Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/1774 E. 2022/731 K. 27.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1774
KARAR NO : 2022/731
KARAR TARİHİ : 27.01.2022

MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 26/02/2021 tarihli ve 2021/126 E., 2021/215 K. sayılı karar yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 27.01.2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davalılar vekili ve temyiz edilen davacı vasisi vekili gelmedi, taraf vekillerinin mazeret dilekçeleri alındı, talepleri yerinde görülmediğinden reddedildi, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vasisi, mirasbırakan İrhan …’in 191 ve 123 parsel sayılı taşınmazlarını ½’şer paylarla davalı oğulları …’e, 401 parsel sayılı taşınmazı ile 87 parsel sayılı taşınmazının ½ payını akrabaları olan … …’e satış suretiyle devrettiğini, …’nin de 401 parsel sayılı taşınmazı davalı …’e, 87 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payı ise davalı …’e devrettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında kısıtlı … adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, mirasbırakanın tüm mirasçıları kapsar biçimde paylaştırma yaptığını, bu nedenle davacının da muvafakati alınarak 123 ve 191 parsel sayılı taşınmazların devrinin yapıldığını, 401 parselin mirasbırakan tarafından bedeli karşılığı …’ye satıldığını, kendilerince de …’den bedel karşılığı satın alındığını, 87 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacının aynı hukuksal nedene dayalı olarak açmış olduğu dava bulunduğunu ve eldeki dava yönünden derdestlik teşkil ettiğini, bu parselin davacıya ait olup vekil eliyle kendilerine devredildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Temlik tarihinde davacı …’in fiil ehliyetini haiz olup yapılan temliklere itiraz etmediğini, davalılara devredilen taşınmazlar karşılığında davacıya payına düşen miktar oranında arsa ve bedel verildiğini, bu nedenle uzun süre davalılarla bir ihtilaf yaşanmadığını, davacı tanıklarınca da bu hususların belirtildiğini, davacı … rahatsızlanınca vasi tayin edildiğini ve davacının sağlığını yitirmesini fırsat bilen vasinin eldeki davayı kötü niyetli olarak açtığını, mirasçılar arasında rızai taksim yapıldığını, 401 parsel sayılı taşınmazın bedeli karşılığı …’ye satıldığını, …’nin de ihtiyaç nedeniyle taşınmazı bedeli karşılığı davalılara sattığını, bu dönemde taşınmazı fiilen …’nin kullandığını, yapılan hiç bir temlikte muvazaa ve mal kaçırma kastının bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 26/02/2021 tarihli ve 2021/126 E., 2021/215 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların temlik tarihindeki gerçek değerleri ile tapuda gösterilen değerleri arasında önemli fark bulunduğu, temlik tarihleri itibariyle murisin taşınmazlarını satmasını gerektiren somut sebeplerin gösterilemediği, mirasbırakanın sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmadığı, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup, davanın kabulünün doğru olduğu, ancak toplulaştırma işlemi sonucu 123 ve 191 parsel sayılı taşınmazların parsel numaralarının değişmesine rağmen Mahkemece eski parsel numaraları üzerinden infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, davalıların istinaf başvurusunun değinilen yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulü yönünde yeniden hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Dava konusu 87 parsel sayılı taşınmaz yönünden Gaziantep 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/401 Esas sayılı dosyası ile görülen dava bulunduğunu, derdestlik itirazının Mahkemece dikkate alınmadığını, Mahkemece tanıkların keşif mahallinde dinlenmeleri gerekirken duruşmada dinlendiklerini, temlik tarihinde davacı …’in fiil ehliyetini haiz olup yapılan temliklere itiraz etmediğini, davalılara devredilen taşınmazlar karşılığında davacıya payına düşen miktar oranında arsa ve bedel verildiğini, bu nedenle uzun süre davalılarla bir ihtilaf yaşanmadığını, davacı tanıklarınca da bu hususların belirtildiğini, davacı … rahatsızlanınca vasi tayin edildiğini ve davacının sağlığını yitirmesini fırsat bilen vasinin eldeki davayı kötü niyetli olarak açtığını, mirasçılar arasında rızai taksim yapıldığını, 401 parsel sayılı taşınmazın bedeli karşılığı …’ye satıldığını, …’nin de ihtiyaç nedeniyle taşınmazı bedeli karşılığı davalılara sattığını, bu dönemde taşınmazı fiilen …’nin kullandığını, yapılan hiç bir temlikte muvazaa ve mal kaçırma kastının bulunmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Uygulamada ve öğretide “muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
3.2.2. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu’nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.2.3. Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV.3.2.1) numaralı bendinde yer alan yasal ve hukuksal gerekçeye göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV.3.) numaralı bentte yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 68.439,96 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 27/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.