadastrodan önce taraflar arasında bir taksim yapıldığı, bu taksime birleştirilen davada davacılar … … ve …, birleştirilen davada davalı … … ve asıl davada davacı …’in katıldıkları veya muvafakat verdikleri, … … mirasçısı olan dava dışı … ve … ismindeki iki kız kardeşin ise bu taksime katılmadıkları, her ne kadar tüm mirasçıların katıldığı geçerli bir taksim bulunmuyor ise de, istinaf eden birleştirilen dosya davacıları … … ve …’in bizzat bu anlaşmaya katılarak adlarına tespit gören 142 ada 43 parsel sayılı taşınmazda … ve … …’in payı karşılığında 142 ada 41 ve 42 parsel sayılı taşınmazlardaki miras paylarını asıl dosya davacısı … ve birleştirilen dosya davalısı … …’e devrettikleri, mirasçılar arasındaki pay devrinin geçerli olduğu, şu haliyle artık çekişmeli 142 ada 41 ve 42 parsel sayılı taşınmazlarda birleştirilen dosya davacıları … … ve …’in miras paylarının kalmadığı anlaşılmakla Mahkemece birleştirilen davada davacılar … … ve …’in pay talebiyle 142 ada 41 ve 42 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin açtığı tapu iptal ve tescil davasının reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı,
3.2. Dosya içeriğine, istinaf edenin sıfatına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, çekişmeli 142 ada 42 parsel sayılı taşınmazın maliki olan …’in taşınmazın zemininde olduğu gibi üzerinde de malik olmasına, asıl davada davalılar … ve … … … maliki iseler de, … maliki olmanın kişiye sadece şerhe konu ev üzerinde hak sahibi yapmasına, kişiye yeni bir inşaat yapma hakkını bahşetmemesine göre Mahkemece asıl davada davacı …’in el atmanın önlenmesi ve yıkım talebine ilişkin davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteğinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davacılar- asıl davada davalılar … ve … vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Birleştirilen davada davacılar – asıl davada davalılar … ve … temyiz dilekçesinde, istinaf talepli dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl davada uyuşmazlık, elatmanın önlenmesi, kal ve kadastro öncesi nedene dayalı beyanlar hanesindeki şerhin silinmesi birleştirilen davada uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”,
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.” hükmünü içermektedir. ( madde metninde taksimden bahsedilse dahi kıyasen taşınmazın zilyedi murisin mirasçıların yasal miras payına mahsuben sağlığında yaptığı paylaştırma da bu kapsamdadır.)
3.3.3 Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (TMK m. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK m. 718). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi eşya hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK m. 722, 724, 729), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./3.) numaralı paragrafında yer verilen yasal ve hukuksal gerekçeye göre Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; asıl dosya davalıları-birleştirilen dosya davacıları … ve …’in temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.035,42 TL bakiye onama harcının asıl dosya davalıları – birleştirilen dosya davacıları … ve …’den alınmasına, 03.03.2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.