YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2102
KARAR NO : 2021/3437
KARAR TARİHİ : 21.06.2021
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL – TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, davalı …’in davacılardan … ile anlaşarak mirasbırakan …’a ait 105 parsel sayılı taşınmazdaki ipoteği, davacının 17.545,70 TL’lik kredi borcunu ödeyerek kaldırdığını, karşılığında okur yazarlığı bulunmayan mirasbırakandan kredi sözleşmesinde teminat olarak kullanılacağı vaadiyle satış işlemleri için kendisine yetki verilmesini sağlayan Kartal 15. Noterliği’nin 19/2/2009 tarihli 11910 yevmiye nolu vekâletnamesini aldığını, vekilin anılan vekâletnameye istinaden taşınmazı 2/3/2009 tarihinde kendisi ile birlikte yaşayan davalı …’e devrettiğini, …’e vekâleten davalı …’in babası olan diğer davalı …’nin de, taşınmazı 5/10/2009 tarihinde dava dışı …’a temlik ettiğini, satış bedelinin kendilerine ödenmediğini, davalıların el ve iş birliği içinde hareket ettiklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline, olmadığı takdirde 198.000,00 TL’nin (ıslah ile 311.228,00 TL’nin) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, alacağa satış tarihinden itibaren ticari reeskont faizi uygulanmasına karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, mirasbırakan …’un taşınmazı oğlu olan davacı …’in borçlarına karşılık davalı …’e devrettiğini, davalı …’in de bedeli karşılığında diğer davalı …’e devrettiğini, …’in satış bedelini tamamen ödeyememesi üzerine vekaleten dava dışı …’a sattığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece verilen ‘tapu iptali ve tescil isteminin taşınmazın üçüncü kişi adına kayıtlı olması nedeniyle reddine, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ettikleri, taşınmaz bedelinin ödenmediği gerekçeleri ile davacıların alacak davasının kısmen kabulü ile davacılardan … için 63.757 TL, diğer davacılar…, …içim 38.254,20’şer TL’ nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacılardan …’in talebinin reddine’ dair karar, her iki tarafın temyizi üzerine Dairece, “mirasbırakan …’un sözü edilen vekaletnameyi davaya konu taşınmazın kredi sözleşmesinde teminat olarak kullanılması amacı ile verdiği, davalı İsmail’in vekalet görevini kötüye kullanarak ve diğer davalılar ile işbirliği içerisinde hareket ederek taşınmazı devredip bedelini mirasbırakana ödemediği, iyiniyetle davranma yükümlülüğünü ihlal ettiği ve mirasbırakanı zarara uğrattığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine. Davacıların faize yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı açılmış olup, davanın bu niteliğine göre ticari reeskont faizi yerine yasal faiz uygulanmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine. Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 599. maddesi hükmü uyarınca; miras, mirasbırakanın ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibarı ile hak sahibi olurlar. Somut olayda; dava konusu taşınmaz 02.03.2009 tarihinde davalı …’e devredilmiş ise de, mirasçıların mirasbırakanın 11.06.2011 tarihinde ölümü ile hak sahibi oldukları gözetilerek dava tarihi itibari ile davacıların miras payları oranında belirlenecek tazminata hükmedilmesi gerekirken, taşınmazın…’e devir tarihi olan 02.03.2009 tarihi esas alınarak bedele hükmedilmesi isabetsizdir. Öte yandan; davacılardan … ile davalı … arasındaki borç ilişkisi taraflar arasındaki iç ilişki olup, başka bir davanın konusunu oluşturacağı kuşkusuzdur. Ne var ki eldeki dava yönünden mahkemece davacı …’in davalı …’e olan borcunun miras payına tekabül eden bedelden daha fazla olduğu gerekçesiyle tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Hal böyle olunca, çekişme konusu taşınmazın dava tarihi değeri olan 311.288,00 TL’nin tüm davacıların miras payı oranında davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçeleri ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, ‘tapu iptal ve tescile ilişkin mahkemece verilen karar Yargıtay aşamasından geçerek tarafları bağlayıcı hüküm haline geldiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacıların tazminata ilişkin taleplerinin kabulü ile, davacı … için 77.807 TL, diğer davacılar …, …, …için ayrı ayrı 46.684,20’şer TL olmak üzere toplam 264.543,80 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara ödenmesine’ karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 13.553,25. TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 21/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.