Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/255 E. 2022/886 K. 08.02.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/255
KARAR NO : 2022/886
KARAR TARİHİ : 08.02.2022

MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddi kararına karşı taraflarca yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen başvurunun esastan reddine ilişkin karar süresi içinde taraflarca duruşmalı olarak temyiz edilmekle;duruşma günü olarak saptanan 18/01/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat … geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar … v.d. vekili ve diğerleri gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babasının dava konusu taşınmazlarını ölünceye kadar bakım aktiyle dört erkek çocuğuna temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek payı oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar, temliklerde muvazaa bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27/02/2020 tarihli ve 2014/745 Esas – 2020/177 Karar sayılı kararında; muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri
Davacı taraf, davada dayandığı iddialarını tekrarlayarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı taraf, yargılama masrafı ve ihtiyati tedbir yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.10.2020 tarihli ve 2020/471-474 Esas ve Karar sayılı kararında; muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı taraf, dava süresince ileri sürdüğü iddialarını tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı taraf, yargılama masrafı ve ihtiyati tedbir yönünden kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ölünceye kadar bakım aktinde muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu′nun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir (818 s. Borçlar Kanunu′nun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

3.3. Değerlendirme
Dosya içeriği ve toplanan deliller yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı ve mahkemenin yargılama masrafı ile ihtiyati tedbir hakkındaki kanaatinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından tarafların istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi doğrudur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle: tarafların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün 6100 sayılı HMK’nin 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30′ar TL bakiye onama harcının temyiz eden taraflardan alınmasına; 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen
temyiz edilen davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı taraftan alınmasına, 08/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.