YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1588
KARAR NO : 2021/6933
KARAR TARİHİ : 18.11.2021
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESPİT
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tespit davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Kayyım vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, 5737 sayılı Yasa’nın 17. maddesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tespit isteğine ilişkindir.
Davacı, zemini … … Vakfından mukataalı 1638 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 89/384 payının … oğlu … adına kayıtlı olduğunu, İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/389 Esas sayılı kamulaştırma bedelinin tespiti davasında kayıt malikine ulaşılamadığından İzmir Defterdarının kayyım tayin edildiğini, 5737 sayılı Yasa’nın 17. maddesi uyarınca taşınmazın vakfına rücu edeceğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile vakfı adına tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “…Somut olaya gelince; yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler birlikte değerlendirildiğinde Mahkemece hüküm vermeye yeterli inceleme ve değerlendirme yapıldığını söyleyebilme imkanı yoktur. …Hâl böyle olunca, öncelikle davacı idareye harç ikmali yaptırılması, ondan sonra yargılamaya devam edilerek çekişme konusu 1638 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ilk tesisinden itibaren dayanak tüm belgelerin eksiksiz temini, icareteynli ya da mukataalı vakıf taşınmazı olup olmadığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, ayrıca kayıt maliki ya da mirasçılarının kimliğinin tespitine ilişkin başkaca bilgi ve belge bulunup bulunmadığının sorulması, getirtilecek belgelerdeki verilerden yararlanmak suretiyle kayıt malikinin nüfus kaydının ve mirasçıları bulunup bulunmadığının Nüfus Müdürlüğünden araştırılması, delil olarak dayanılan dava dosyaları ile kayıt maliki … oğlu …’ye Defterdarın kayyım olarak atanmasına ilişkin kararın merciinden temini ve 5737 sayılı Yasa’nın 17. maddesindeki koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir…” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, 5737 Sayılı Yasa’nın 17. madde koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile … oğlu … adına kayıtlı olan 89/384 payın mülkiyetinin … … Vakfına ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; zemini … … Vakfından mukataalı 1638 ada 5 parsel sayılı 1.434,00 m2 miktarlı tarla nitelikli taşınmazın tespite dayanak 1. sıra 1327 tarih 67/405 sayılı tapu kaydı ve 02.07.1937 tarihli ve 128-125 sayılı veraset senedine göre kadastro tespitinde; “…… oğlu …’in tasarrufunda iken 25 sene evvel vefatı ile karısı …, kızı … ve oğlu …’u terk ettiği, 20 sene evvel …’un da vefatı ile karısı …, anası … ve oğulları …, …, …’ı terk ettiği, 1351 senesinde …’nin, beş ay sonra da …’nin vefatı ile her ikisinin hisselerinin …’un çocukları …, …, …’a kaldığı veraset senedinden anlaşıldığından…” bahisle dava konusu 89/384 payın “… oğlu …” adına, dava dışı diğer payların ise … oğulları …, … ile … karısı … … adlarına 09.12.1937 tarihinde kadastro suretiyle tescil edildiği, geri çevirme ile getirtilen kayıtlardan; tespite dayanak 02.07.1937 tarihli ve 128-125 sayılı veraset senedinde; “……’in 25 sene evvel vefatıyla verasetinin karısı …, kızı … ve oğlu …’a, …’un 20 sene evvel ölerek verasetinin karısı …, anası … ve oğulları …, …’ya kaldığının…” belirtildiği, tespit maliki … oğlu …’ın taşınmazdaki 89/384 payını 05.01.1965 tarihli akitle 3.kişiye sattığı, anılan akit tablosundan yararlanılarak getirtilen nüfus kayıtlarının tetkikinde ise, “… oğlu …’nin” tespite dayanak veraset ilamında adı geçtiği halde, nüfusta kaydının bulunmadığının belirtildiği, veraset ilamında adı geçen diğer tespit malikleri … oğulları …’nün ise nüfus kayıtlarının bulunup mirasçılarının da olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 5737 sayılı Yasa’nın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için kayıt maliklerinin gaip olup olmadıkları, mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir.
Diğer taraftan, bozma kararına uyulmuş olmakla kazanılmış hak kuralı uyarınca bozma kararında gösterilen şekilde inceleme yapılarak belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmesi zorunludur.
Ne var ki, Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozmaya uygun araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, kadastro tespitine dayanak 02.07.1937 tarihli ve 128-125 sayılı veraset ilamı ve diğer tespit malikleri … oğulları …’nın nüfus kayıtlarından yararlanılarak, “… oğlu …”nin nüfus kaydının ve mirasçılarının bulunup bulunmadığının, … oğlu … ve diğer tespit maliklerinin kök muris …’in mirasçıları olup olmadıklarının açıklığa kavuşturulması, muris …’in mirasçıları olduklarının tespiti halinde, nüfus kaydında … oğlu … bulunmasa dahi kök muris …’in diğer mirasçılarının hak talep edebilecekleri gözetilerek, 5737 sayılı Yasa’nın 17.maddesindeki koşulların mevcut olup olmadığı değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de; Mahkemece yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın değeri keşfen saptanmadan ve harç tamamlatılmadan sonuca gidilmiş olması da doğru değildir.
Davalı Kayyım vekilinin açıklanan nedenden ötürü yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.