Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/2109 E. 2021/4355 K. 20.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2109
KARAR NO : 2021/4355
KARAR TARİHİ : 20.09.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası …’in alzheimer hastası olup henüz vasi tayin edilmeden önce adına kayıtlı 30 parça kadar taşınmazı …’in eşinin hastalığından yararlanarak satış yoluyla adına tescil ettirdikten sonra davalılara temlik ettiğini, mirasbırakan … hakkında vesayet davası açıldıktan kısa süre sonra taşınmazların tamamının yeniden …’e devredildiğini, …’in Nevşehir 1. Noterliğinin 05.05.2008 tarihli 4273 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile söz konusu taşınmazların çoğunluğunu davalılara vasiyet ettiğini, …’in ölümünden sonra tüm mirasçılar bir araya gelerek noterde yaptıkları miras taksim sözleşmesini taşınmazın 3. kişilere devrine engel olmak amacıyla kerhen imzaladığı gibi … adına imza atan vasi tarafından denetim makamından izin alınması gerekirken alınmadığını, bu sözleşme ile aldığı taşınmazları iade etmeye hazır olduğunu ileri sürerek ehliyetsizlik ve muvazaa nedeniyle 6 parça taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde tenkisini istemiştir.
Davalılar, mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz iken hür iradesi ile taşınmazların intifa hakkını üzerinde bırakıp çıplak mülkiyetini eşi …’e devrettiğini, …’in de davalılara yaptığı temliklerde muvazaanın bulunmadığını, miras taksim sözleşmesinin mirasçıların iradesi doğrultusunda usulünce düzenlenip tapuda infaz edildiğini, davacının davayı açmakta hukuki yararının olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, mirasbırakanın satış tarihinde ehliyetsiz olduğu, taraflar arasındaki akrabalık bağı dikkate alındığında yapılan temliklerde muvazaanın bulunduğu, denetim makamının onayı alınmadan kısıtlı … adına yapılan miras taksim sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne dair verilen karar Dairece, “Bilindiği ve 4721 sayılı TMK’nın 462. maddesinde düzenlendiği üzere miras taksiminde vasinin vesayet makamından izin alması zorunludur. Nitekim eldeki davada vasi 16.04.2019 tarihinde vesayet makamından izin alarak akde katılmıştır. Yine TMK’nın 463. maddesi hangi hallerde denetim makamından izin alınması gerektiğini düzenlemiş olup somut olayda denetim makamının izni zorunlu değildir. 6100 sayılı HMK’nın 29/1. maddesinde düzenlendiği üzere taraflar dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadırlar. Yine HMK’nın 329/2. maddesinde “Kötüniyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadıgı hâlde dava açan taraf, bundan baska besyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası ile mahkûm edilebilir. Bu hâllere vekil sebebiyet vermiş ise disiplin para cezası vekil hakkında uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda taşınmazın ilk maliki mirasbırakan …,tarafından eşi …’e temlik yapılırken … hukuki ehliyeti haiz değil ise de, taşınmazları temellük eden …,’in taraflar dışında mirasçısı bulunmamaktadır. Davacı eldeki davayı bizzat katıldığı miras taksim sözleşmesini dolaylı yoldan geçersiz kılmak amacıyla açmıştır. Öte yandan çekişme konusu 7 nolu bağımsız bölüm başta mirasbırakan aitken, geri çevirme ile getirtilen kayıtlara göre halen davalı … adına kayıtlı olup ne suretle …,’e geçtiği saptanamamaktadır. Ayrıca anılan taşınmaz miras taksim sözleşmesinde de yer almamıştır. Hal böyle olunca, 7 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının tüm geldi ve gittileriyle birlikte getirtilerek davada dayanılan hukuki ehliyetsizlik iddiası yönünden inceleme yapılması, diğer taşınmazlar bakımından davanın reddine karar verilmesi, HMK’nın 29. ve 329/2. maddelerinin de değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda murisin ehliyetsiz olduğu kanıtlanmış ise de taşınmazları temellük eden …’in taraflar dışında mirasçısının bulunmadığı, daha sonra işbu taşınmazların paylaşımı için davacının da katıldığı miras taksim sözleşmesinin tanzim edildiği, davacının eldeki davayı bizzat katıldığı miras taksim sözleşmesini dolaylı yoldan geçersiz kılmak amacıyla açtığı, ayrıca dava konusu edilen 7 nolu bağımsız bölümün 1997 yılında davalıya devredildiği, davacının murisin bu tarihteki ehliyetsizliğine ilişkin bir iddiasının mevcut olmadığı, bu hususu da karar duruşmasında dile getirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-

Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak karar verilmiştir. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, davacıdan harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 20/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.