YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/379
KARAR NO : 2021/1086
KARAR TARİHİ : 01.03.2021
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı, 555 parsel sayılı taşınmazın tapuda mirasbırakan (babası) … adına kayıtlı olduğunu, ancak malikin soyadının nüfus kaydında “…” olmasına karşın tapu kaydında “…” olarak yazıldığını ileri sürerek, malik soy isminin nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, cevap dilekçesi sunmamış, aşamada davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının öncelikle tapu müdürlüğüne başvurması, idari yoldan bir sonuç alamadığı takdirde dava açması gerekirken, bu yasal prosedürü izlemeden doğrudan dava açmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, “…Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gözetilerek davada kendisini vekille temsil ettiren davalı hakkında vekâlet ücreti yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir…” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına direnilmesine karar verilerek davanın usulden reddine ilişkin olan kısmının kesinleşmiş olduğu gerekçesi ile bu konuda yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, kararın davalı tarafından temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunca “… mahkemece ilk kararda direnildiği belirtilmiş ise de aslında gerekçeleri de açıklanmak suretiyle vekâlet ücreti bakımından hüküm oluşturulmuş ve bozma kararında belirtilen husus yerine getirilmiştir. Bu durumda verilen direnme kararının gerçekte bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olduğu açıktır.” gerekçesiyle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Daire’ye gönderilmiştir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesinin 1. fıkrasında “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun’un 323/1-ğ maddesinde de vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir edilecek vekalet ücretinin yargılama giderlerinden sayılacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, mahkemece her ne kadar yazılı gerekçe ile davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmişse de; mahkemece davacı tarafından Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesi uyarınca idareye başvuru yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği gözetilerek HMK’nin 326/1 ve 323/1-ğ maddelerinin uygulanması gerektiği dikkate alınmaksızın davacının vekalet ücreti yönünden sorumlu tutulmaması doğru değildir. Öte yandan, Tapu Müdürlüğü’nün davada ilgili (yasal hasım) sıfatıyla yer almış olmasının, vekili tarafından yargılama boyunca sağlanan hukuki yardımın ücretsiz bırakılması sonucunu doğurmayacağı da tartışmasızdır.
Hal böyle olunca, mahkemece kendisini vekille temsil ettiren davalı Tapu Müdürlüğü lehine vekalet ücretine hükmolunması yerine yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’nin 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.