Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/3313 E. 2021/6607 K. 08.11.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3313
KARAR NO : 2021/6607
KARAR TARİHİ : 08.11.2021

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL

Dava, TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
Kadastro sonucu Gölbaşı İlçesi, Yavrucak Mahallesi çalışma alanında bulunan çekişmeli taşınmaz 1955 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında “taşlık-yamaç”olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılmıştır.
Davacı, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin babası tarafından imar-ihya edilmeye başlandığını, 1972 yılından beri ise çekişmeli taşınmaz bölümlerini taşlarından arındırarak kendisinin müstakilen ekip biçtiğini, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu iddiasıyla adına tescil istemiyle dava açmıştır.
Davalı Hazine ve davalı … vekili, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacının iktisap koşullarının oluşmadığını, davanın reddini savunarak taşınmazın adlarına tescilini talep etmişlerdir.
İlk Derece Mahkemesince, davacının dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde malik sıfatıyla zilyetliğinin 20 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız olarak devam ettiği ve davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 29.09.2016 tarihli teknik bilirkişi raporunda, (A) harfi ile gösterilen 5.500,00 metrekarelik ve (D) harfi ile gösterilen 21.500,00 metrekarelik taşınmazların yeni bir parsel numarası verilmek sureti ile kuru tarla vasfı ile davacı adına ayrı ayrı tapuya kayıt ve tesciline, (A) harfi ile gösterilen 12.900,00 metrekarelik ve (C) harfi ile gösterilen 58.000,00 metrekarelik alanların davalı hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı vekili, davalı Hazine vekili ve davalı … Belediyesi vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, davalı Hazine ve davalı … Belediyesi vekilinin, teknik bilirkişi raporunda (B) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümler yönünden istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin, davacının aktif dava ehliyetinin araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kabulüne; davacı vekilinin, teknik bilirkişi raporunda (A) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlere yönelik vekalet ücreti yönünden yaptığı istinaf başvurusunun kabulüne ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; istinafın vermiş olduğu karar üzerine yapılan yargılama sonucunda;
İlk Derece Mahkemesince, davacının aktif dava ehliyetini ispatladığı ve davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 29.09.2016 tarihli teknik bilirkişi raporunda, (A) harfi ile gösterilen 5.500,00 metrekarelik ve (D) harfi ile gösterilen 21.500,00 metrekarelik taşınmazların yeni bir parsel numarası verilmek sureti ile kuru tarla vasfı ile davacı adına ayrı ayrı tapuya kayıt ve tesciline, (A) harfi ile gösterilen 12.900,00 metrekarelik ve (C) harfi ile gösterilen 58.000,00 metrekarelik alanların davalı hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı Hazine vekili ve davalı … Belediyesi vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, davalı Hazine ve davalı … Belediyesi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş
Karar, davalı Hazine vekili ve davalı … Belediyesi vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği görüşüldü.
Hemen belirtmek gerekir ki; MK’nun 713/1 maddesinde aynen “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” hükmüne yer verilmiştir. KK.’nun 17 maddesinde ise “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, dava konusu taşınmazın dava tarihinden geriye doğru davasız aralıksız yirmi yıl süreyle malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğunu, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek taşınmazı tarıma elverişli hale getirdiğini duraksamaya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması gerekmektedir.
Somut olayda, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ve niteliği kesin olarak belirlenmemiş, taşınmazın niteliğini belirlemeden uzak, taşınmazın kaç yıl önce imar ihyasının yapılmış olduğu konusunda görüş belirtmeyen eksik ziraatçi bilirkişi kurulu raporu ile yetinilmiş, uyuşmazlığın çözümünde sadece 1991 yılına ait hava fotoğrafı incelenmiş, 1999 ve 2002 tarihli hava fotoğraflarından usulünce yararlanılmadığı gibi temyize konu (B) ve (D) bölümlerine ait yerlerin fotoğrafları değişik yönlerden çekilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmaza ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü’nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile üç kişilik uzman ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dinlenilecek mahalli bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmişse ihyanın hangi tarihte bitirildiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; çekişmeli taşınmazın niteliğine ve fiziksel özelliklerine ilişkin mahkeme hakiminin gözlemi keşif tutanağına yansıtılmalı; ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, komşu parsellerle karşılaştırmalı, çekişmeli taşınmazın toprak yapısını, eğimini, bitki desenini tarımsal niteliğini belirten, taşınmaz üzerinde bir zilyetlik mevcut ise zilyetliğin şeklini ve süresini, zilyetliğe ara verilip verilmediğini irdeleyen ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden, yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini,devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihyaya konu edilmişse ihyanın hangi tarihte bitirildiğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin kararının BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden Belediye’ye geri verilmesine, 08/11/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.