YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2255
KARAR NO : 2021/4328
KARAR TARİHİ : 20.09.2021
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, …ada … parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümünü 23/02/2005 tarihinde teminat amaçlı …’e satış suretiyle temlik ettiğini, …’ün Ziraat Bankası … Şubesi’nden 24.02.2005 tarihinde 10 yıl vadeli 30.000,00 TL’lik konut kredisi kullandığını, kredinin aylık taksitlerini kendisinin ödediğini, temlik tarihinden bu yana zilyetliğinin kesintiye uğramadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, temlikin gerçek satış olduğunu, davacı ile aralarında kira ilişkisi bulunduğunu, krediyi adına çektiğini ve taksitlerini kendisinin ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “…Türkiye Ziraat Bankası’nın 09.07.2015 tarihli cevabi yazısında belirtilen davalının 24.02.2005 tarihinde 30.000,00 TL konut kredisi kullandığı, anılan krediyi 16.10.2012 tarihinde kapattığı olguları dikkate alınarak, öncelikle çekilen kredinin toplam ne miktar geri ödendiğinin ve anılan kredi borcuna ait ödemelerin kim tarafından hangi tarihte ve ne miktarda yapıldığının ilgili bankadan sorulması, daha sonra eldeki dekontlarla birlikte değerlendirilerek uzman bilirkişilerden, borcun kim tarafından ne miktarda ödendiğini tespit eden denetime elverişli rapor alınması, borcun davacı tarafça hangi miktarda ödendiğinin açıklığa kavuşturulması, 6098 TBK’nin 97. maddesi (818 sayılı BK’nin 81. maddesi) gereğince kalan borcun tespiti halinde mahkeme veznesine depo etmesi için davacıya önel verilmesi ve sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, değinilen bu yön üzerinde durulmaksızın yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne
karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2 nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı iken, 23.02.2005 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiği, davalının 24.02.2005 tarihinde Ziraakarar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2 nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı iken, 23.02.2005 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiği, davalının 24.02.2005 tarihinde Ziraat Bankası … Şubesi’nden 10 yıl vadeli 30.000,00 TL’lik konut kredisi kullandığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; bozmaya uyan mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak ve orada gösterilen doğrultuda hareket etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda bozmaya uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağından artık mahkemece bozma gereklerini yerine getirme zorunluluğu doğar.
Mahkemece bozma ilamına uyularak bilirkişi raporuna itibar edilmişse de; davacılar tarafından itiraz edilen ödeme dekontlarının muris …’ın kasasından çıktığını ifade ettikleri, kural olarak dekont elinde bulunanın ödeme yapmış olduğu kabul edilmekle dekontların ne suretle …’ın elinde bulunduğu tespit edildikten sonra bilirkişiden ek rapor alınarak yapılan ödemelerin açıkça belirlenmesi ve kalan kısım var ise BK’nın 97. maddesi gereği davacının ödeyeceği kısım belirlenerek depo kararı verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; davacıların 06.06.2018 tarihli veraset ilamındaki miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesi gerekirken; dava sırasında ölen davacı … adına kayıt ve tesciline karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacılar vekilinin değinilen yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.